23 Aralık 2023 Cumartesi

CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI

CUMHURİYETİMİZİN 100.YILI 

*Rifat GÜNDAY

Türk Milleti, Balkan ve Trablusgarp savaşları (1911-13) , Birinci Dünya Savaşları (1914-1918) ardından Millî Mücadele ‘nin yeniden diriliş ve bağımsızlık savaşıyla(1919-1922) hatıralarda “10 yıllık savaş” olarak nitelendirilen varını- yoğunu ortaya dökerek yaşamıştır. İşgale uğrayan İstanbul’dan(13 Kasım 1918) hareket eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a çıkarak(19 Mayıs 1919),Amasya Genelgesini yayınlayıp Erzurum ve Sivas Kongreleriyle Millî Mücadelenin ana hatlarını belirleyip TBMM’nin açılmasıyla da (23 Nisan 1920) vatan savunmasını başlatmıştır.Kazim Karabekir Paşa’nın Doğu Cephe harekatlarıyla Doğu vilayetlerimizin kurtarılması ,Başkomutan Gazi Paşa’nın komutanlığında Sakarya Muharebeleriyle Yunan saldırısının püskürtülmesi ve Güney doğu vilayetlerimizin Fransızlardan kurtarılmasının ardından Türk ordusu, Büyük Taarruzla İzmir’in kurtuluşunu sağlandıktan (9 Eylül 1922) sonra kuzeye doğru harekete geçirilen 5.Süvari Kolordumuz Çanakkale boğazına gelerek ; İngilizlerin “Tarafsız Bölge” diye iddia ettiği bölgeye girerek ilerlemeye başladı.Güney Marmara’da ise en son Erdek’in kurtuluşunu gerçekleştiren Kocaeli Grubu birliklerimiz Kuzeye yönelerek İzmit –İstanbul yönünde İngiliz birliklerinin kapsısına dayandı. Gazi Paşa bu hareketeyle İstanbul için muharebeye hazırız mesajı vermişti.İtilaf Devletlerinin isteği üzerine Mudanya Mütarekesi imzalandı(11 Ekim 1922).Buna göre Trakya boşaltılarak TBMM hükümetine teslim edild, Uzun müzakerelerden sonra Lozan Barış antlaşması imzalanarak (24 Temmuz 1923) ,İstanbul’un tahliyesi gerçekleşti.Son işgal kuvveti de 4 Ekim 1923 de Dolmabahçe önünden ayrıldı.Böylece İstanbul kara kısmı boşalınca hareket için hazır-kıta bekleyen 3 .Kolordumuz İstanbul’a trenle hareket ederek 6 Ekim 1923 günü İstanbul’a girdi.1453’den beri görülmemiş bir zulüm ,baskı ve felaket yaşayan İstanbul 4 yıl 10 Ay 23 günlük esaretten sonra Kurtuluşa kavuştu( 16 Ekim 1923). Binlerce yıllık Türk tarihinin birikimi ve çağdaş gelişmelerin sentezinin bir sonucu olarak Millî Mücadele’nin Meclis Başkanı ve Başkumandanı Gazi Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti’nin hayatiyetini kaybettiğinin kanaatiyle Cumhuriyete karar verilmiştir.(29 Ekim 1923) Buna göre : Anayasa’nın bazı maddelerinin değiştirilmesi için Millet Meclisi’nin 29 Ekim 1923’te kabul ettiği kanunun İlk maddesi “Hâkimiyet, bilâ kayd ü şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müsteniddir. Türkiye Devleti’nin şekl-i hükümeti, Cumhuriyettir” hükmüyle Cumhuriyete kavuştuk.

    Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda ; “Kara Saban Tarımı” ve “Hastalıklı bir hayvancılık” , Gayri Müslimlerin ve yabancıların elindeki ticaret ve bankerlik , 3-5 atölyede sınırlı insan gücüne dayalı –neredeyse motoru hiç olmayan – atölyeler yani Milli bir ekonomisi olmayan , Devlet işlerini yürütecek teknik kadrolardan yoksun , eğitimsiz ve 3 milyonu bulaşıcı hastalıklarla boğuşan 12 milyonluk bir ülkeyi “10 yılık savaşın” sonunda devralan/ kurulan Türkiye Cumhuriyetinin 2. Yüzyılına adım atarken 100 yıllık başarı öyküsünü, kurucunun hayallerini ve bu yüzyıla devrolanların durumunu idrak etmeliyiz.
Cumhuriyetimizin en temel birinci özelliği Bağımsızlık ve Özgürlük olmuştur.Cumhuriyetimizin bize getirdikleri : Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk Bağımsızlığımıza çok önem vererek Devletimizin Millî bir dış politika izlemesini sağlamıştır.
    Lozan’dan sonra , harplerde en çok sıkıntısını çektiğimiz araç –gereç , lojistik ihtiyaçları kendimizin üretebilmesi için üretiminin temeli olan ağır sanayii de -ki Karabük Demir-Çelik'le dünyada 8.liğe çıkmışız- ki bu konuyla Atatürk bizzat ilgilenmiş Fabrikanın Ereğliye kurulup buranın Avrupa örnekleri gibi bir sanayi havzası olmasını istemekle birlikte güvenlik nedeniyle Askeri yetkililer fabrikayı Karabük olarak tesbit etmiş,Fabrika sahasının 100 km kadar iç kısımlara çekilmesi yüzünden yapım ve üretimi 3-5 yıl gecikmiş hem de inşa maliyetlerini artırmıştır.
    İkinci hamlemizle Savunma sanayinin temeli atılmış , Kırıkkale çelik ve muhimmat fabrikalarının ardından 1927 de Kayseri Uçak fabrikamız kurulmuştur.Çünkü üretime sahip olunmadan Bağımsızlık korunamazdı.Millî Ekonomiye temel olacak üçüncü hamleniz ise köylü -çiftçinin asırlardır çektiği sıkıntıları -başta Aşar vergisi- olmak üzere giderilmiş tarımsal üretim teşvik edilerek ,kurulan dokuma ve şeker sanayi tesisleriyle , tabii ki “Yerli Malları “ haftalarıyla yerli üretim seferberliği başlatılarak kalkınma azmimiz heyecan kazanmıştır. Bazı fabrikalar ise tarım ürünlerimizin takası yapılmak suretiyle kurulabilmiştir.Sonra kendi ülkemizin demiryollarında ve denizlerinde kendimiz taşıma yapamıyorduk çünkü kabotaj gibi kapitülasyonlar engel olduğundan bu uluslar arası sorun da aşılarak “Demir Ağlar “ dönemi başlatıldı
    Cumhuriyet siyaseten de Medeni hukukla Devletin Vatandaşlık tanımıyla hukuki hakları belirlenmiştir. Atatürk’ün, ¨Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.¨ sözü Anayasamızdaki T.C Vatandaşlığının tanımı olarak yer almıştır.
    Toplumsal hamlemizin en önemlisi de Millî Eğitim oldu ,bu sayede okuma - yazma ve okullaşma “millet mektepleri” adıyla köylere kadar yaygınlaştı.Köyde doğan bir çocuğun devlet okullarında okuyarak başarıyla hayata atılması gerçekleşti.Eğitim konusunda diğer projeler öğretmen yetiştirme temelli “ köy enstitüleri “ ile kırsalda hem eğitim hem de kalkınmanın pratikte uygulaması oldu.Türkiye Cumhuriyetinin Eğitimdeki en büyük projelerinden ilki yukarıda açıklanan “Öğretmen okulları “ diğeri ise “Maarif Kolejleri” olmuştur.
    Böylece Millet bağımsızlığımızın top yekün anahtarı ",kendi kendine yeten bir Türkiye" yaratılmıştır.Ama diğer ülkelerden en önce seçme-seçilme haklarıyla kadınlarımız Cumhuriyetin modern yüzünü oluşturmuştur.

8 Kasım 1934-Ankara Sergievi 
Lozan'dan sonraki Kazanımlarımız
*Boğazlar : Lozan’da aleyhimize sonuçlanan “Boğazlar Sözleşmesi” Millî Bağımsızlığımıza engel teşkil ediyor , Cumhurbaşkanı Atatürk’de buna bir çare arıyordu.Neticede Türkiye’nin bu konudaki sürekli talepleri ve 2.Dünya savaşının işaretlerinin görülmesiyle yapılan Montrö Sözleşmesiyle (20 Temmuz 1936) Boğazlar tamamen Türkiye Cumhuriyetinin kontrolüne geçmiş oldu.
*Hatay : Lozan ve Öncesinde –İstiklal harbinin zorlu koşullarında- imzalanan Ankara Antlaşmaları ile Hatay vilayeti Millî sınırlar dışında kalmıştı.Atatürk’ün “Hatay benim meselem “ dediği için bizzat ilgilenmiş 1937 antlaşmaları ile Hatay’a bağımsızlık kazandırılmasının ardından Fransızların Suriye’den ayrılma hazırlıkları esnasında hasta yatağından kalkarak Adana’ya gitmiş (19-24 Mayıs 1938) yığınak yaptırdığı askeri birliklere resmi geçit yaptırarak kararlığını ifade etmiştir.Böylece Türk ordusu Hatay’a girdi.(5 Temmuz 1938) Sonra Türkiye’nin iartlarını kabul eden Fransa ile imzalan 23 Haziran 1939 antlaşmasıyla Hatay’ Türkiye’ye bırakılmış, aynı gün Hatay Meclisi Türkiye’ye ilhak kararı almıştır. 7 Temmuz 1939 tarihinde çıkarılan “Hatay Vilayeti Kurulmasına Dair Kanun” ile de merkezi Antakya olmak üzere Hatay vilayeti kurulmuştur.
* “On yıllık savaşta” çok zarar görmemizden dolayı 2.dünya savaşına (1939-1945) Çok temkinli yaklaştık , savunma tedbirleri aldık , yiyecek stoku yaptık sonuçta Türkiye bu yıkımı ,işgali görmedi.Bana göre 2.dünya savaşında bulunmamak Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli bir başarı olmuştur.
* Kıbrıs : Osmanlı Kıbrıs’ı 1878 tarihli 50 yıl süreli kiralama antlaşmasıyla Birleşik Krallık'a bırakmasından sonra , İngiltere 1914’te adayı ilhak etmiş ,Lozanda Kiralama olayı onaylanmıştı. Kiralama olayının dolmasında ve ardından 2. Dünya savaşından sonra ada Rumlar Yunanistan’a bağlanma girişimleri karşısında Kıbrıs Türk cemaatinin liderliğini yapan Fazıl Küçük ve yardımcısı Rauf Denktaş Ankara ile Dışişleri Bakanı Zorlu ile sürekli görüştüler. Fatin Rüştü Zorlu’nun önerisi ve Genelkurmay’ın onayıyla Kıbrıs’ta Türk Mukavemet Teşkilatı kuruldu. Diğer yandan İngiltere ve Yunanistan ile yapılan görüşmelerin ardından 1959/1960 “Londra- Zürih Antlaşması” anlaşmaları ile Türkiye öteki iki ülkeyle beraber “Garantör Ülke” statüsü kazanıyor, Kıbrıs Türkleri federatif esasa göre yapılan anayasa ile Rumlarla eşit haklara sahip Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu.(16 Ağustos 1960) 1974 de ki darbeyle Rumlar Kıbrıs'ı ele geçirmeye kalktılar.Bu oldu-bittiye seyirci kalmayan 37.Türk Hükumeti (Başbakan:Bülent Ecevit Devlet Bakanı ve Başbakan ,Yardımcısı:Necmettin Erbakan,Milli Savunma Bakanı:Hasan Esat Işık,Dışişleri Bakanı:Turan Güneş...) Kararıyla Genelkurmay Başkanı Org.Semih Sancar 20 Temmuz 1974'de Kıbrıs çıkarmasını gerçekleştirdi.Kıbrıs Türkleri KKTC olarak 15 Kasım 1983’de bağımsızlığını ilan etmiştir.
2.Yüzyılda Türkiye Cumhuriyetine bakış
    Hatay gibi Kerkük Türkleri için aynı kazanım sağlanamamış benzer şekilde Suriye’de devam etmekte ve alanda sorunlar devam etmektedir.Ege de tanımsız adalar ilgili Yunan tarafının zorlayıcı tutumları henüz sona ermemiştir.Cumhuriyet dönemi boyunca Kara sınırlarımızın korunması hep sorun teşkil etmiştir.
    Ekonomik olarak ta Karabük veya Ereğli’de tam bir sanayi havzası kurulamadığı gibi Divriği’nde yapılması düşünülen Demir-Çelik tesisleri inşa edilememiştir.(Demir filizleri Divriğinden Karabük’e taşınıyordu , trenler dönüşte Zonguldak’tan Divriği’ne kömür getirerek taşıma maliyeti dengelenecek hem de sanayi doğuya kaydırılmış olacaktı)Çiftçiye toprak sağlayacak Toprak reformu yapılamamış ki bu yüzden de arazi toplulaştırılması yapılamamıştır.Tarım için gelecekte en büyük tehlike hibrit tohumlar , ziraî ilaçlar ve kentlerin genişleyerek tarım alanlarını yutması olacaktır.
    Cumhuriyetin 100. Yılının sonunda nüfusumuz 100 yılda yüzde 570 oranında artarak 85 milyona , 1923’te 577 milyon dolar olan milli gelir 2023’te 1 trilyon doları; 45 dolar olan kişi başına milli gelir ise bu yıl 12 bin doları aşmıştır
    20.yüzyılda ,Türkiye Cumhuriyeti tarihte Türk adını ilk defa taşıyan Göktürk Devletinin kuruluşundan 1371 yıl sonra Millî adına , yine tarihte kurulan ilk Türk devleti Hun devletinin kuruluşundan 2143 yıllık Türk Devlet geleneğinin tezahürü olan Türkiye Cumhuriyetiyle “Vatan ve Millet “ kavramları vücut bulmuş ama daha da önemlisi halkımız için “kimsesizlerin kimsesi” olmuştur."Türkiye Cumhuriyeti İlelebed payidâr kalacaktır." Nice Yüzyıllara Türkiye Cumhuriyeti.
Rifat Günday
Başöğretmen-Tarih(E)
KAYNAKLAR : 
1- Nutuk 1-2-3 Gazi Mustafa Kemal Atatürk 
2-Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1-2-3 ATAM Yayınları
3-Cumhuriyet Döneminde Sanayileşme Faaliyetleri(1923-1950) Prof.Dr. Mehmet EVSİLE 
4-Cumhuriyetimizin 50.Yılı İstatistikleri (Kamu Kuruluşları)
    Makale Linki : Yazının ilk yayını Çınaraltı Dergisinin 2023/20 sayısında yayınlanmıştır.
EK : Cumhuriyetin İlk Döneminde Kurulan Sanayi Kuruluşlarının Listesi.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder