26 Nisan 2016 Salı

SULTAN AHMET(I.AHMET), 14 RAKAMI VE KÖSEM SULTAN - 3


 Kösem Sultan Tasvir’i
KÖSEM SULTAN
Kefolanyalı(Yunanistan) Anastasya(Anastasia) Saraya (13) yaşındayken, (1585 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir) gelmiştir. Anastasya bir Rum rahibinin kızı olduğu ufak yaşta yetim kalan bu kızın Bosna Beylerbeyi Hüsrev Paşa’nın eline geçerek Topkapı Saray’ına gönderildiği bilinmektedir. Safiye Sultan’ın isteği ile Harem’e getirilip“Mahpeyker” ismini almıştır. Mahpeyker(Ay yüzlü ) uzun boylu ,zarif, cazibeli ,güler yüzlü olup,sempatikliği  ve güzel konuşması ile dikkat çekmiştir. Sultan Ahmet tahta çıktığı sıralarda ,sarayı tanımak için harem’i incelerken ; Kadın efendiler ve cariyeler taşlığı(Holü)  denilen yerde Mahpeyker ‘le karşılaşmış ,isteği üzerine de  Sultan Ahmet’in haremine girmiştir.(Sonrada nikahlı eşi olacaktır.)  I.Ahmet’in ısrarlı isteği  üzerine On beş yaşlarındayken Sultan I. Ahmet’in nikahlı hasekisi oldu(1604-1651).Mahpeyker; haseki olunca “Kösem”(Pürüzsüz ve beyaz bir cildi olduğundan Kösem adı verildiği anlatılmaktadır) adını almış ve Haremde 40 yılı aşkın sürede bir nevi hüküm sürmüştür. Kösem Sultan sırasıyla  ;Fatma Sultan(1606), Ayşe Sultan(1608)’de Şehzade Murad( 1611), Şehzade Süleyman(1612), Şehzade Kasım(1613) ve   Şehzade İbrahim(1615)’i doğurmuştur. Kösem Sultan ,eşi Sultan Ahmet(I) döneminde siyasi işlere karıştığı düşünülmemekle birlikte ,Veraset sistemini değiştiren Kanunname-i Ali Osman’ın tanzimine elinin değmiş olabileceğine inanılmakta olup bu konu hala tartışılmaktadır.
Kösem Sultan, kocası I. Ahmet Han’ın vefatı üzerine Topkapı Sarayı’ndan  Beyazıt’taki Eski Saray’a gönderildi. I. Mustafa Han ve II. Osman Han’ın saltanatları süresince toplam altı yıl Eski Saray’da ikamet etmiştir. 10 Eylül 1623 tarihinde Oğlu IV. Murad’ın(1623-1640) tahta çıkışı ile Topkapı Sarayı’na; bir daha eski saraya geri dönmemek üzere gelmek fırsatı doğmuştu.                                     
IV. Murad’ın cülus töreniyle tahta çıkışının  ardından Kösem Sultan, Eski Saray’dan Topkapı Sarayı’na büyük bir toplulukla gelerek hem valide sultan, hem de naibe-i saltanat oldu(Padişah adına karar verebilen). Oğlu 4.Murat on bir yaşında ve o güne kadar tahta çıkan en küçük padişahtı. Bu şekilde saltanat makamı, on yıla yakın, bizzat Kösem Sultan’ın olmuştur. IV. Murad Han’ın henüz on iki yaşında olması nedeniyle oğlunun saltanatının ilk yıllarında naibe-i saltanat olarak devlet idaresinde etkili bir şekilde yer aldı. Kocası Sultan Birinci Ahmed ve Şehzâdeleri/oğulları Dördüncü Murad (1623-1640), Sultan İbrahim (1640-1648) ve torunu Dördüncü Mehmed/Avcı Sultan Mehmed (1648-1687) devirlerinde Kırk yıla yakın,  parmaklarını kendi menfaati için devlet idaresini karıştıran  Mâhpeyker Kösem Sultan, Sultan IV. Murad’ın tahta çıkmasının öncesinde gerek II. Osman Han’ın şehadeti ile ortaya çıkan karışıklıklar, gerekse I. Mustafa Han zamanında baş gösteren anarşi sebebiyle devlet düzeni ciddi biçimde bozulmuştur. IV. Murad Han’ın çocuk yaşta bulunması bu durumu daha da güçleştirdi. Bu karışık devrede Mahpeyker Kösem Sultan, naibe-i saltanat olarak çok önemli bir görevi yürütmüştür.

Kösem Sultan’ı naibelik döneminde ; Bağdat’ın elden çıkması, Anadolu ve diğer eyaletlerdeki isyanlar, Abaza Mehmed Paşa’nın isyanı, Kazan eşkıyalarının  boğaza kadar yağma akınları ve Kırım’daki huzursuzluklar çok zorlamıştır.Kösem Sultan devlet adamları ile bu sorunların halli için gayret sarfederken, bu sırada IV. Murad da(1623-1640) annesinin yanında devlet işlerini öğreniyordu. Kösem Sultan naibelik makamını IV. Murad’ın 1632 yılında mutlak idareyi eline almasına kadar sürdürdü. 10 Şubat 1432(Hicri) Salı günü patlak veren  ve Yeniçerilerin sarayı basarak, Vezir-i-azam Müezzin-zâde Hafız Ahmed Paşa’nın yeniçeriler tarafından adete  parçalanıp Topal Recep Paşa ‘nın   sadrazamlığa getirilmesi  ile neticelenen isyan   4.Murat’ı ziyadesiyle üzmüştü.Hatta bu olayda isyancıların ayağına 4.Murat çıkarken; Topal Recep Paşa’nın  “abdest almak gerekir,hünkarım “ demesi sultanı daha da öfkelendirmişti. Ancak 8 Haziran 1632 Salı günü devlet idaresine hâkim olup anası Kösem Sultan’ın vesayetinden kurtulan Sultan 4. Murad Han’ın ilk işi, annesi ile başta Topal Recep Paşa olmak üzere Ocak zorbalarını tasfiye etmiş, Birinci Mustafa anarşisine son vermek olmuştur. (Bu hadisede 4.Murat gerekli tedbirleri aldıktan sonra Topal Recep Paşa’yı saray çağırmış ve yeri geldiğinde Abdest al bre melun” hatırlatmasını yaparak Cellat başı Kara Ali’ye teslim ederek-böylelikle Hafiz Ahmet Paşa’nın intikamını almıştır)Bu tarihten sonra IV. Murad Han’ın doğrudan Devlet işlerini bizzat ele  alması  üzerine devlet işlerine Kösem Sultan  hiç karıştırılmadı .Tarihimizdeki  yükselme dönemi padişahlarından  sonraki işlerini  saltanatının bu döneminde gerçekleştirmiş, uzun bir aradan sonra orduyla sefere çıkan büyük  pâdişahlarımızdan kabul edilmektedir.  
Devlet idaresinde Yükselme döneminde görüldüğü gibi Devlet otoritesini sağlamlaştıran IV. Murad Han, Bağdat Seferi’ne çıkarken “hal” söylentilerinin dolaşması üzerine annesi Kösem Sultan’a   ikazlarda bulunmayı  ihmal etmedi. Yine IV. Murad Han’ın kardeşlerini ortadan kaldırdığı dönemde Şehzade İbrahim’in öldürülmesini emretmesine rağmen Kösem Sultan’ın gayretleri sayesinde 4.Murat’ı  bu fikirden vazgeçirerek Osmanoğulları’nın devamını sağladı. Şayet Kösem Sultan’ın son bir gayretle İbrahim’i kurtarmasaydı ; Osmanlı soyu sona erecekti.8 Şubat 1640 tarihinde IV. Murad Han’ın zamansız ve genç yaşta(28 yaşında) ölümü üzerine( Kösem Sultan’ın) diğer oğlu Şehzade İbrahim’in cülusu ile Kösem Sultan bir kez daha naibe-i saltanat olarak devlet işlerine el koydu. Böylece iki evladının saltanatını gören ilk valide sultan oluyordu. Sultan İbrahim’in ardından tahtın herhangi bir varisi bulunmuyordu. Bu tehlikenin farkında olan valide sultan, ilk iş olarak Osmanlı soyunun devamını sağlamak için Sultan I. İbrahim’e(1640-1648)- çok sayıda cariye, gözde sundu(Hatta mesir macunu’nun bu dönemde son terkibine ulaştığı söylenmektedir). I. İbrahim Sultan’ın sekiz yıllık saltanatında hükümdara karşı bir karşıtlık  meydana gelmişti. Devlet erkânı ve yeniçeriağaları padişahın “hal” edilmesi konusunda fikir birliğine varmışlardı. Sadrazam Sofu Mehmed Paşa, Şeyhülislam Abdürrahim Efendi, Karaçelebizade Abdülaziz Efendi, Hanefi Mehmed Efendi ve Muslihiddin Ağa gibi devlet adamları valide sultana başvurarak Sultan İbrahim’in hal‘ edilmesini ve yerine Şehzade Mehmed’e biat edilmesini istediler. Kösem Sultan ilk başta bu cülusa karşı çıkarak devlet geleneğinden ödün vermedi ve oğlu İbrahim’i bu tehlikeden kurtarmaya çalıştı ise de , fakat başarılı olamadı. Kösem sultan işlerin kontrolünü kaybetmemek adına  sonradan ister-istemez(Gerçek niyetinin kuşkusuz sözünü dinleteceği çocuk padişahtan yana olduğunu anlıyoruz,ancak tecrübesi ve aşırı hırsı gereği bu işe önce  karşı çıkmış görünmüş ,işlerin kendi kontrolü altında cereyan ettiğine kanaat getirdikten sonra da I.İbrahim’in “hal” edilmesi kararına  iştirak edecektir.) torunu Mehmed’i saltanat için bizzat hazırlamaya başladı. I. İbrahim’in  tahta çıkmasıyla  ve saltanatının ilk yıllarında(4.Murat’ta olduğu gibi) Kösem-Sultan bu oğlunun saltanatından tekrar siyaset sahasında at oynatıp saltanat nâibesi olarak sekiz buçuk yıl kadar diplomatik ve siyasi işlere sultan adına naiplik  etmişse de , Sultan I. İbrahim anasının yarattığı naibelik saltanatına   en nihayetinde son verince, oğlunu Devlet ricalinin de etkisiyle  kapısı pencereleri örülmüş bir odaya tahttan indirerek hapsetmiştir.Mahpeyker Kösem,  sonra da  bu odada, Evliyâ Çelebi’nin ifadesiyle “neûzu b’illah yüzünden bir zerre nûr kalmayan cellâdbaşı Kara Ali’ye oğlunu boğdurmuştur.(Kanunnameye göre; hanedan mensuplarının kanı dökülmeden ancak idam edilebiliyordu)

Böylece öz evlâdının katili olan Mâhpeyker Kösem Sultan, daha sonra torunu dördüncü Mehmed/Avcı Sultan Mehmed’in 8 Ağustos 1648 günkü cülûsunu da gerçekleştirmiştir.
Harem Bahçesinde Meclis(Sultan 1.Ahmet Albümü)
Büyük Valide Sultan
I.İbrahim’in 8 Ağustos 1648 tarihinde  tahtan indirilerek IV. Mehmed(1648-1687)’in  saltanata getirilmesi  , Henüz yedi yaşında olan IV. Mehmed’in bir saltanat naibine ihtiyacı sorunu nu ortaya çıkardı. Mahpeyker Kösem Sultan, devlet geleneği gereği bu cülusun ardından Eski Saray’a geçerek valide sultanlık makamını bırakması gerekiyordu. Fakat yılların vermiş olduğu tecrübesi ve hırsı nedeniyle ve padişahın da çok küçük yaşta bulunması dolayısıyla Harem’de kalmaya devam etti. Böylece Osmanlı tarihinde ilk olarak bir valide sultan, torununun saltanatında büyük valide, valide-i muazzama, koca valide,   valide-i atika, valide-i kebire gibi sıfatlarla naibelik(Sultan’a vekalet) görevini yürütmeye başladı. Gelini Hatice  Turhan Sultan da , valide sultan oldu ise de, sarayda Kösem Sultan’dan sonra ikinci konumda bulunuyordu. Mahpeyker Kösem Valide Sultan ölümüne kadar üç bin akçe olan valide sultanlık maaşını alırken IV. Mehmed’in annesi Hatice Turhan Valide Sultan iki bin akçe alıyordu. Fakat  Harem’de ilk kez , iki valide sultan’ın görev yapması sarayda tuhaf karşılanıyor ve saray görevlilerinin sevk ve idaresinde karışıklıklara yol açıyordu. IV. Mehmed’in  yirmi üç yaşlarındaki genç annesi Hatice Turhan Sultan ve ondan çok daha deneyimli olan büyükannesi Mahpeyker Kösem Sultan ; ikisinin  birada bulunması çok zor ve nazik bir durum oluşturuyordu. Asla çift başlılığa izin verilmeyen Osmanlı Devlet yapısında bu durumun zararları da çok geçmeden görülmeye başlandı. Saray ricalinden  menfaati elden gidenler ile nüfuz sahibi insanların her biri bir validenin yanında güç oluşturmaya başlayacaklar ve karşıt taraftarlıklara yol açacaklardı.

Sultan IV. Mehmed’in saltanatının ilk yıllarında yine Mahpeyker Kösem Sultan diplomatik ve siyasi devlet işlerini omuzlamıştı. Ancak İbrahim I.Sultan’ın  tahttan indirip ölümüne sebep olan ağaların devlet işlerine müdahaleleri her geçen gün artıyordu. Bu durum büyük çekişmelerin, kavgaların öncüsüydü. Osmanlı eyaletlerindeki asayişsizliklerin de etkisiyle sık sık yapılan sadrazam değişiklikleri de tımar sistemiyle birlikte devlet ekonomisini sarsıyor, karışıklıklar büyüyordu. Zamanla dışarıdaki ocak ağalarına(Yeniçeri) karşı saray ağaları da bir grup oluşturmaya başladılar. Saray ağaları, padişahın validesi Hatice  Turhan Valide Sultan’ı daha aktif olmaya sevk ediyor, Mahpeyker Kösem Sultan’a karşı  sarayda karşıt  gruplaşma açıkça ortaya çıktı.

IV.Mehmet (1648-1687) saltanatının ilk yıllarında ; Sarayda ortaya çıkan bu yeni grup karşısında ellerindeki nüfuzu kaybedeceklerini anlayan ocak ağaları yeni bir ihtilâlin fitilini ateşlemek için girişimlere ve fırsat aramaya başladılar. Bunlar IV. Mehmed Han’ı tahttan indirilip yerine kardeşi Süleyman’ı çıkartmayı planlamışlar ve bu sayede de Hatice Turhan sultan’ın valideliğine son vereceklerdi. Yıllardır ocak ağalarının nüfuzunu ve çıkardığı karışıklıkları bilen Mahpeyker Kösem Sultan, büyük bir fitneye ve çatışmaya yol açmamak için bu işe rıza gösterdi. Ancak saray ağaları bu darbe hazırlıklarından haberdar olmuşlardı. Ocak ağalarının planına göre ; gece sarayın demir kapı ve gizli kapıları açık bırakılacak, ocak ağaları gelip, Hatice Turhan ve taraftarlarını götürecekler ve Şehzade Süleyman’ın cülusunu gerçekleştireceklerdi.Ancak Kösem Sultan’ın cariyelerinden Melekî, olayın gerçekleşmesinden bir gün önce gelişmeleri Hatice Turhan Valide Sultan’a bildirdi. Hatice Turhan Sultan bu olayları öğrendikten  sonra bunları Başta Süleyman Ağa ve Reyhan Ağa’ya anlattı. O esnada ocak ağalarının, dört harem ağasının katlini istedikleri tezkire de saraya ulaşmıştı. Artık ocak ağaları harekete geçmeden saray ağaları kesin neticeye varmak istiyorlardı. Nitekim 2 Eylül 1651 gecesi 61 yaşına gelmiş olan Mahpeyker Kösem Valide Sultan,  Uzun Süleyman Ağa ve taraftarları tarafından (“Deli Doğancı” ünvanlı Kuşçu Küçük Mehmed tarafından),odasında  perde ipiyle, boğularak öldürüldü. Sultan’ın cenazesi Topkapı Sarayı’ndan çıkarıldı; Eski Saray’a götürüldü. 1651'in Eylül ayında merhum eşi I. Ahmet'in türbesine defnedildi. 

Mahpeyker Kösem Sultan ; Sultan I.Ahmet’in hasekisi, Sultan 4.Murat ile 1.İbrahim’in valideleri olup bu iki sultan zamanında ve torunu 4.Mehmet’in ilk yıllarında ,Devletin diplomatik ve siyasi işlerine naibelik düzeyinde müdahele etmiş ve ülkeyi yönetmiştir diyebiliriz. Bu olaydan sonra Hatice Turhan Sultan Köprülü ailesinden sadrazamları iş başına getirdi ve Osmanlı Sarayındaki  “kadınlar saltanatı” sona erdi.(Saray kadınlarının saltanatına son veren valide sultan olarak tarihe geçecek Hatice Turhan sultan ; “Osmanlı Kadını” olarak anılacaktır.)
KÖSEM SULTAN’IN YAPTIĞI  HİZMETLER
Mahpeyker Kösem Sultan’ın ölümüne  İstanbul’da  herkesin ağladığı anlatılmaktadır. Çünkü bu büyük şehirde onun iyiliğini görmeyen insan kalmamıştı. Her ne kadar  ihtiraslı, hırslı, makam sevdalısı bir kadın olarak görünse de  bu kadının hayatı aslında hayır, hasenat, iyilik, zorda kalanlara yardım etmekle geçmişti. Özellikle Çocuk padişahlar döneminde devletin üzerinde koruyucu kanatları(kendine göre) nı hep kullanmıştır.(Osmanlı Devlet adamlarının servetleri; vefatları halinde hazineye kaldığından, herkes sağlığında hayırlı yatırımlar için ve nam bırakmak için yarıştıklarından ,tüm haseki ve valide sultanlar da benzer hayırlar yapmışlardır.)

Mahpeyker Kösem Valide Sultan; Devletin o güne kadar karşılaştığı en zor günlerde yaşamıştı. Sultan I. Ahmed, I. Mustafa, II. Osman, IV. Murad ve İbrahim Han gibi beş padişah dönemini görmüştü. Devlet işlerinde neredeyse beş padişahtan daha tecrübeliydi. hayır işlerinde de etrafındaki fakirlere her zaman yardımlarda bulunmuştur. Her yıl Receb ayında tebdili kıyafetle arabaya binerek hapishanelere gitmiş; borcu yüzünden hapse düşen mahkûmların borçlarını ödemiş ve onların hapisten çıkmalarını sağlamıştır. Kösem Sultan, katil kişilere ise bu yardımları asla yapmamıştır. Yine her yıl hac mevsiminde  saka denilen iki vazifeliyi hac kafileleriyle yola çıkartıp, bunlar vasıtasıyla yol boyunca hacılara soğuk sular, bazı konaklarda da şeker şerbetleri dağıttırırdı. Evlenemeyen yetim kızların bulunup onlara gerekli çeyizin yanında oturacakları evlerin de verildiği bir vakıf kurmuştu.
Yaptırdığı hayır işlerinin başında 1640'da bitirilen Üsküdar’daki Çinili Camii, Boğaziçi’nde Anadolu Kavağı mescidi , Sultan Selim civarında Valide Medresesi Mescidi’ni ve çeşmesini  yaptırarak hizmete açmıştır. Sultan IV. Murad ve Kösem Sultan ayrıca Üsküdar’ın merkezinde hamam, Şehremini, Yenikapı ve Beşiktaş’ta çeşmeler yaptırmışlar.  Ayasofya ile Kapalıçarşı arasında çifte hamam ve Yenikapı’da bulunan tek hamamı yaptırıp,ayrıca Abdülmecid Şeyhî Efendi’nin Eyüp’teki türbesini de tamir ettirmiştir.Mahpeyker Valide Kösem Sultan; Anadolu toprakları dışında Eğriboz, Midilli ve Kıbrıs gibi yerlerde de vakıflar kurmuş, Livadya yakınlarında köprü, Kahire’de su terazisi yaptırmıştı. O dönemde Osmanlı’nın eyaleti durumunda bulunan Mekke ve Medine’ye de yardım elini uzatmış, fakir yöre halkına da hatırı sayılır yardımlarda bulunmuştur.Kuşkusuz bu özellikleriyle Osmanlı valide Sultanları içinde ,Devlet ve padişahlar üzerinde en çok etkili olan tartışmasız ; Kösem Sultan olmuştur.
Üsküdar Kösem Sultan Çinili Camii’nin denizden görünüşü.(Yeni Valide,Valide-i Cedid  Camii)
KAYNAKLAR :
Osmanlı Tarihi, İsmail Hakkı Uzunçarşılı
Bu mülkün Sultanları, Necdet Sakaoğlu
Osmanlı Hareminde 3 Haseki Sultan,Yılmaz Öztuna
Valide Sultanlar ve Harem, Ahmet Şimşirgil
Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu

1 yorum:

  1. Üç kıtaya hükmetmiş dize getirmediği kral, devlet kalmamış bir imparatorluk ne hallere düşürüyor
    bence osmanlı inparatorluğun duraklamasının temelleri topkapı sarayının temelleriyle beraber atılmıştır.

    YanıtlaSil