21 Nisan 2016 Perşembe

SULTAN AHMET(I.AHMET), 14 RAKAMI VE KÖSEM SULTAN - 2



Sultan Ahmet Camii Gravürü(Yabancı)seyyahların gözüyle
SULTAN 1. AHMET’İN YAPTIRDIĞI ESERLER
Sultan 1. Ahmet, Mekke ve Medine'deki kutsal mekanların  ve Kabe'nin onarımı için İstanbul'dan ekipler göndererek gerekli onarımları yaptırmıştır. Kâbe'nin her yıl yenilenen örtülerinin de(yaklaşık 800 metre kumaş,81 kg altın tel ,153 kg ipek işleme  ve sırma ) İstanbul'da dokunup gönderilmesini emretmiştir.(o zamana kadar Mısır’da dokunuyordu) Sultan bütün usta ve sanatkarlarını istavroz sarayına toplayarak Kabe’nin su oluklarını hep birlikte tasarlayarak altından yapmışlardır.
İstanbul'da Sultan Ahmet adına yapılan  önemli eserleri de Şehzadebaşı Kuyucu Murad Paşa Külliyesi,İstanbul Mesih Paşa Camii,Piyale Paşa Camii,Elmalı Ömer Paşa Camii ,Eyüp'teki Sultan Ahmed sebili, Beşiktaş'ta Tersane Bahçesi'nde köşk ve kasır, Kavak Sarayı ve İstavroz sarayı ve mescitleri(Şimdiki Beylerbeyi sarayının bulunduğu araziye yapılmış-daha sonra yıkılmıştır), Alemdar, Tophane, Tersane, Haydarpaşa ve Üsküdar iskelesindeki I. Ahmet çeşmeleridir.
SULTAN AHMET CAMİİ

At meydanının (eski hipodrom) güney yönünde  bulunan, Sultan Ahmet meydanı olacak alanda(İstanbul’u gören en güzel mevkide bulunan sarayı Ayşe Sultan’dan , satın alan Sultan Ahmet ,sarayı yıktırarak  ortaya çıkarttığı alana verilen isim.) Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya (Mimar Sinan’ın talebelerinden olup; Başta müzik ve sedef süslemeciliği dışında yüksek görevlerde bulunduktan sonra 1606 yılında mimarbaşı olmuştur.)yaptırılmıştır. 4 Ocak 1610'da altı büyük minareli ve 16 şerefeli Sultanahmet m Camii'nin temel atma merasimi yapıldı. Camiin projesinde görülen minarelerin sayısı ortaya çıkınca(6 minare) sultan ; Kabe’ye saygısızlıkla  suçlanmıştı. O zamanlarda, Mekke'deki Kâbe'de de 6 minare bulunmaktaydı. Sultan bu problemi Mekkede olan (Mescidi Haram) camiye yedinci minareyi yaptırarak  bu sorunu böylelikle çözer. Dinine bağlı bir insan olan Sultan I. Ahmet, taht şehrinde o zamana kadar görülmemiş güzellikte bir camii,  o zamana kadar yapılmış olan camilerin en büyüğünü ve güzelini yaptırır .Caminin temelleri kazılırken eteğinde toprak taşıdı, her gün cami inşaatını bizzat teftiş ederdi.Cami inşaatında Devlet ricaliyle birlikte halk da gönüllü olarak çalışmışlar ve asırlarca gurur duyacakları bir eser meydana getirilmiştir. Batılı gezginler caminin çinilerinden dolayı “Mavi Cami” olarak adlandırmışlardır. Camiin meşhur çinileri Kütahya ve İznik‘teki atölyelere yaptırılmıştır.21.000 den fazla parçadan ibarete çinilerin motifleri ; selviler, laleler, sümbüller, nar çiçekleri, üzüm salkımları şeklinde tasarlanmıştır. Camii ibadet alanı biçim olarak kareye yakın bir dikdörtgendir. 53.50x49.47 (2.646 m2) metrekaredir. Sultanahmet caminin içi dört yapraklı yonca planına sahiptir. Geleneksel Sinan tasarımları gibi Dört fil ayağı üzerine kubbe oturtulmuştur.Ana kubbe 43 metre yüksekliğinde ve 23,5 m çapındadır. Bu ölçüler Mehmet ağanın iyi bir statikçi olduğunu gösterir.  Caminin içi çok ustaca yerleştirilen 260 pencere sayesinde ferah bir havaya bürünmüştür. Pencerelerin yerleştiriliş şeklinden dolayı büyük kubbe adeta havada asılı gibi duran çok estetik bir görünüm almıştır. Camideki Minber ; altın yaldız kaplamalı geometrik desenlerle, Mihrab : Mermerden yapılmış ve üzeri altın yaldızlı minik sütunlarla süslenmiş, hünkar mahfeli ise ;altın yaldızlı çinilerle süslenmiş ,kapısı da sedef kakma olup  çok güzel sanat ürünleridir.Hünkar mahfiline ; Hünkar Kasrından kolayca geçilebilecek yakınlıktadır.Sultan Ahmet Camiin iç avlusu 26 sütün üzerine oturtulmuş klasik tarzda  30 kubbe ile çevrilmiştir.
Sultan Ahmet Camii iç mekan çinileri
9 Haziran 1617'de inşaatı biten Sultanahmet Camii ibadete törenle  açıldı. Sultan Ahmet külliyesinde;Hünkâr Kasrı,Medrese,Dar-ül Kurra(Kuran öğretilen ,ezberletilen medrese), Sıbyan Mektebi(Çocuk okulu-ilkokul), Arasta(aynı ürünlerin satıldığı çarşı-külliye dükkanları böyle olurdu), Hamam, İmaret(aşevi) ,Darüş-şifa(hastane), Türbe ve Sebiller bulunmaktadır.Bu gün külliye binalarından sadece ; Arasta, darüşşifa hamamları ve türbeyle bitişik dükkanlar, köşedeki çeşmeler ve yanındaki dükkanlar anlaşılmakta/bilinmektedirler. (Sultan Ahmet ; Külliye binaları tamamlanmadan vefat ettiğinden camiin avlusu dışındaki kuzeydoğu köşesinde bulunan türbesine defnedilmiştir.)
 (SULTANAHMET CAMİİ’İN  DIŞ AVLUSUNDA, BİRINCİ KAPININ ALTINDA BULUNAN SEBİL KITABESI : “Içen abdan dari-naim içre mesrur ola, Yazilub amali-hüsnü deftere medtur ola
Camii Han Ahmed'in banii ala mesrebi, Hazreti Mimarbasi ahreti mamur ola.
Kim Muhammed anin nam-u ali himmeti, Itti bu rana binayi hasredek mashur ola
Olmamistir dahi olmaz böyle ali bina, Bir eser konmustur ki, kim dembedem Mezkur Ola”
Yeni Türkçesi : “Bu sudan içen, nimetler yurdu olan Cennete kavuşsun mutlu olsun. Yaptiği güzel işler deftere satir satir yazilsin.Yüksek ahlaki kendisine huy edenin, Han Ahmed'in camiini yapan, Yüce mimarbasinin sonu da iyi olsun.Bu ulu mimarbaşinin kutlu adi Mehmed'dir. Dünya durdukça ünü her tarafa yayılsın diye, bu güzel, gözalıcı yapan odur.Bu büyük eserin benzeri yoktur ve olmayacaktı. Be eser, her zaman övgüyle konuşulsun, dillerden düşmesin diye yapılmıştır.”)

_________________________________________________________________
(İstavroz Mescidi - İstavros Sarayı: Şimdiki Beylerbeyi Sarayı'nın arazisindedir.)

3 yorum:

  1. İstavroz mescitleri nedir hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Istavroz Sarayı: Şimdiki Anadolu yakasında Boğaz kıyısında bulunan Beylerbeyi sarayının bulunduğu geniş bahçelere istavroz bahçeleri denirdi(Deniz kıyısında bulunan duvarında haç figürü bulunduğundan). Burada ilk olarak 1. Ahmet bir kasr ve saray yaptırdığından sarayın adına "istavroz sarayı" denmiş. Dolayısıyla buradaki mescitlerde aynı adla anılmıştır. Buradaki saraylar bir kaç kez yıkılıp yapılmış ve çeşitli isimler verilmiştir. Bu arazideki en son sarayın ismi "Beylerbeyi Sarayı" olmuştur. Hocam uyarınız için teşekkürler. Metindeki ifadeye açıklama olarak ekliyorum.

      Sil