3 Temmuz 2016 Pazar

MAARİF KOLEJLERİ

Eğitim Tarihimiz -1 : MAARİF KOLEJLERİ

20. yüzyıla gelindiğinde büyük devletler; eğitime tarihsel sürecinden daha farklı bir işlevle önem vererek yetişmiş insan gücünün devletlerin gücünü artırması yönünde belirleyicilik rolü vermişlerdir. Sanayinin ihtiyaçları, teknolojinin gelişmesi, uluslararası ticaret ve yeni sömürgecilik anlayışı hep iyi bir eğitim almış ve yabancı dil bilen insan sayısını artırmayı gerektiriyordu. Türkiye ise bu dönemde sanayileşemediği gibi, uluslararası ticareti anlayıp yapabilen müteşebbislerden de yoksundu. Ancak başta askeri amaçla da olsa o günkü teknoloji ve anlayışa uygun okullar açılmıştı (mühendishane-i hümayun sonra da harp okulları). Özellikle II. Abdülhamit döneminde, her vilayete idadi ve meslek mektepleri açılmıştı. Bütün bunlar özellikle şehirlerde yaşayan eşrafın çocuklarını yabancı dil ve ileri fen öğretiminde yetiştirme isteklerini karşılamaktan uzaktı. Gerçi üst düzey eğitim veren Galatasaray Sultanisi ise kontenjanı sınırlı olup sadece İstanbul’da vardı. Bu yüzden bazı aileler çocuklarının üst düzey eğitim alması için yabancı kolej veya azınlık okullarını tercih ediyorlardı. Bu ailelerin çocukları milli maneviyattan uzak ve yabancı kültürde yetişmiş oluyordu. Bu konunun vahameti Amasya’dan saraya gönderilen bir rapordan anlaşılmaktadır (1898). Anadolu Genel Müfettişi Şakir Paşa tarafından gönderilen bu raporda, "Müslüman Türk ailelerin çocuklarını yabancı özel okullara iyi bir öğretim aldırmak üzere gönderdiklerini açıklayarak Protestan okulları ile diğer yabancı okulların zararlı etkisinin azaltılması için Anadolu’da Türk Sanat Okulları açılmasını önermektedir."(Yahya Akyüz-1970)
 Raporda belirtildiği gibi devlet, yabancı okulların zararlı etkisinin farkındadır ancak bu soruna bir çözüm de getirememektedir. Türk eğitim tarihi boyunca, eğitim sistemlerinde çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Cumhuriyetle birlikte Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile bütün eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmış, yabancı okulların da büyük bir kısmı kapatılmış, sınırlı sayıdaki yabancı okul eğitim-öğretime devam etmiştir. Yabancı okulların azalmasıyla öğretimini Fransızca yapan Galatasaray Lisesinin başarısı ve gördüğü talep oldukça artmıştır.

MAARİF KOLEJLERİNİN AÇILIŞI

Ankara’nın başkent oluşuyla bürokratların aklı İstanbul’da, özellikle de Galatasaray Lisesinde kalmış; bu boşluk Gazi Lisesiyle doldurulmaya çalışılmıştır. 1934-1935 öğretim yılından itibaren Gazi Lisesine iki yabancı hoca getirilerek bu okulda hem fen bilimlerine hem de yabancı dile ağırlık verilmiştir. Gazi Lisesinin ortaokul kısmına talebin çok artması, okul yönetimini zora sokmuştur.
Demokrat Parti Dönemi’nde (II. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle uluslararası ilişkilerin ve ticaretin canlanması, Marshall Doktrini’nin uygulanması 1949-1951) ortaöğretimin niteliğinin artırılması amacıyla çalışmalar yapılmış, yabancı uzmanlar çağrılarak görüşler alınmıştır. Ellsvorth Tompkins, lise öğretimimizin “elit” birey yetiştirdiğini belirtmiştir. Prof. Orhan Türkan ise Galatasaray Lisesinin yaygınlaştırılmasını ve Batı mantığıyla öğretimi önermiştir. Dönemin halef-selef Milli Eğitim Bakanları Tevfik İleri ve Celal Yardımcı Demokrat Parti Hükümetleri'nin  eğitim politikalarının belirleyicileri olarak,  yabancı dille öğretim yapan, fen bilimleri ağırlıklı, girişimcilik ihtiyacını karşılayabilecek, gençlere fırsat eşitliği sunabilecek milli bir okul arayışını sürdürmüşlerdir.

Henüz adı konmamış yeni tür okulla ilgili olarak da meclis komisyonlarında; okutulacak derslerin programından, yurt dışından gelecek öğretmenlerin maaşlarına, öğretmenlerin hayat şartlarına ve en çok da okulların hangi şehirlerde açılacağına dair konular hararetle tartışılmıştır. Hatta bazı vekiller bu okullar yerine üniversite açılabileceğini savunmuştur. Celal Yardımcı  “… Bu liselerin programı nasıl olacaktır, dediler. Arkadaşlar; bu okullarda, öğretim dili Türkçedir. Aynı zamanda bu okullar Türk irfanı, harsı, geleneği ve varlığıdır. Bunun yanında dünya kültüründen çocuklarımızın paylarını almalarını sağlayarak kuvvetli bir dil öğretimi çabası içindeyiz...” Böylelikle Maarif Koleji modeli, eleştirilerle birlikte 4 okul (İstanbul, İzmir, Eskişehir ve Konya ) olarak komisyondan geçmiştir. Daha sonra 1955 Bütçe Kanunu’yla Samsun ve Diyarbakır da eklenerek okulların sayısı altıya çıkarılacaktır. Maarif kolejleri ayrıca kalkınma planlarında da yer almıştır. Peki, DP bu kadar tartışmaya rağmen söyleminin tersine bu okulları niçin açmıştı? Bunun cevabını Naci Akın’ın anlatımıyla Halil Akıncı’nın anılarında buluyoruz. Demokrat Parti iktidara gelince Adnan Menderes başbakan olunca Kızılçullu-Amerikan Koleji mezunu bir grup Egeli - Halil Akıncı’nın babasıyla Menderes’in ziyaretine giderler.(Menderes de Kızılçullu Amerikan Koleji mezunuydu).Heyet, yabancı okullardaki gayri milli eğitimlerden şikâyetçi olur. Başbakan Adnan Menderes heyeti dinledikten sonra, aynı kanaatleri paylaştığını belirterek, projelerini anlatır. Ancak bu projelerin hayata geçirilmesinin devletin kıt kaynakları ile zaman alacağını söyler. Heyetten bu okulların temellerinin sivil inisiyatifle atılmasını ister. Kendisinin de eğitim ve öğretim elemanı yönünden maarifin tüm imkânlarını seferber edeceğini belirtir.

Netice olarak MEB; İstanbul, İzmir, Eskişehir, Diyarbakır, Konya ve Samsun'da İngilizce öğretim yapan, yatılı ve erkek öğrencili "Maarif Koleji" adı altında okulların açılmasını 23 Şubat 1955 tarihli oturumunda onaylamıştır. Maarif Kolejlerinde yabancı dille yapılan eğitim ve öğretimin amacı: “Öğrencilere bilimsel ve teknolojik gelişmeleri, yabancı dildeki bu tür yayınları izleyebilme, uluslararası toplantı ve tartışmalara ve yayınlara katkıda bulunabilme yeteneğini” kazandırmaktır. Bu amaca uygun olarak yurtdışından da öğretmenler getirtilerek matematik, mantık, felsefe, biyoloji, fizik ve kimya derslerinin öğretimi yabancı dille, daha çok da İngilizceyle yapılır. Bu amaç için, bir yıl süren İngilizce hazırlık eğitimi verilir. Ortaokul hazırlık dönemi yoğun bir şekilde; yabancı dildeki uygulamalar (konuşma-yazma-okuma-dinleme), pratiklerle,  etkili ve hızlı bir şekilde yapılarak yabancı dil öğretiminde başarı yakalanmıştır.

1955-56 eğitim-öğretim yılında İstanbul, İzmir, Eskişehir, Konya ve Samsun’da İngilizce öğretimi yapan “Maarif Koleji” adı altında ama illerin adını taşıyan okullar, daha çok geçici binalarda öğretime başladı. Sadece Diyarbakır Koleji 1956-57 öğretim yılında gecikmeli olarak eğitime başlayabilmiştir. İlerleyen yıllarda “Maarif Kolej”lerine talebin giderek artmasıyla öğrenci sayılarında artışlar görülecek, İngilizce eğitimin en iyi şekilde verildiği saygın eğitim kurumları olacaktır. 

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı maarif kolejleri, Milli Eğitim Temel Kanunu gereği adını değiştirmek zorunda kalacaktır (yabancı menşeli olan kolej adıyla okul olamayacağından). Kolejlerin adının ne olacağı konusu, hatırı sayılır ölçüde tartışılmıştır. Ankara’da kolej müdürlerinin yaptığı toplantıda isim konusu gündeme gelmiş; Eti, Anadolu ve Selçuklu isimleri arasından “Anadolu” isminde karar kılınmış. Karar da Milli Eğitim Bakanlığınca onaylanmıştır.(1 Aralık 1975 tarihli 11108 sayılı genelge yazılarıyla uygulama başlatılmıştır.)
 Böylelikle maarif kolejleri 1975-1976 öğretim yılından itibaren bulundukları illerinin adıyla başlayan “Anadolu Lise”lerine dönüşerek eğitimlerine devam etmişlerdir. Anadolu Liseleri 1977 yılından itibaren merkezi sistem sınavlarıyla öğrenci almaya başlamıştır. Anadolu Liseleri’nin 1997-1998 öğretim yılından itibaren hazırlık bölümleri kapanmış, 9. sınıftan itibaren yine merkezi sistemle öğrenci kabulüne başlanmış, sayıları giderek artarak 2322’ye (2015-2016 öğretim yılı itibariyle) ulaşmıştır. 

Kendisi de maarif koleji mezunu (Eskişehir Maarif Koleji - 1971 mezunu) olan Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın(61,62,63 ve 64. Hükumetlerde Milli Eğitim Bakanı) “Türkiye´nin en orijinal eğitim kurumlarından biri de köy enstitüleridir. Türkiye´nin ikinci orijinal hamlesi maarif kolejleridir; daha sonra Anadolu liselerine dönüştürülen, sonra orta kısımlarıyla beraber hazırlık sınıfları da kapatıldığı için bunlar Türkiye’de 6 tane açılmıştır, alternatif olsun diye çocuklar ecnebi okullara gitmek zorunda kalmasınlar diye açılmıştır. Türk girişimidir.” (25.Mart.2015-Meb.gov.trşeklindeki açıklamaları maarif kolejlerinin üstlendiği role ışık tutmaktadır.
MAARİF KOLEJLERİNİN KISA TARİHÇELERİ  (KURUMSAL)
İstanbul Koleji ; 1955-1956 Öğretim yılında (4 Kasım 1955) şimdiki Kadıköy Anadolu Lisesi'nin arazisinde ahşap bir binada öğretime başlamış ve Kadıköy Anadolu Lisesi'ne dönüştü. İzmir Koleji ; 1955-1956 Öğretim yılında (22 Ekim  1955) Bornova'da Özel Ege Koleji Bakanlıkça satın alınmak suretiyle öğretime başladı ve şu andaki mevcut Bornova Anadolu Lisesi'ne dönüştü.Eskişehir  Koleji ; 1955-1956 Öğretim yılında ( 3 Ekim  1955) Kız Meslek Okulu'nda öğretime başladı  .ve  yeni binasına taşınarak EAL'ye dönüştü. Konya  Koleji ; 1955-1956 Öğretim yılında (5 Kasım 1955) İstasyon  yakınındaki  Bağdat Oteli'nin tadilatıyla öğretime başladı ve Meram  Anadolu Lisesi'ne dönüştü.Samsun  Koleji ; 1955-1956 Öğretim yılında (8 Aralık 1955) , Diyarbakır Koleji ; 1956-1957 Öğretim Yılında (29 Ekim 1956) yılında ,tarihi binada (inşa yılı 1892) gecikmeli olarak başlayabilmiştir.
 Maarif Kolejlerinden çok sonraları , 1970 yılında “Bursa Maarif Koleji” açılmıştır.Okul önceleri geçici binalarda öğretim yaptıktan sonra 1976-1977 de mevcut binasına taşınmış ve Bursa Anadolu Lisesi'ne dönüşmüştür.

ESKİŞEHİR MAARİF KOLEJİ’İNDEN EAL’E
1955-1956 öğretim yılında dört hazırlık sınıfıyla açıldı (öğretim süresi hazırlık, ortaokul üç yıl, lise üç yıl, toplam yedi yıl). Okul geçici olarak Akarbaşı’nda bulunan Kız Enstitüsü binasında öğretime başlamıştır. Yatılı ve erkek altmış yedi öğrenci hazırlık sınıfında 3 Ekim 1955 tarihinde Türkçe-İngilizce öğretime başlamış oldu. Okulun ilk kadrosu (1955-1956); Ömer Faruk BAYIN (Kurucu müdür), Wallace Weterste, Alice M.Timothy, Maureh Phyllis, Thomas Weitzer (İngilizce), Bedia Özdoğan (Beden Eğitimi), Sait Akbaş(Matematik)’tan oluşuyordu.

Okul ilerleyen yıllarda bina yetersiz gelince Tepebaşı semtinde altmış dönüm arazi tahsis edildi. Üniversite tarzında planlanan okul binasının temeli dönemin bakanları Kemal Zeytinoğlu ve Hasan Polatkan tarafından atılmıştır.

  
Okul liseden ilk mezunlarını 1961-1962 öğretim yılında vermiştir. 1964-1965 kız ve gündüzlü öğrenciler de alınmaya başlandı. Çalkantılı yılların ardından kolej binası ancak tamamlanarak 1967-1968 öğretim yılına yetiştirilmiştir.


Eskişehir Koleji yeni binasına taşınarak Eskişehir Maarif Koleji adını aldı. 1975-1976 öğretim yılından itibaren diğer kolejlerle birlikte tekrar adı değiştirilerek Eskişehir Anadolu Lisesi adını aldı.1997-1998 öğretim yılından itibaren hazırlık ve orta kısım kaldırılarak sadece lise bölümü olarak öğretime devam etti. EAL; 24 şube, 44 öğretmen ve 745 öğrencisi ile kız-erkek yatılı pansiyonu ile eğitim-öğretimine devam etmektedir. Okul, 2015-2016 öğretim yılı sonu itibariyle  54. mezuniyet dönemini tamamlamıştır. 
  *Maarif Kolejleri ve EAL Tarihçesi  hakları EAL’ye aittir.Kismen veya tamamen kullanılamaz.                         
Rifat GÜNDAY
Araştırmacı,Eğitimci ve Tarih Öğretmeni

KAYNAKLAR :
Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları
Türk Eğitim Tarihi, Y. AKYÜZ
TBMM Tutanakları
Cumhuriyet Döneminde Eğitim ve Eğitim Kurumları,Güzver YILDIRAN
Maarif Kolejleri Arşivi