Kösem Sultan Tasvir’i
KÖSEM SULTAN
Kefolanyalı(Yunanistan) Anastasya(Anastasia) Saraya (13)
yaşındayken, (1585 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir) gelmiştir. Anastasya
bir Rum rahibinin kızı olduğu ufak yaşta yetim kalan bu kızın Bosna Beylerbeyi
Hüsrev Paşa’nın eline geçerek Topkapı Saray’ına gönderildiği bilinmektedir.
Safiye Sultan’ın isteği ile Harem’e getirilip“Mahpeyker” ismini almıştır.
Mahpeyker(Ay yüzlü ) uzun boylu ,zarif, cazibeli ,güler yüzlü
olup,sempatikliği ve güzel konuşması ile
dikkat çekmiştir. Sultan Ahmet tahta çıktığı sıralarda ,sarayı tanımak için
harem’i incelerken ; Kadın efendiler ve cariyeler taşlığı(Holü) denilen yerde Mahpeyker ‘le karşılaşmış
,isteği üzerine de Sultan Ahmet’in haremine
girmiştir.(Sonrada nikahlı eşi olacaktır.) I.Ahmet’in ısrarlı isteği üzerine On beş yaşlarındayken Sultan I.
Ahmet’in nikahlı hasekisi oldu(1604-1651).Mahpeyker; haseki olunca “Kösem”(Pürüzsüz
ve beyaz bir cildi olduğundan Kösem adı verildiği anlatılmaktadır) adını almış
ve Haremde 40 yılı aşkın sürede bir nevi hüküm sürmüştür. Kösem Sultan
sırasıyla ;Fatma Sultan(1606), Ayşe
Sultan(1608)’de Şehzade Murad( 1611), Şehzade Süleyman(1612), Şehzade
Kasım(1613) ve Şehzade İbrahim(1615)’i
doğurmuştur. Kösem Sultan ,eşi Sultan Ahmet(I) döneminde siyasi işlere
karıştığı düşünülmemekle birlikte ,Veraset sistemini değiştiren Kanunname-i Ali
Osman’ın tanzimine elinin değmiş olabileceğine inanılmakta olup bu konu hala
tartışılmaktadır.
Kösem Sultan, kocası I. Ahmet Han’ın vefatı üzerine Topkapı
Sarayı’ndan Beyazıt’taki Eski Saray’a
gönderildi. I. Mustafa Han ve II. Osman Han’ın saltanatları süresince toplam
altı yıl Eski Saray’da ikamet etmiştir. 10 Eylül 1623 tarihinde Oğlu IV.
Murad’ın(1623-1640) tahta çıkışı ile Topkapı Sarayı’na; bir daha eski saraya geri
dönmemek üzere gelmek fırsatı doğmuştu.
IV. Murad’ın cülus töreniyle tahta çıkışının ardından Kösem Sultan, Eski Saray’dan Topkapı
Sarayı’na büyük bir toplulukla gelerek hem valide sultan, hem de naibe-i
saltanat oldu(Padişah adına karar verebilen). Oğlu 4.Murat on bir yaşında ve o
güne kadar tahta çıkan en küçük padişahtı. Bu şekilde saltanat makamı, on yıla
yakın, bizzat Kösem Sultan’ın olmuştur. IV. Murad Han’ın henüz on iki yaşında
olması nedeniyle oğlunun saltanatının ilk yıllarında naibe-i saltanat olarak
devlet idaresinde etkili bir şekilde yer aldı. Kocası Sultan Birinci Ahmed ve
Şehzâdeleri/oğulları Dördüncü Murad (1623-1640), Sultan İbrahim (1640-1648) ve
torunu Dördüncü Mehmed/Avcı Sultan Mehmed (1648-1687) devirlerinde Kırk yıla yakın, parmaklarını kendi menfaati için devlet
idaresini karıştıran Mâhpeyker Kösem
Sultan, Sultan IV. Murad’ın tahta çıkmasının öncesinde gerek II. Osman Han’ın
şehadeti ile ortaya çıkan karışıklıklar, gerekse I. Mustafa Han zamanında baş
gösteren anarşi sebebiyle devlet düzeni ciddi biçimde bozulmuştur. IV. Murad
Han’ın çocuk yaşta bulunması bu durumu daha da güçleştirdi. Bu karışık devrede
Mahpeyker Kösem Sultan, naibe-i saltanat olarak çok önemli bir görevi
yürütmüştür.
Kösem Sultan’ı naibelik döneminde ; Bağdat’ın elden çıkması,
Anadolu ve diğer eyaletlerdeki isyanlar, Abaza Mehmed Paşa’nın isyanı, Kazan
eşkıyalarının boğaza kadar yağma
akınları ve Kırım’daki huzursuzluklar çok zorlamıştır.Kösem Sultan devlet adamları
ile bu sorunların halli için gayret sarfederken, bu sırada IV. Murad da(1623-1640)
annesinin yanında devlet işlerini öğreniyordu. Kösem Sultan naibelik makamını
IV. Murad’ın 1632 yılında mutlak idareyi eline almasına kadar sürdürdü. 10
Şubat 1432(Hicri) Salı günü patlak veren
ve Yeniçerilerin sarayı basarak, Vezir-i-azam Müezzin-zâde Hafız Ahmed
Paşa’nın yeniçeriler tarafından adete parçalanıp Topal Recep Paşa ‘nın sadrazamlığa getirilmesi ile neticelenen isyan 4.Murat’ı ziyadesiyle üzmüştü.Hatta bu olayda
isyancıların ayağına 4.Murat çıkarken; Topal Recep Paşa’nın “abdest almak gerekir,hünkarım “ demesi
sultanı daha da öfkelendirmişti. Ancak 8 Haziran 1632 Salı günü devlet
idaresine hâkim olup anası Kösem Sultan’ın vesayetinden kurtulan Sultan 4.
Murad Han’ın ilk işi, annesi ile başta Topal Recep Paşa olmak üzere Ocak
zorbalarını tasfiye etmiş, Birinci Mustafa anarşisine son vermek olmuştur. (Bu
hadisede 4.Murat gerekli tedbirleri aldıktan sonra Topal Recep Paşa’yı saray
çağırmış ve yeri geldiğinde Abdest al bre melun” hatırlatmasını yaparak Cellat
başı Kara Ali’ye teslim ederek-böylelikle Hafiz Ahmet Paşa’nın intikamını
almıştır)Bu tarihten sonra IV. Murad Han’ın doğrudan Devlet işlerini bizzat
ele alması üzerine devlet işlerine Kösem Sultan hiç karıştırılmadı .Tarihimizdeki yükselme dönemi padişahlarından sonraki işlerini saltanatının bu döneminde gerçekleştirmiş, uzun
bir aradan sonra orduyla sefere çıkan büyük
pâdişahlarımızdan kabul edilmektedir.
Devlet idaresinde Yükselme döneminde görüldüğü gibi Devlet
otoritesini sağlamlaştıran IV. Murad Han, Bağdat Seferi’ne çıkarken “hal”
söylentilerinin dolaşması üzerine annesi Kösem Sultan’a ikazlarda bulunmayı ihmal etmedi. Yine IV. Murad Han’ın kardeşlerini
ortadan kaldırdığı dönemde Şehzade İbrahim’in öldürülmesini emretmesine rağmen
Kösem Sultan’ın gayretleri sayesinde 4.Murat’ı bu fikirden vazgeçirerek Osmanoğulları’nın
devamını sağladı. Şayet Kösem Sultan’ın son bir gayretle İbrahim’i
kurtarmasaydı ; Osmanlı soyu sona erecekti.8 Şubat 1640 tarihinde IV. Murad
Han’ın zamansız ve genç yaşta(28 yaşında) ölümü üzerine( Kösem Sultan’ın) diğer
oğlu Şehzade İbrahim’in cülusu ile Kösem Sultan bir kez daha naibe-i saltanat
olarak devlet işlerine el koydu. Böylece iki evladının saltanatını gören ilk
valide sultan oluyordu. Sultan İbrahim’in ardından tahtın herhangi bir varisi
bulunmuyordu. Bu tehlikenin farkında olan valide sultan, ilk iş olarak Osmanlı
soyunun devamını sağlamak için Sultan I. İbrahim’e(1640-1648)- çok sayıda
cariye, gözde sundu(Hatta mesir macunu’nun bu dönemde son terkibine ulaştığı
söylenmektedir). I. İbrahim Sultan’ın sekiz yıllık saltanatında hükümdara karşı
bir karşıtlık meydana gelmişti. Devlet
erkânı ve yeniçeriağaları padişahın “hal” edilmesi konusunda fikir birliğine
varmışlardı. Sadrazam Sofu Mehmed Paşa, Şeyhülislam Abdürrahim Efendi,
Karaçelebizade Abdülaziz Efendi, Hanefi Mehmed Efendi ve Muslihiddin Ağa gibi
devlet adamları valide sultana başvurarak Sultan İbrahim’in hal‘ edilmesini ve
yerine Şehzade Mehmed’e biat edilmesini istediler. Kösem Sultan ilk başta bu
cülusa karşı çıkarak devlet geleneğinden ödün vermedi ve oğlu İbrahim’i bu
tehlikeden kurtarmaya çalıştı ise de , fakat başarılı olamadı. Kösem sultan
işlerin kontrolünü kaybetmemek adına
sonradan ister-istemez(Gerçek niyetinin kuşkusuz sözünü dinleteceği
çocuk padişahtan yana olduğunu anlıyoruz,ancak tecrübesi ve aşırı hırsı gereği bu işe önce
karşı çıkmış görünmüş ,işlerin kendi kontrolü altında cereyan ettiğine
kanaat getirdikten sonra da I.İbrahim’in “hal” edilmesi kararına iştirak edecektir.) torunu Mehmed’i saltanat
için bizzat hazırlamaya başladı. I. İbrahim’in tahta çıkmasıyla ve saltanatının ilk yıllarında(4.Murat’ta
olduğu gibi) Kösem-Sultan bu oğlunun saltanatından tekrar siyaset sahasında at
oynatıp saltanat nâibesi olarak sekiz buçuk yıl kadar diplomatik ve siyasi
işlere sultan adına naiplik etmişse de ,
Sultan I. İbrahim anasının yarattığı naibelik saltanatına en
nihayetinde son verince, oğlunu Devlet ricalinin de etkisiyle kapısı pencereleri örülmüş bir odaya tahttan
indirerek hapsetmiştir.Mahpeyker Kösem, sonra da bu odada, Evliyâ Çelebi’nin ifadesiyle “neûzu
b’illah yüzünden bir zerre nûr kalmayan cellâdbaşı Kara Ali’ye oğlunu
boğdurmuştur.(Kanunnameye göre; hanedan mensuplarının kanı dökülmeden ancak
idam edilebiliyordu)
Böylece öz evlâdının katili olan Mâhpeyker Kösem Sultan,
daha sonra torunu dördüncü Mehmed/Avcı Sultan Mehmed’in 8 Ağustos 1648 günkü
cülûsunu da gerçekleştirmiştir.
Harem
Bahçesinde Meclis(Sultan 1.Ahmet Albümü)
Büyük Valide Sultan
I.İbrahim’in 8 Ağustos 1648 tarihinde tahtan indirilerek IV.
Mehmed(1648-1687)’in saltanata getirilmesi
, Henüz yedi yaşında olan IV. Mehmed’in
bir saltanat naibine ihtiyacı sorunu nu ortaya çıkardı. Mahpeyker Kösem Sultan,
devlet geleneği gereği bu cülusun ardından Eski Saray’a geçerek valide sultanlık
makamını bırakması gerekiyordu. Fakat yılların vermiş olduğu tecrübesi ve hırsı
nedeniyle ve padişahın da çok küçük yaşta bulunması dolayısıyla Harem’de
kalmaya devam etti. Böylece Osmanlı tarihinde ilk olarak bir valide sultan, torununun
saltanatında büyük valide, valide-i muazzama, koca valide, valide-i
atika, valide-i kebire gibi sıfatlarla naibelik(Sultan’a vekalet) görevini
yürütmeye başladı. Gelini Hatice Turhan
Sultan da , valide sultan oldu ise de, sarayda Kösem Sultan’dan sonra ikinci
konumda bulunuyordu. Mahpeyker Kösem Valide Sultan ölümüne kadar üç bin akçe
olan valide sultanlık maaşını alırken IV. Mehmed’in annesi Hatice Turhan Valide
Sultan iki bin akçe alıyordu. Fakat Harem’de ilk kez , iki valide sultan’ın görev
yapması sarayda tuhaf karşılanıyor ve saray görevlilerinin sevk ve idaresinde
karışıklıklara yol açıyordu. IV. Mehmed’in
yirmi üç yaşlarındaki genç annesi Hatice Turhan Sultan ve ondan çok daha
deneyimli olan büyükannesi Mahpeyker Kösem Sultan ; ikisinin birada bulunması çok zor ve nazik bir durum
oluşturuyordu. Asla çift başlılığa izin verilmeyen Osmanlı Devlet yapısında bu
durumun zararları da çok geçmeden görülmeye başlandı. Saray ricalinden menfaati elden gidenler ile nüfuz sahibi
insanların her biri bir validenin yanında güç oluşturmaya başlayacaklar ve
karşıt taraftarlıklara yol açacaklardı.
Sultan IV. Mehmed’in saltanatının ilk yıllarında yine
Mahpeyker Kösem Sultan diplomatik ve siyasi devlet işlerini omuzlamıştı. Ancak
İbrahim I.Sultan’ın tahttan indirip
ölümüne sebep olan ağaların devlet işlerine müdahaleleri her geçen gün
artıyordu. Bu durum büyük çekişmelerin, kavgaların öncüsüydü. Osmanlı
eyaletlerindeki asayişsizliklerin de etkisiyle sık sık yapılan sadrazam
değişiklikleri de tımar sistemiyle birlikte devlet ekonomisini sarsıyor,
karışıklıklar büyüyordu. Zamanla dışarıdaki ocak ağalarına(Yeniçeri) karşı
saray ağaları da bir grup oluşturmaya başladılar. Saray ağaları, padişahın
validesi Hatice Turhan Valide Sultan’ı
daha aktif olmaya sevk ediyor, Mahpeyker Kösem Sultan’a karşı sarayda karşıt gruplaşma açıkça ortaya çıktı.
IV.Mehmet (1648-1687) saltanatının ilk yıllarında ; Sarayda
ortaya çıkan bu yeni grup karşısında ellerindeki nüfuzu kaybedeceklerini
anlayan ocak ağaları yeni bir ihtilâlin fitilini ateşlemek için girişimlere ve
fırsat aramaya başladılar. Bunlar IV. Mehmed Han’ı tahttan indirilip yerine kardeşi
Süleyman’ı çıkartmayı planlamışlar ve bu sayede de Hatice Turhan sultan’ın
valideliğine son vereceklerdi. Yıllardır ocak ağalarının nüfuzunu ve çıkardığı
karışıklıkları bilen Mahpeyker Kösem Sultan, büyük bir fitneye ve çatışmaya yol
açmamak için bu işe rıza gösterdi. Ancak saray ağaları bu darbe
hazırlıklarından haberdar olmuşlardı. Ocak ağalarının planına göre ; gece sarayın
demir kapı ve gizli kapıları açık bırakılacak, ocak ağaları gelip, Hatice Turhan
ve taraftarlarını götürecekler ve Şehzade Süleyman’ın cülusunu
gerçekleştireceklerdi.Ancak Kösem Sultan’ın cariyelerinden Melekî, olayın
gerçekleşmesinden bir gün önce gelişmeleri Hatice Turhan Valide Sultan’a
bildirdi. Hatice Turhan Sultan bu olayları öğrendikten sonra bunları Başta Süleyman Ağa ve Reyhan
Ağa’ya anlattı. O esnada ocak ağalarının, dört harem ağasının katlini
istedikleri tezkire de saraya ulaşmıştı. Artık ocak ağaları harekete geçmeden
saray ağaları kesin neticeye varmak istiyorlardı. Nitekim 2 Eylül 1651 gecesi
61 yaşına gelmiş olan Mahpeyker Kösem Valide Sultan, Uzun Süleyman Ağa ve taraftarları tarafından
(“Deli Doğancı” ünvanlı Kuşçu Küçük Mehmed tarafından),odasında perde ipiyle, boğularak öldürüldü. Sultan’ın
cenazesi Topkapı Sarayı’ndan çıkarıldı; Eski Saray’a götürüldü. 1651'in Eylül
ayında merhum eşi I. Ahmet'in türbesine defnedildi.
Mahpeyker Kösem Sultan ; Sultan I.Ahmet’in hasekisi, Sultan
4.Murat ile 1.İbrahim’in valideleri olup bu iki sultan zamanında ve torunu
4.Mehmet’in ilk yıllarında ,Devletin diplomatik ve siyasi işlerine naibelik
düzeyinde müdahele etmiş ve ülkeyi yönetmiştir diyebiliriz. Bu olaydan sonra Hatice
Turhan Sultan Köprülü ailesinden sadrazamları iş başına getirdi ve Osmanlı
Sarayındaki “kadınlar saltanatı” sona
erdi.(Saray kadınlarının saltanatına son veren valide sultan olarak tarihe
geçecek Hatice Turhan sultan ; “Osmanlı Kadını” olarak anılacaktır.)
KÖSEM SULTAN’IN YAPTIĞI
HİZMETLER
Mahpeyker Kösem Sultan’ın ölümüne İstanbul’da
herkesin ağladığı anlatılmaktadır. Çünkü bu büyük şehirde onun iyiliğini
görmeyen insan kalmamıştı. Her ne kadar ihtiraslı, hırslı, makam sevdalısı bir kadın
olarak görünse de bu kadının hayatı
aslında hayır, hasenat, iyilik, zorda kalanlara yardım etmekle geçmişti. Özellikle
Çocuk padişahlar döneminde devletin üzerinde koruyucu kanatları(kendine göre)
nı hep kullanmıştır.(Osmanlı Devlet adamlarının servetleri; vefatları halinde
hazineye kaldığından, herkes sağlığında hayırlı yatırımlar için ve nam bırakmak
için yarıştıklarından ,tüm haseki ve valide sultanlar da benzer hayırlar
yapmışlardır.)
Mahpeyker Kösem Valide Sultan; Devletin o güne kadar
karşılaştığı en zor günlerde yaşamıştı. Sultan I. Ahmed, I. Mustafa, II. Osman,
IV. Murad ve İbrahim Han gibi beş padişah dönemini görmüştü. Devlet işlerinde
neredeyse beş padişahtan daha tecrübeliydi. hayır işlerinde de etrafındaki
fakirlere her zaman yardımlarda bulunmuştur. Her yıl Receb ayında tebdili
kıyafetle arabaya binerek hapishanelere gitmiş; borcu yüzünden hapse düşen
mahkûmların borçlarını ödemiş ve onların hapisten çıkmalarını sağlamıştır. Kösem
Sultan, katil kişilere ise bu yardımları asla yapmamıştır. Yine her yıl hac
mevsiminde saka denilen iki vazifeliyi
hac kafileleriyle yola çıkartıp, bunlar vasıtasıyla yol boyunca hacılara soğuk
sular, bazı konaklarda da şeker şerbetleri dağıttırırdı. Evlenemeyen yetim kızların
bulunup onlara gerekli çeyizin yanında oturacakları evlerin de verildiği bir
vakıf kurmuştu.
Yaptırdığı hayır işlerinin başında 1640'da bitirilen
Üsküdar’daki Çinili Camii, Boğaziçi’nde Anadolu Kavağı mescidi , Sultan Selim
civarında Valide Medresesi Mescidi’ni ve çeşmesini yaptırarak hizmete açmıştır. Sultan IV. Murad
ve Kösem Sultan ayrıca Üsküdar’ın merkezinde hamam, Şehremini, Yenikapı ve
Beşiktaş’ta çeşmeler yaptırmışlar. Ayasofya
ile Kapalıçarşı arasında çifte hamam ve Yenikapı’da bulunan tek hamamı yaptırıp,ayrıca
Abdülmecid Şeyhî Efendi’nin Eyüp’teki türbesini de tamir ettirmiştir.Mahpeyker Valide
Kösem Sultan; Anadolu toprakları dışında Eğriboz, Midilli ve Kıbrıs gibi yerlerde
de vakıflar kurmuş, Livadya yakınlarında köprü, Kahire’de su terazisi
yaptırmıştı. O dönemde Osmanlı’nın eyaleti durumunda bulunan Mekke ve Medine’ye
de yardım elini uzatmış, fakir yöre halkına da hatırı sayılır yardımlarda
bulunmuştur.Kuşkusuz bu özellikleriyle Osmanlı valide Sultanları içinde ,Devlet
ve padişahlar üzerinde en çok etkili olan tartışmasız ; Kösem Sultan olmuştur.
Üsküdar Kösem Sultan Çinili Camii’nin denizden
görünüşü.(Yeni Valide,Valide-i Cedid Camii)
KAYNAKLAR :
Osmanlı Tarihi, İsmail Hakkı Uzunçarşılı
Bu mülkün Sultanları, Necdet Sakaoğlu
Osmanlı Hareminde 3 Haseki Sultan,Yılmaz Öztuna
Valide Sultanlar ve Harem, Ahmet Şimşirgil
Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
Üç kıtaya hükmetmiş dize getirmediği kral, devlet kalmamış bir imparatorluk ne hallere düşürüyor
YanıtlaSilbence osmanlı inparatorluğun duraklamasının temelleri topkapı sarayının temelleriyle beraber atılmıştır.