Sultan
I.Ahmet(1603-1617) Minyatür’ü
SULTANAHMET VE 14 RAKAMI
Sultan 1.Ahmet ‘in 18 Nisan 1590’da Manisa’da
doğdu.Babası
III.Mehmet(13.Osmanlı Hakan’ı ve Halife/ 1595-1603),Annesi Handan
Sultan’dır.Sultan Ahmet ,3.Mehmet’in 3 oğlundan 2.csidir,ağabeyi;
Mahmut
,Kardeşi ; Mustafa’dır(15. ve 17. Osmanlı Hakan’ı).Ancak ağabeyi Şehzade
Mahmut
askeri ve idari işlerle fazlasıyla ilgilenince ,tahta kastettiği
iddiasıyla
boğdurulmuştur.Bu durum beklenmedik bir şekilde Sultan Ahmet’e taht
yolunu
açmıştır.Sultan Ahmet henüz sünnet olmamışken ,babası 3.Mehmet’in 37
yaşında
ölümü üzerine ,Eyüp Sultanda Kılıç kuşanma töreniyle (Taklid-i Seyf/ 21
Aralık
1603).Sultan Ahmet tahta geçtiği sırada 1593’ te; Erdel,Eflak ve Boğdan
beylerinin isyanıyla başlayan Türk-Avusturya harbi devam ediyordu.(Bu
savaşın önemli
aşamaları ; Eğri kuşatması, Haçova meydan muharebesi,Estergon kalesinin
sürekli
el değiştirmesi, akıncılarımızın imhası ile ünlü Kanije savunması
olarak
hatırlanmaktadır.)Bu yüzden denilebilir ki Sultan 3. Ahmet’in kılıç
kuşanma
töreninden sonra ilk işi ; Osmanlı Ordusunun Belgrad üzerinden Budin’e
ilerleme
emri olmuştur.Bu seferle ; Ciğerdelen, Estergon ve Tepedelen kaleleri
fethedilmiştir.
Sultan
1.Ahmet Tuğra’sı
Sultan 1.Ahmet önemli bir sancağa çıkmadığından Devlet
yönetiminde acemi ve geleneksel ” kapı halkı” da oluşmamış ,üstelik sünnet de
olmamıştır.Ani durumda ; önce Sultan olmuş sonra da sünnet olmuştur.Tahta çıktığında
,Saray’ a babaannesi Safiye Sultan (Adriyatik’li Baffo- Sultan 3.Murat’ın
eşi,Sultan 3.Mehmet’in Annesi)hakimdi.Sultan Ahmet’in sünnetinden sonra Valide
sultan Handan Sultan , artik hükmü sona eren Safiye Sultan’ı(Büyük valide
sultan) ekibiyle birlikte eski saray’a gönderdi.(1604).Bu eylem Kösem
Sultan’a(Haseki Sultan) maledilirse de asıl etken Handan Sultan’dır.(Valide
Sultan)
Haseki Mahpeyker Kösem Sultan’ın Osmanlı Sarayına girişi ;
Sultan I.Ahmet’in kendisini görüp (Şehzadeyken) aşık olmasıyla
başlamıştır.Kefolanyalı Anastasia Saraya Safiye Sultan’ın isteği ile
getirilip“Mahpeyker” ismini almıştır. Sultan I.Ahmet için.Daha henüz sünnet
bile olmamış,tahta çıkmaya hazırlanan bu şehzade için “Önce evlilik,taht
sonraki iş” tir.Annesi Handan Sultan’a “Ben bu kızla evleneceğim ” demesi
üzerine Handan Sultan, şeyhülislam ve saraydakiler tarafından “Padişahların
evlenmesi şeriate göre caiz değildir.”denilerek hoş karşılanmamış ise de,
I.Ahmet’in ısrarlı isteği üzerine Handan Sultan çaresiz “Bu kız kimdir?Tez
araştırılsın”diyerek oğlunun isteğini yerine getirmiştir.Uzun süren
incelemelerden sonra,saray “Mahpeyker Kösem “ile evlenmelerine izin
vermştir.Osmanlı Tarihinde Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’a kıydığı
nikahtan sonra,Osmanlı Hanedanı’nda evlenen ikinci padişah olarak Sultan
I.Ahmet ve nikahı kıyılan ikinci kadın olarak da “Kösem Sultan” 40 yıl
kadar hüküm süreceği Osmanlı Sarayı”Harem’e “ adımını atmıştır.(1604)
SULTAN 1.AHMET DÖNEMİNDE ÖNEMLİ OLAYLAR
I.Ahmet tahta çıktığı zaman, Osmanlı Devleti çok zor
durumda bulunuyordu. Osmanlı batıda Avusturya ve doğuda İran ile harp hâlinde
bulunduğu bu sırada; içte de celâlî adı verilen âsîler, köyleri yakıp yıkmaya,
üzerlerine gönderilen orduları bozmaya başlamışlardı. Bu gâileler , Osmanlı
Devletini sarsacak durumdaydı. İran da iç isyancıları körükler
pozisyonundaydı.Bu karışık döneme rağmen (Duraklama dönemi) Sultan Ahmet(I)
,şehzadeliğinde iyi bir sancak uygulamasından geçmemiş olsa da , iyi eğitilmiş
,bir çok dil bilen ,genç yaşına rağmen devlet hakkındaki meselelerde doğru
kararlar verebilen Osmanlı Hanedanı’nın önemli bir hakan’ ı olmuştur. Kardeş
katli yasası, kardeşin kardeşi taht kavgası yüzünden öldürmesi ,taht kavgaları
ve bu sebeplerle ortaya çıkabilecek olumsuzlukların önüne geçilebilmesi
açısından yapılan idari düzenlemeler yapması Saltanat makamı için dönüm
noktası olmuştur.Sultan 1.Ahmet’in diğer eşi Mahfiruz Hatice Sultan olup; her
iki eşinden de 12 erkek(2.Osman, Şehzade Mehmet,Şehzade Cihangir,Şehzade
Orhan,Şehzade Selim,4.Murat,Şehzade Hasan,Şehzade Süleyman,Şehzade
Bayezid,Şehzade Hüseyin,Şehzade Kasım,1.İbrahim ), 9’u kız olmak üzere toplamda
21 çocuğu olmuştur.
KANUNNAME-İ ALİ OSMAN
Fatih(1451-1481) kanunnamesi olarak da bilinen Kanunname-i
Ali Osman bir tür dönemin anayasasıdır.Başta Padişah’ın töresel yetkileri
olmak üzere Devlet idaresini düzenleyen(Adli-Askeri ve toprak yönetimi gibi)
yasadır.(Fatih Kanunnamesini derleyen ; KARAMANİ MEHMET PAŞA, Kaleme alan ise ;
Tevkii Leyszade Mehmet Bin Mustafa ‘dır).Daha sonra da Sultan Bayezid II
döneminde(1481-1512) şer’i vergilendirme ve tımar işleri eklenmiştir.
Kanunname-i Ali Osman’da geniş bir düzenleme Kanuni(1520-1566) Kanunnamesi ile
yapılmıştır.(Bu düzenlemeler Divan-I Hümayun yetkilerinden,Eyalet yönetimlerine
,Müslüman ve gayri Müslim halklar için de çok farklı düzenlemeleri
kapsamaktaydı)Şimdi de Sultan Ahmet I. Tahta çıktığında kardeşi Şehzade
Mustafa’nın katli gündeme getirilmiş, fakat genç sultan buna karşı çıkmış ve bu
durumu Sultan Ahmet Kanunnamesiyle kesinleştirmiştir. KANUNNAME-İ ALİ OSMAN’da
yer alan”Nizâm-ı Âlem için kardeş katli “ hükmü yerine ailenin aklı
başında olan en büyük üyesi anlamında “Ekber ve Erşet” olanın tahta çıkması
kanunlaşmıştır.Bu durumda padişahın oğlu yerine kardeşlerinin tahta çıkma yolu
açılmıştı.Böylece sultanın kardeşi (Mustafa) ile 3 oğlu da padişah
olabilmişlerdir.(Genç Osman,4.Murat, İbrahim).Ancak bu düzenleme ile şehzade
sancakları uygulaması sona ermiştir.(İleride olumsuz etkileri görülecektir).İyi
tarafı kardeş katlini ortadan kaldırmasıdır. Bu arada Yavuz Döneminde Osmanlı
himayesine alınan Ramazanoğulları Beyliğine son verilmiştir.
Osmanlı-Avusturya Savaşları
OSMANLI-AVUSTURYA SAVAŞLARI VE ZİTVATOROK ANTLAŞMASI
Sultan Ahmet tahta geçtiği zaman 1593’ te; Erdel,Eflak ve Boğdan beylerinin isyanıyla başlayan Türk-Avusturya harbi devam
ediyordu.Sultan Ahmet ordusuna Belgrad üzerinden Budin’e ilerleme emri
vermişti. Peşte (25 Eylül 1604) ve Hatvan kaleleri savaş yapılmadan kolaylıkla
ele geçirildi. Avusturya savaşları serdarı Malkoçoğlu Ali Paşa komutasında
ilerleyen Ordu daha sonra Budin'in kuzeyinde bulunan Vaçkalesini ele geçirdi
(16 Ekim 1604). 29 Ağustos 1605'de Estergon Kalesi kuşatıldı ve tam
karşısındaki Ciğerdelen kalesi fethedildi. 8 Eylül'de Vişegrad, 19 Eylül'de
Tepedelen (Saint Thomas) kaleleri fethedildi. 3 Ekim 1605'de ise Estergon
Kalesi alındı.Bu seferin serdarı (Sadrazam Ali Paşa’nın vefatı nedeniyle) Lala
Mustafa Paşa kumandasındaydı.(Sefer dönüşünde yerine Tiryaki Hasan Paşa’yı
vekil bırakan paşa, vefat etmiştir)Her iki tarafında 13 yıldır süren savaştan
çok yorulmuş olduklarından barış yapılmasına karar verildi.sadrazamlığa
getirilen Kuyucu Murat Paşa ‘nın ön ayak olduğu ve Tuna’ya dökülen Zitva
suyunda “Zitvatorok” antlaşması imzalandı.(11 Kasım 1606).Yapılan anlaşmaya
göre ; Eğri, Estergon, Kanije kaleleri Osmanlılarda, Yanıkkale (Raab) ve
Komarom kaleleri Avusturyalılarda kalacak, Avusturya bir kere 200.000 altın
savaş tazminatı ödeyecekti.Ancak antlaşmanın 1533 den beri yapıla gelen
antlaşmalardan iki önemli farkı bulunuyordu.Bunlardan biri Avusturya’nın her
yıl ödediği vergiler kalkmıştı.Bir diğeri ise : Avusturya imparatorunun
(arşidükü) protokol bakımından Osmanlı padişahına eşit olduğu kabul
edildi.(daha önceki antlaşmalarda arşidük sadrazama denk sayılmıştı.).Bu iki
önemli değişiklik Avusturya lehine yorumlanmış ve Osmanlı üstünlüğü sona
ermişti.
Sultan I.Ahmet ‘in Jang Young Tasviri(Solda),ilk yıllarının
minyatürü(Sağda)
OSMANLI – İRAN(SAFAVİ) İLİŞKİLERİ
Sultan I. Ahmet tahta geçtiğinde sırada, Osmanlı İmparatorluğu batıda Avusturya, doğuda Safavidevleti ile savaşmaktaydı. Osmanlı ordusuİran Seferi serdarı Sinan Paşa komutasında Nahçıvanüzerinden Revan'ayürüdü. (1604) Bu arada yeniçeriler Van'a dönülmesiniistemeleri üzerine Osmanlı ordusu kışı Van'da geçirdi.Tebriz'i gerialmak için yapılan savaşta Osmanlı ordusu,Şah Abbas'ın ordularını yendi. Ancak Erzurum Beylerbeyi SeferPaşa'nın çekilen düşman kuvvetlerini izleyip asıl ordudan ayrılmasını fırsatbilen Şah Abbas, ordu merkezine ani bir saldırıda bulundu. Yenilgiye uğrayanSinan Paşa önce Van'a,daha sonra da Diyarbakır'a çekildi. Şah Abbas Şirvan, Şamahı ve Gence'yi kolaylıklaele geçirdi. Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'da devameden Avusturya Savaşı ve iç isyanlarlauğraştığı için İran cephesinde başarılı olamıyordu. Sadrazam Nasuh Paşa,Şah Abbas'ın barış önerisini kabul etti.1612 yılındayapılan Nasuh Paşa Antlaşmasıyla 9 yıl süren Osmanlı-Safavi Savaşısona erdi. Yapılan Nasuh Paşa Antlaşmasına göre ;Osmanlılar Ferhat PaşaAntlaşmasıyla(1590) aldıkları toprakları kaybedip,Kanuni döneminde yapılanAmasya antlaşması(1555) ile belirlenen sınırlar geçerli olup, Safeviler Osmanlı Devletine 200 deve yükü ipek vermeyikabul etmişlerdir.. 1615 yılına kadar süren barış dönemi Şah Abbas'ınantlaşmayı bozması üzerine sona erdi. Yapılan savaşlarda Osmanlılar çokkayıp vermiştir. (Sonucu ancak Padişahın ölümünden sonraki dönemde alınacaktır.)
DENİZLERDE MÜCADELE
Sultan Ahmet Akdeniz’de güvenliği sağlamak için de gayret
göstermiş, yeni gemiler yaptırmış, Floransa ve Malta korsanlarıyla başarılı
çarpışmalar yapılmıştır. I. Ahmet zamanında Murat Reis ve Halil Paşa gibi deniz
kahramanları Türk donanmasına zaferler kazandırmışlardır.
CELALİ İSYANLARI
Yavuz Sultan Selim(1512-1520) döneminde binlerce taraftarı
ile ayaklanan Bozoklu Şaki Celal’den dolayı, Anadolu isyanlarına genel ad
olarak “CELALİ” isyanları denmiştir.Sultan Ahmet’in babası III.Mehmet döneminde
yapılan Haçova savaşından(1596) kaçan askerler Anadolu’ya yayılarak bütün
düzeni bozdular.Osmanlı Devleti için büyük bir asayiş problemi olmuştu Sultan
I. Ahmet döneminde Celali İsyanları tekrar patlak verdi. Tavil Ahmed,
Canboladoğlu ve Deli Hasan ayaklanmaları bunlardan en önemlileridir. Bu sırada
Sadrazam olan Kuyucu Murat Paşa son derece sert bir askerdi. Kuyucu Murat
Paşa'nın ısrarlı ve sert politikaları sonunda Celali İsyanları zor da olsa
bastırıldı.(Kuyucu Murat Paşa ünvanını kuyuya düşmesinden dolayı
almıştır,isyanları sert bastırmasından dolayı olduğu ise bir yakıştırmadır. )
Kuyucu Murat Faşa Celalilerin üzerine yürüdü. Bunların en tehlikelisi olan
Canbulatoğlu Ali Paşa Suriye’de hüküm sürüyordu. Murat Paşa Lübnan
dürzilerinden Şeyh Fahreddin’i mağlup etti.(1607). Nihayet Canbulatoğlu Ali
Paşa ile karşılaşarak onu da yendi.
Sultan I.Ahmet dönemi vezir-i Azam’ları arasında Kasım Paşa, Sokullu ailesinden Mehmed Paşa, Kuyucu Murat Paşa,Derviş Paşa ve Nasuh Paşa’yı; diğer devlet adamlarından Cigala-zâde Mahmûd Paşa, Lala Mustafa Paşa,Etmekçi-zâde Ahmed Paşa ve Sarıkçı Mustafa Paşa, İlmiye’den ; Şeyhülislâm Sun’ullah Efendi, Hoca-zâde Mehmed Efendi, Mu’allim-i Sultân Mustafa Efendi ve Ahi-zâde Hüseyin Efendi’yi ve Aziz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri, Şeyh Abdülmecid Sivâsî ve Cerrah Paşa Şeyhi diye bilinen Şeyh İbrahim Efendi önemli yer tutar.
Sultan I. Ahmet cesur kararlar alabilen ve uygulayan
ısrarcı bir mizaca sahipti. Dindar, adaletli, alçakgönüllü, iyiliği ve hayır
işlerini seven I. Ahmed, temiz ve aydınlık yüzlü, beyaz tenliydi. Bayramlaşma
törenlerinde elini öpen Devlet ileri gelenlerine ve şairlere saygı olsun diye
tahtında kalkar otururdu. Sultan Ahmet şairleri çok severdi ve Hasodalı Yusuf
Ağa tarafından anlatılan “Bahti” mahlasını kullanmasıyla ilgili hikayesi :
"Sultan Ahmed abdest alırken suyunu ben dökerdim. Kışın en şiddetli
günlerinde bile soğuk su isteyen padişah, bir gün: "Ayaklarım hamal ayağı
gibi" dedi. Bunun üzerine: "Padişahım, meşhur meseldir, ayağı büyük
olanın bahtı açık olurmuş..." diye karşılık verince, padişah: "Belî,
bilürüm, Bahtî mahlâsını ol sebepten aldım, dedi."
….
Tâ ezelden Âl-i Osmân'ın çün oldun yâveri
Bana dahi yâver ol ey fahr-i ashâb-ı güzîn
Eyle himmet Bahtî'ye dergâhına geldi senin
Eyle himmet ser-be-ser feth eyleye a'dâ ilin (Sultan I.Ahmet)
Bana dahi yâver ol ey fahr-i ashâb-ı güzîn
Eyle himmet Bahtî'ye dergâhına geldi senin
Eyle himmet ser-be-ser feth eyleye a'dâ ilin (Sultan I.Ahmet)
….
Sultan Ahmet Halkın içine girerek onların dertlerini
dinlemekten hoşlanırdı.Saltanatı sırasında haremin, kadın sultanların devlet
işlerine karışmalarını engellemiş, bir bakıma da saray kadınlarının
çekişmelerinden devleti korumuştur. Sadrazamı Murad Paşa ile ülke içinde içki
içilmesini yasaklamış, yasaklara uymayanları cezalandırmıştır. Sultan I. Ahmet
(1590-1617) ince ruhlu bir Osmanlı Padişahı olup,ölümünden bir gün önce
öleceğini anladığı anlatılmaktadır. (Sultanın vefat etmeden bir gün önce
huzurunda bulunan mabeynci Mustafa, Ahmed Han’ın odada kimseleri göremediği
halde kimselere karşı dört defa; “Ve aleyküm selam” dediğine şahit
oldu.Mabeynci, bir mânâ veremediği acaip davranışlarını Sultanına
sorduğunda, Sultan Ahmet I. şu cevabı verdi:
“O anda Hazreti Ebu Bekir-i Sıddık,
Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Hazreti Ali efendilerimiz geldiler ve bana;
‘Sen, dünya ve ahiretin sultanlığını kendine toplamışsın. Yarın Resulullah
(sav) Efendimiz’in yanında olacaksın’, buyurdular.” Sultan Ahmet(I) ertesi gün
vefat eder.22 Kasım 1617’de hastalıktan vefat eden(Mide hastalığı) ,Sultan
Ahmet 14.Osmanlı Padişahıdır.Hicri Takvime göre ; 14 yaşında tahta çıkmış ve
yine 14 yıl padişahlık yaptıktan sonra, 28 yaşında iken vefat ettiğinden (Yine
14’ün iki katı), hayatında “14” rakamının çok önemli bir yeri vardır.(Bazi tarihçiler
Sultan 1.Ahmet’i 16.Osmanlı Padişahi sayarak-Fetret devrinde Yıldırım
Bayezid’in iki oğlu Emir Musa ile Emir Süleyman’da Zorlamayla Sultan kabul
edilerek-, Sultan ahmet Camii minarelerinde bu sebepten 16 şerefe bulunduğunu
savunsalar da : Sultan Ahmet kesinlikle 14.Hakan olduğundan bu iddia
geçersizdir.)
Rifat GÜNDAY
Eğitimci, Araştırmacı ve Tarih Öğrt.
Tarihi bilgi yanında yorumlarınızı da eklerseniz daha verimli olacağı kanaatindeyim sayın hocam
YanıtlaSilsondaki menkıbevi tarzdaki hikaye objektifi tarihi bilgiye renk katmış
elinize sağlık
Müdürüm tarihi sadece böyle dolu bilgi değil de, hani sizin arka planlarında olanları da katarak sohbet tadında yapsanız daha da keyifli olur diye düşünüyorum.Saygılarımla,devam.
YanıtlaSil