17 Nisan 2016 Pazar

SULTAN AHMET(I.AHMET), 14 RAKAMI VE KÖSEM SULTAN - 1

                         
 Sultan I.Ahmet(1603-1617) Minyatür’ü
SULTANAHMET VE 14 RAKAMI                                   
Sultan 1.Ahmet ‘in 18 Nisan 1590’da Manisa’da doğdu.Babası III.Mehmet(13.Osmanlı Hakan’ı ve Halife/ 1595-1603),Annesi Handan Sultan’dır.Sultan Ahmet ,3.Mehmet’in 3 oğlundan 2.csidir,ağabeyi;  Mahmut ,Kardeşi ; Mustafa’dır(15. ve 17. Osmanlı Hakan’ı).Ancak ağabeyi Şehzade Mahmut askeri ve idari işlerle fazlasıyla ilgilenince ,tahta kastettiği iddiasıyla boğdurulmuştur.Bu durum beklenmedik bir şekilde Sultan Ahmet’e taht yolunu açmıştır.Sultan Ahmet henüz sünnet olmamışken ,babası 3.Mehmet’in 37 yaşında ölümü üzerine ,Eyüp Sultanda Kılıç kuşanma töreniyle (Taklid-i Seyf/ 21 Aralık 1603).Sultan Ahmet tahta geçtiği sırada 1593’ te; Erdel,Eflak ve Boğdan beylerinin isyanıyla başlayan Türk-Avusturya harbi devam ediyordu.(Bu savaşın önemli aşamaları ; Eğri kuşatması, Haçova meydan muharebesi,Estergon kalesinin sürekli el değiştirmesi, akıncılarımızın  imhası ile ünlü Kanije savunması olarak hatırlanmaktadır.)Bu yüzden denilebilir ki Sultan 3. Ahmet’in kılıç kuşanma töreninden sonra ilk işi ; Osmanlı Ordusunun Belgrad üzerinden Budin’e ilerleme emri olmuştur.Bu seferle ; Ciğerdelen, Estergon ve Tepedelen kaleleri fethedilmiştir.

 Sultan 1.Ahmet Tuğra’sı
Sultan 1.Ahmet önemli bir sancağa çıkmadığından Devlet yönetiminde acemi ve geleneksel ” kapı halkı” da oluşmamış ,üstelik sünnet de olmamıştır.Ani durumda ;  önce Sultan olmuş sonra da sünnet olmuştur.Tahta çıktığında ,Saray’ a babaannesi Safiye Sultan (Adriyatik’li  Baffo- Sultan 3.Murat’ın eşi,Sultan 3.Mehmet’in Annesi)hakimdi.Sultan Ahmet’in sünnetinden sonra Valide sultan Handan Sultan , artik hükmü sona eren Safiye Sultan’ı(Büyük valide sultan) ekibiyle birlikte eski saray’a gönderdi.(1604).Bu eylem Kösem Sultan’a(Haseki Sultan) maledilirse de asıl etken Handan Sultan’dır.(Valide Sultan)

Haseki Mahpeyker Kösem Sultan’ın Osmanlı Sarayına girişi  ; Sultan I.Ahmet’in kendisini  görüp (Şehzadeyken) aşık olmasıyla başlamıştır.Kefolanyalı Anastasia Saraya Safiye Sultan’ın isteği ile getirilip“Mahpeyker” ismini almıştır. Sultan I.Ahmet için.Daha henüz sünnet bile olmamış,tahta çıkmaya hazırlanan bu şehzade için “Önce evlilik,taht sonraki iş” tir.Annesi  Handan Sultan’a “Ben bu kızla evleneceğim ” demesi üzerine Handan Sultan, şeyhülislam ve saraydakiler tarafından “Padişahların evlenmesi şeriate göre caiz değildir.”denilerek hoş karşılanmamış ise de, I.Ahmet’in ısrarlı isteği  üzerine Handan Sultan çaresiz “Bu kız kimdir?Tez araştırılsın”diyerek oğlunun isteğini yerine getirmiştir.Uzun süren  incelemelerden sonra,saray “Mahpeyker Kösem “ile evlenmelerine izin vermştir.Osmanlı Tarihinde  Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’a kıydığı nikahtan sonra,Osmanlı Hanedanı’nda evlenen ikinci padişah olarak Sultan I.Ahmet ve nikahı kıyılan ikinci kadın olarak da “Kösem Sultan” 40 yıl kadar     hüküm süreceği Osmanlı Sarayı”Harem’e “ adımını atmıştır.(1604)
SULTAN 1.AHMET DÖNEMİNDE  ÖNEMLİ OLAYLAR
I.Ahmet  tahta çıktığı  zaman, Osmanlı Devleti çok zor durumda bulunuyordu. Osmanlı  batıda Avusturya ve doğuda İran ile harp hâlinde bulunduğu bu sırada; içte de celâlî adı verilen âsîler, köyleri yakıp yıkmaya, üzerlerine gönderilen orduları bozmaya başlamışlardı. Bu  gâileler , Osmanlı Devletini  sarsacak  durumdaydı. İran da  iç isyancıları körükler pozisyonundaydı.Bu karışık döneme rağmen (Duraklama dönemi)  Sultan Ahmet(I) ,şehzadeliğinde iyi bir sancak uygulamasından geçmemiş olsa da  , iyi eğitilmiş ,bir çok dil bilen ,genç yaşına rağmen devlet hakkındaki meselelerde doğru kararlar verebilen  Osmanlı Hanedanı’nın önemli bir hakan’ ı  olmuştur. Kardeş katli yasası, kardeşin kardeşi taht kavgası yüzünden öldürmesi ,taht kavgaları ve  bu sebeplerle ortaya çıkabilecek olumsuzlukların önüne geçilebilmesi açısından  yapılan idari düzenlemeler yapması Saltanat makamı için dönüm noktası olmuştur.Sultan 1.Ahmet’in diğer eşi Mahfiruz Hatice Sultan olup; her iki eşinden de 12 erkek(2.Osman, Şehzade Mehmet,Şehzade Cihangir,Şehzade Orhan,Şehzade Selim,4.Murat,Şehzade Hasan,Şehzade Süleyman,Şehzade Bayezid,Şehzade Hüseyin,Şehzade Kasım,1.İbrahim ), 9’u kız olmak üzere toplamda 21 çocuğu olmuştur.
KANUNNAME-İ ALİ OSMAN
 Fatih(1451-1481) kanunnamesi olarak da bilinen Kanunname-i Ali Osman bir tür dönemin anayasasıdır.Başta Padişah’ın töresel yetkileri olmak  üzere Devlet idaresini düzenleyen(Adli-Askeri ve toprak yönetimi gibi)  yasadır.(Fatih Kanunnamesini derleyen ; KARAMANİ MEHMET PAŞA, Kaleme alan ise ; Tevkii Leyszade Mehmet Bin Mustafa ‘dır).Daha sonra da Sultan Bayezid II döneminde(1481-1512) şer’i vergilendirme ve tımar işleri eklenmiştir. Kanunname-i Ali Osman’da geniş bir düzenleme Kanuni(1520-1566) Kanunnamesi ile yapılmıştır.(Bu düzenlemeler Divan-I Hümayun yetkilerinden,Eyalet yönetimlerine ,Müslüman ve gayri Müslim  halklar için de çok farklı düzenlemeleri kapsamaktaydı)Şimdi de Sultan Ahmet I. Tahta çıktığında kardeşi Şehzade Mustafa’nın katli gündeme getirilmiş, fakat genç sultan buna karşı çıkmış ve bu durumu Sultan Ahmet Kanunnamesiyle  kesinleştirmiştir. KANUNNAME-İ ALİ OSMAN’da yer alan”Nizâm-ı Âlem için kardeş katli “ hükmü yerine ailenin aklı başında olan en büyük üyesi anlamında “Ekber ve Erşet” olanın tahta çıkması kanunlaşmıştır.Bu durumda padişahın oğlu yerine kardeşlerinin tahta çıkma yolu açılmıştı.Böylece sultanın kardeşi (Mustafa) ile 3 oğlu da padişah olabilmişlerdir.(Genç Osman,4.Murat, İbrahim).Ancak bu düzenleme ile şehzade sancakları uygulaması sona ermiştir.(İleride olumsuz etkileri görülecektir).İyi tarafı kardeş katlini ortadan kaldırmasıdır. Bu arada Yavuz Döneminde Osmanlı himayesine alınan Ramazanoğulları Beyliğine son verilmiştir.
 Osmanlı-Avusturya Savaşları
OSMANLI-AVUSTURYA SAVAŞLARI VE ZİTVATOROK ANTLAŞMASI
Sultan Ahmet tahta geçtiği zaman 1593’ te; Erdel,Eflak ve Boğdan beylerinin isyanıyla başlayan Türk-Avusturya harbi devam ediyordu.Sultan  Ahmet  ordusuna Belgrad üzerinden Budin’e ilerleme emri vermişti. Peşte (25 Eylül 1604) ve Hatvan kaleleri savaş yapılmadan kolaylıkla ele geçirildi. Avusturya savaşları serdarı Malkoçoğlu Ali Paşa komutasında ilerleyen Ordu daha sonra  Budin'in kuzeyinde bulunan Vaçkalesini ele geçirdi (16 Ekim 1604). 29 Ağustos 1605'de Estergon Kalesi kuşatıldı ve tam karşısındaki Ciğerdelen kalesi fethedildi. 8 Eylül'de Vişegrad, 19 Eylül'de Tepedelen (Saint Thomas) kaleleri fethedildi. 3 Ekim 1605'de ise Estergon Kalesi  alındı.Bu seferin serdarı (Sadrazam Ali Paşa’nın vefatı nedeniyle) Lala Mustafa Paşa kumandasındaydı.(Sefer dönüşünde yerine Tiryaki Hasan Paşa’yı vekil bırakan  paşa, vefat etmiştir)Her iki tarafında 13 yıldır süren savaştan çok yorulmuş olduklarından barış yapılmasına karar verildi.sadrazamlığa getirilen Kuyucu Murat Paşa ‘nın ön ayak olduğu ve Tuna’ya dökülen Zitva suyunda “Zitvatorok” antlaşması imzalandı.(11 Kasım 1606).Yapılan anlaşmaya göre ; Eğri, Estergon, Kanije kaleleri Osmanlılarda, Yanıkkale (Raab) ve Komarom kaleleri Avusturyalılarda kalacak, Avusturya bir kere  200.000 altın savaş tazminatı ödeyecekti.Ancak antlaşmanın 1533 den beri yapıla gelen antlaşmalardan iki önemli farkı bulunuyordu.Bunlardan biri Avusturya’nın her yıl ödediği vergiler kalkmıştı.Bir diğeri ise : Avusturya imparatorunun (arşidükü) protokol bakımından Osmanlı padişahına eşit olduğu kabul edildi.(daha önceki antlaşmalarda  arşidük sadrazama denk sayılmıştı.).Bu iki önemli değişiklik Avusturya lehine yorumlanmış ve Osmanlı üstünlüğü sona ermişti.
Sultan I.Ahmet ‘in Jang Young Tasviri(Solda),ilk yıllarının minyatürü(Sağda)
OSMANLI – İRAN(SAFAVİ) İLİŞKİLERİ
Sultan I. Ahmet tahta geçtiğinde sırada, Osmanlı İmparatorluğu batıda Avusturya, doğuda Safavidevleti ile savaşmaktaydı.  Osmanlı ordusuİran Seferi serdarı Sinan Paşa komutasında Nahçıvanüzerinden Revan'ayürüdü. (1604) Bu arada yeniçeriler Van'a dönülmesiniistemeleri üzerine  Osmanlı ordusu kışı Van'da geçirdi.Tebriz'i gerialmak için yapılan savaşta Osmanlı ordusu,Şah Abbas'ın ordularını yendi. Ancak Erzurum Beylerbeyi SeferPaşa'nın çekilen düşman kuvvetlerini izleyip asıl ordudan ayrılmasını fırsatbilen Şah Abbas, ordu merkezine ani bir saldırıda bulundu. Yenilgiye uğrayanSinan Paşa önce Van'a,daha sonra da Diyarbakır'a çekildi. Şah Abbas Şirvan, Şamahı ve Gence'yi kolaylıklaele geçirdi. Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'da devameden Avusturya Savaşı ve iç isyanlarlauğraştığı için İran cephesinde başarılı olamıyordu. Sadrazam Nasuh Paşa,Şah Abbas'ın barış önerisini kabul etti.1612 yılındayapılan Nasuh Paşa Antlaşmasıyla 9 yıl süren Osmanlı-Safavi Savaşısona erdi. Yapılan Nasuh Paşa Antlaşmasına göre ;Osmanlılar Ferhat PaşaAntlaşmasıyla(1590) aldıkları toprakları kaybedip,Kanuni döneminde yapılanAmasya antlaşması(1555) ile belirlenen sınırlar geçerli olup,  Safeviler Osmanlı Devletine 200 deve yükü ipek vermeyikabul etmişlerdir.. 1615 yılına kadar süren barış dönemi Şah Abbas'ınantlaşmayı bozması üzerine sona erdi. Yapılan savaşlarda Osmanlılar çokkayıp vermiştir. (Sonucu ancak Padişahın ölümünden sonraki dönemde alınacaktır.)
DENİZLERDE MÜCADELE 
Sultan Ahmet Akdeniz’de güvenliği sağlamak için de gayret göstermiş, yeni gemiler yaptırmış, Floransa ve Malta korsanlarıyla başarılı çarpışmalar yapılmıştır. I. Ahmet zamanında Murat Reis ve Halil Paşa gibi deniz kahramanları Türk donanmasına zaferler kazandırmışlardır. 
CELALİ İSYANLARI
Yavuz Sultan Selim(1512-1520) döneminde binlerce taraftarı ile ayaklanan Bozoklu Şaki Celal’den dolayı, Anadolu isyanlarına genel ad olarak “CELALİ” isyanları denmiştir.Sultan Ahmet’in babası III.Mehmet döneminde yapılan Haçova savaşından(1596) kaçan askerler Anadolu’ya yayılarak bütün düzeni bozdular.Osmanlı Devleti için büyük bir asayiş problemi olmuştu Sultan I. Ahmet döneminde Celali İsyanları tekrar patlak verdi. Tavil Ahmed, Canboladoğlu ve Deli Hasan ayaklanmaları bunlardan en önemlileridir. Bu sırada Sadrazam olan Kuyucu Murat Paşa son derece sert bir askerdi. Kuyucu Murat Paşa'nın ısrarlı ve sert politikaları sonunda Celali İsyanları zor da olsa bastırıldı.(Kuyucu Murat Paşa  ünvanını  kuyuya düşmesinden dolayı almıştır,isyanları sert bastırmasından dolayı olduğu ise bir yakıştırmadır. ) Kuyucu Murat Faşa Celalilerin üzerine yürüdü. Bunların en tehlikelisi olan Canbulatoğlu Ali Paşa Suriye’de hüküm sürüyordu. Murat Paşa Lübnan dürzilerinden Şeyh Fahreddin’i mağlup etti.(1607). Nihayet Canbulatoğlu Ali Paşa ile karşılaşarak onu da yendi. 

Sultan I.Ahmet dönemi vezir-i Azam’ları arasında Kasım Paşa, Sokullu ailesinden Mehmed Paşa, Kuyucu Murat Paşa,Derviş Paşa ve Nasuh Paşa’yı; diğer devlet adamlarından Cigala-zâde Mahmûd Paşa, Lala Mustafa Paşa,Etmekçi-zâde Ahmed Paşa ve Sarıkçı Mustafa Paşa, İlmiye’den ; Şeyhülislâm Sun’ullah Efendi, Hoca-zâde Mehmed Efendi, Mu’allim-i Sultân Mustafa Efendi ve Ahi-zâde Hüseyin Efendi’yi ve  Aziz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri, Şeyh Abdülmecid Sivâsî ve Cerrah Paşa Şeyhi diye bilinen Şeyh İbrahim Efendi önemli yer tutar.

Sultan I. Ahmet cesur kararlar alabilen ve uygulayan ısrarcı  bir mizaca sahipti. Dindar, adaletli, alçakgönüllü, iyiliği ve hayır işlerini  seven I. Ahmed, temiz ve aydınlık yüzlü, beyaz tenliydi. Bayramlaşma törenlerinde elini öpen Devlet ileri gelenlerine  ve şairlere saygı olsun diye tahtında kalkar otururdu. Sultan Ahmet şairleri çok severdi ve Hasodalı Yusuf Ağa tarafından anlatılan  “Bahti” mahlasını kullanmasıyla ilgili hikayesi   : "Sultan Ahmed abdest alırken suyunu ben dökerdim. Kışın en şiddetli günlerinde bile soğuk su isteyen padişah, bir gün: "Ayaklarım hamal ayağı gibi" dedi. Bunun üzerine: "Padişahım, meşhur meseldir, ayağı büyük olanın bahtı açık olurmuş..." diye karşılık verince, padişah: "Belî, bilürüm, Bahtî mahlâsını ol sebepten aldım, dedi."
….
Tâ ezelden Âl-i Osmân'ın çün oldun yâveri

Bana dahi yâver ol ey fahr-i ashâb-ı güzîn

Eyle himmet Bahtî'ye dergâhına geldi senin

Eyle himmet ser-be-ser feth eyleye a'dâ ilin     (Sultan I.Ahmet)
….
Sultan Ahmet Halkın içine girerek  onların dertlerini dinlemekten hoşlanırdı.Saltanatı sırasında haremin, kadın sultanların devlet işlerine karışmalarını engellemiş, bir bakıma da saray kadınlarının  çekişmelerinden devleti korumuştur. Sadrazamı Murad Paşa ile ülke içinde içki içilmesini yasaklamış, yasaklara uymayanları cezalandırmıştır. Sultan I. Ahmet (1590-1617) ince ruhlu bir Osmanlı Padişahı olup,ölümünden bir gün önce öleceğini anladığı anlatılmaktadır. (Sultanın vefat etmeden bir gün önce huzurunda bulunan mabeynci Mustafa, Ahmed Han’ın odada kimseleri  göremediği halde kimselere karşı dört defa; “Ve aleyküm selam” dediğine şahit oldu.Mabeynci, bir mânâ veremediği acaip davranışlarını Sultanına sorduğunda, Sultan Ahmet I. şu cevabı verdi:

“O anda Hazreti Ebu Bekir-i Sıddık, Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Hazreti Ali efendilerimiz geldiler ve bana; ‘Sen, dünya ve ahiretin sultanlığını kendine toplamışsın. Yarın Resulullah (sav) Efendimiz’in yanında olacaksın’, buyurdular.” Sultan Ahmet(I) ertesi gün vefat eder.22 Kasım 1617’de hastalıktan vefat eden(Mide hastalığı) ,Sultan Ahmet 14.Osmanlı Padişahıdır.Hicri Takvime göre ; 14 yaşında tahta çıkmış ve yine 14 yıl padişahlık yaptıktan sonra, 28 yaşında iken vefat ettiğinden (Yine 14’ün iki katı), hayatında “14” rakamının çok önemli bir yeri vardır.(Bazi tarihçiler Sultan 1.Ahmet’i 16.Osmanlı Padişahi sayarak-Fetret devrinde Yıldırım Bayezid’in iki oğlu Emir Musa ile Emir Süleyman’da  Zorlamayla Sultan kabul edilerek-, Sultan ahmet Camii minarelerinde bu sebepten 16 şerefe bulunduğunu savunsalar da : Sultan Ahmet kesinlikle 14.Hakan olduğundan bu iddia geçersizdir.) 

Rifat GÜNDAY
Eğitimci, Araştırmacı ve Tarih Öğrt.


2 yorum:

  1. Tarihi bilgi yanında yorumlarınızı da eklerseniz daha verimli olacağı kanaatindeyim sayın hocam
    sondaki menkıbevi tarzdaki hikaye objektifi tarihi bilgiye renk katmış
    elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Müdürüm tarihi sadece böyle dolu bilgi değil de, hani sizin arka planlarında olanları da katarak sohbet tadında yapsanız daha da keyifli olur diye düşünüyorum.Saygılarımla,devam.

    YanıtlaSil