Rifat GÜNDAY*
GİRİŞ
Eskişehir kuruluşu paleolitik döneme kadar ulaşan çok eski bir yerleşim yeri olup tarihsel süreç içinde, şehir merkezi üç kez yer değiştirmiştir. Selçuklu Türkleri 1074’te Eskişehir’e geldikleri zaman Bizans, şehrin merkezini Karacahisar’a taşımış bulunuyordu. Yani ilk merkez olan Dorileum terk edilmişti. Bu arada Eskişehir “Sultan Eyüğü” adını aldı ve üçüncü bir merkez de Odunpazarı’nda kuruldu. Haçlı Seferlerinin etkisinden ve Bizans hududundan dolayı Sultanönü Uç beyliği olarak, Selçuklunun bölgeye tam bir hâkimiyetinde kaldı. 13.yüzyılda bölgeye gelip yerleşen Kayılar, Ertuğrul Bey oğlu Osman Bey tarafından Karacahisar’ı 1288’de fethetti. Osman Bey yine aynı kalede Osmanlı Devleti’nin bağımsızlığını ilan ederek adına 1299 yılında hutbe okuttu ve Eskişehir “Sultanönü” adıyla Osmanlı Devletinin ilk sancağı olarak idari yapılandırması yapıldı (Doğru, 2005:60-65). I.Bayezid döneminde Anadolu Beylerbeyliği kuruldu ve Sultanönü Sancağı Anadolu Eyalet merkezi Ankara’ya 1393’te bağlandı. Fatih döneminde Eyalet merkezi 1451 tarihinde Kütahya’ya bağlandı. Karacahisar’da terkedilerek, Sultanönü Sancak Merkezi Odunpazarı’na taşındı.Vak’a-ı Hayriye’den sonra Anadolu Eyaleti yeniden taksimatlandırılarak Sultanönü Sancağı Hüdavendigar Müşirliğine(Bursa Eyaleti) 1841’de bağlanmıştır (Koylu, 2008).1867 yılında Eskişehir kaza statüsünde, Hüdavendigar Vilayeti: Kütahya Sancağına bağlı görülmektedir 1871 İdare‐i Umumiye‐i Vilâyet Nizâmnâmesi ile idari sistemimiz; Vilayet, Liva, Kaza, Nahiye ve köy olarak düzenlenmiş(Torun, 2016:83)ancak Eskişehir yine kaza olarak kalmıştır (Koylu, 2008). Eskişehir’e 1892’de demiryolunun gelmesiyle mektebi kavramı ilk kez burada görülmüştür(Somer, 2015:20).Nizamnamenin öngördüğü ilkokulların, rüştiye, idadi ve sultanilerin taşra sathındaki yaygınlaştırma maddesine göre; tüm köy ve mahallelerde ilkokullar, kurulacak, en az 500 hane nüfusu olan tüm kasabalarda rüşdiyeler inşa edilecek, asgari 1000haneli kaza ve livalarda idadiler ve vilayet merkezlerinde ise sultani mektepleri açılacaktı. Ancak 1913 yılına kadar yürürlükte kalan nizamnamedeki bu hedeflere ulaşmak mümkün olamıyacaktı.1876 yılı verilerini ele aldığımızda İstanbul’da; 5 idadi varken, Taşrada sadece bir idadi açılabilmişti o da Yanya Yenişehir İdâdîsidir (Öztürk, 2010:464-466). II.Abdülhamit Han döneminde nizamnamede değişiklikler yapılarak idadiler Taşrada yaygınlaştırılmış buna göre idadi açılan livalardaki rüşdiyeler idadilerin bünyesine katıldı ve süresi 5 yada 7 yıl olarak belirlendi (Sancak Maarif İdarelerinin gelir durumuna göre iki farklı süreli idadi bulunmaktadır) (Öztürk, 2010:464-466). Yukarıda Sultanönü Sancağının Eskişehir Kazasına dönüşüm sürecindeki idari yapılanmalar ile 19.Yüzyıldaki Maarif nizamnamesine bağlı olarak İdadilerin gelişimini anlatmaya çalıştık. Eskişehir 19.Yüzyılın son Vilayet nizamnamesi olan -1871 deki düzenlemeye göre de hala kaza statüsündedir. Ancak yukarıda bahsettiğimiz üzere 1892 yılında Eskişehir’e demiryolunun gelmesi ile kent hayatını hareketlendirecektir (Koylu, 2008).Anadolu ve Hicaz/Bağdat Demiryolu’nun lojistik ve bakım merkezi haline gelen Eskişehir’de Fransız, İtalyan ve İsviçreli (Daha sonra Almanlar ve Avusturyalılar gelecektir) mühendis ve işçilerin bulunması, yabancılar için adeta bir koloni semti bu günkü İstasyon civarında oluşmuş ve bu durum yabancı okulların açılmasına neden olacaktır. Yukarıda açıklanan Maarif Nizamnamesinin gereği olarak Eskişehir Rüşdiyesi 1872 yılında faaliyete başlamış olduğu anlaşılmaktadır (Erdoğan, 1995:258).Aynı şekilde Kütahya sancağı Maarif salnamelerinde (1898-1904),Eskişehir Mekteb-i Rüşdiyesinde 112 öğrenci kayıtlı gözükmesi belirtilen tarihlerde Eskişehir’de henüz idadi açılmadığını göstermektedir(Bozkurt, 2010:6)Sultan Abdülhamit II döneminde yapılan idadiler listesi incelendiğinde, idadiler yaygınlaştırılarak açılan 109 idadi içinde, Eskişehir idadisi olmadığı yine görülecektir.
Eskişehir İdadisi
Eskişehir İdadisi ile ilgili bilgiler (Konukcu, Özkan, Öztürk, 2013), Eskişehir’in mutasarrıflık yani bağımsız liva-sancak seviyesine geçme hazırlıklarının yapılmaya başlandığı tarihlerde Eskişehir gazetesinde bulunmaktadır. Gazetede ilk haber “İdadi Müdüriyetinden” (Eskişehir gazetesi, 23 Eylül 1910) başlıklı ilanda yer almaktadır. İlanda bir idadi açılacağı ve talebe kaydının alınacağı “Şerâit-i içtimâiyyesi Eskişehir’de tesisi takarrür eden mekteb-i idadiye talebe kayd ve kabulüne mübaşeret edildiğinden mektebe duhul arzusunda bulunan şakirdânın tezkire-i Osmaniye ve aşı tezkirelerini mekteb-i rüştiye veya iptidai şahadetnamelerini hamilen hükümet civarındaki kâin mekteb-i rüştiye her gün saat altıdan ona kadar müracaat eylemeleri ilan olunur.” (Eskişehir gazetesi, 23 Eylül 1910) şeklinde açıklanır. 30 Eylül 1910 tarihli Eskişehir gazetesinin 24. sayısında “İdadimize Dair…” başlıklı haberde “Eski rüştiye mektebinin yerine daha güzel daha büyük bir idadi mektebi açıldı. Bu mektebin beş sınıfı var. Birinci sınıfına ibtidaiye mekteplerinden şahadetname alanların bedava girecek, şahadetnamesi olmayanları da imtihan edilerek münasip bir sınıfa geçecekler. Bu yeni mektebin birinci, ikinci, üçüncü sınıflarına devam edenlerden para alınmayacak eski rüştiye mektebinin çocukları kendi sınıflarına muadil karşılık sınıflara devam edecekler. Rüştiyeden şahadetname alanlar üç ayda bir kere yarımşar liradan bir sene içinde topu topu bir buçuk lira verecekler de dördüncü sınıfında okuyacaklar. Bu bir buçuk lira bir şey değildir.” (Eskişehir gazetesi, 30 Eylül 1910) denilmektedir. 28 Ekim 1910 tarihli Eskişehir gazetesinin birinci sayfasında ‘Eskişehir İdadisi Müdürü Muhammed Mücteba Bey’ adıyla yayımlanan “İdadi Talebesi İçin” başlıklı ilanda Eskişehir İdadisinin açılış tarihi belirtilmektedir. “Teşrini evvelin 16. Cuma ertesi günü mektebi idadi küşad edileceğinden şakirdânın elbise-i resmiyelerini lâbis oldukları hâlde sabahleyin saat dörtten evvel mektepte isbat-ı vücud eylemeleri lüzumu ilan olunur.” (Eskişehir gazetesi, 28 Ekim 1910) ifadesi idadinin açılış tarihini 16 Ekim 1910 olarak duyurmaktadır. 2 Kasım 1910 tarihli Eskişehir gazetesi, “İdadi Mektebi Açıldı” başlıklı haberiyle idadinin açılışıyla ilgili detayları vermektedir: “Teşrinievvelin on altıncı gününde açılan âli mektebin açıldığı zaman mebusumuz Abdullah Azmi Efendi, Kaimmakam Bey, ulema ve ruesâ-yı ruhaniye–i İslam, Hristiyan memleketin ileri gelenleri hazır bulunmuşlardır.” (Eskişehir gazetesi, 2 Kasım 1910). Bir diğer belge ise Eskişehir Ticaret Odası arşivinde bulunan 1911 tarihli Hüdavendigar Vilayetine yazılan istidadır. Bu belgede Eskişehir İdadisi Müdürü, Maarif Nezaretinden(İstanbul) kütüphane için kitap istediğini bildirmektedir. Eskişehir İdadisinin yeri; Hüsnü SOYER (Atatürk Lisesi Müdür Başyardımcısı ve Beden Eğitimi Öğretmeni)’nin anlattığına göre; Sıcak Sular mevkii olarak bilinen yerdeki şimdiki Yasin Çakır Un Fabrikasının bulunduğu yerde ahşap ağırlıklı yapılan büyük bir binada öğretime başlamıştı.(1.binası)Ancak bu bina yıkılma tehlikesi geçirince idadi binası, Hoşnudiye mahallesinde şimdiki Orduevi’nin arkasında bulunan yine ahşap ağırlıklı büyük bir binaya taşınmıştır.(2. bina) (Günday, 2009)Yunan Ordusu’nun Eskişehir’i işgal ettiği tarihe kadar öğretimini sürdürmüştür (Nalçakan, 1995:85).Elbette işgal yıllarında bütün okullarımız kapalıydı. 3.Türk Kolordusuna bağlı Porsuk müfrezesi Seyitgazi’yi kurtararak(1 Eylül) Seyitgazi istikametinden şehre girerek Yunan işgaline son vermiştir.(2 Eylül 1922)Eskişehir’in işgalden kurtuluşuyla İşgalde bütün maiyetiyle Sivrihisar’da bulunan Mutasarrıflık şehre gelerek vazifeye başlamıştır. İşgalden kaçarken şehrin büyük bir bölümü yanmasına rağmen idadi binası yanmamış olduğundan derlenip-toparlanıp zor şartlarda yani 2. binasında muhtemelen adı idadi yerine “Eskişehir Sultanisi” olarak 1922-1923 eğitim yılına başlamış olduğunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün (Eskişehir’e yedinci gelişleri) 15.Ocak 1923 günü Özel İdare Binasında yapılan toplantıda kendisine verilen brifinge mutasarrıf, maarif, orman müdürü ve diğer idarecilerle yaptığı görüşmelerde mutasarrıflığın (Eskişehir) nüfusunun 22 000, olduğu belirtilince. Gazi Mustafa Kemal Paşa: Erkek ve kız talebe miktarı ne kadardır? Diye sormuşlar. Maarif Müdürü Şerif Bey: Dört yüz talebe Sungur mektebinde, üç yüz elli Turan mektebinde, iki yüz Sultani’de, iki yüz kız mektebinin birinde, diğerinde yüz elli, toplam talebe miktarı iki binden fazladır (Atatürk’ün Bütün Eserleri, 2004).Açıklamadan Eskişehir Sultanisinde (İdadisinde) 200 talebenin eğitim gördüğünü anlıyoruz. 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin İlanından sonra “Mutasarrıflık” “Vilayet” adını aldı ayrıca “Sultani” ve “İdadi” kavramları da kaldırarak yerine Lise kavramı kullanılmaya başlandığından İdadi’ni adı “Eskişehir Lisesi” olarak değiştirilmiştir.(Günday: 2009). Ancak 2.binada fazla dayanamayınca (yıprandığından) Eskişehir Lisesi 1929-1930 öğretim yılında Odunpazarı’nda bulunan Numune Turan İlkokulu(Bu günkü Cumhuriyet Tarihi Müzesi) binasına taşınmıştır (3.Bina). Fakat bu bina Eskişehir Vilayeti lise binası için çok küçük geliyordu. Eskişehir’in lise binası ihtiyacı şehrin ileri gelenlerince, bizzat Atatürk’e iletilmişti. 16 Ocak.1933 yılında Atatürk Eskişehir’e geldi.(Ondördüncü gelişleri).Trenden inerek yanındaki zevat ile Eskişehir Lisesi’ni (Numune Turan mektebi Binasında) ziyaret etti. Okul Müdürü Sami Kuman ve öğretmen Hüsnü Soyer ile Nurettin Bey okul girişinde Ata’yı büyük bir heyecanla karşıladılar. Atatürk bu ziyaretinde öğrencilerle ve ders programlarıyla ilgilenmiştir. Mevcut binanın lise için yetersizlik dileklerini kabul edip isteğin yerine getirilmesi için Eski kaymakamlık Binasının yerine yapılmakta olan Vilayet Binasının liseye verilmesi yönünde ilgililere emir vermiştir. Burada bahsedilen Odunpazarı’nda bulunan eski kaymakamlık binası, Eskişehir Mutasarrıflık yani bağımsız Liva-Sancak yapılanmasında yıktırılarak büyük bir bina yapılacaktı. Ancak 1.Dünya savaşı, ardından İstiklal Savaşı Bina’nın inşaatını yarım bırakmıştı. Bina mimarisi 1.Ulusal Mimarlık Dönemi örneklerine göre projelendirilmiş, Bodrum+3 katlı, “U” planlı Selçuklu ve Osmanlı Dönemi yapı öğelerini öne çıkaran, giriş cephesine (Portal) önem verilerek özgün bir vilayet binası olarak inşası devam ediyordu (Nalçakan, 1995:85).İşte Atatürk’ün Eskişehir’e 14.gelişlerinde mevcut lise binasını (Turan İlkokulu) ile inşası devam eden vilayet binasını inceleyerek, Vilayet Binasının liseye verilmesi talimatını hayata geçirmek üzere; MEB 26/2/1933 tarih ve 17889 sayılı tezkeresini Bakanlar Kurulu 04/03/1933 tarihinde toplanarak 13949 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla hükümet konağı olarak yapılmakta olan bina; Eskişehir Lisesine, lisenin eğitim gördüğü bina(Turan İlkokulu binası) da hükümet konağı olarak mübadelesine karar verilmiştir.(Ek-3) Böylece inşaası tamamlanan yeni lise binasına taşınarak 1934-1935 ders yılında yeni binada eğitime başlamıştır.(4.Bina) Bina, okulun mezunlarından devrin Maliye Bakanı rahmetli-demokrasi şehidimiz Hasan POLATKAN tarafından esaslı bir onarım ve tadilattan geçirilerek kaloriferli ısıtma sistemine kavuşturulmuştur.(Günday, 2009) 1910 yılında açılan Eskişehir İdadisinin adı Eskişehir Lisesi, daha sonra1961 yılında Atatürk Lisesi olarak değiştirilmiştir. Atatürk Lisesi Binası 29.4.1988 Tarih ve 168 sayılı Konya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunca anıtsal yapı olarak tescillenmiştir. Bu tescille birlikte Bina ana rengi yeşil olarak belirlenmiştir. Atatürk Lisesi 209-2010 öğretim yılından itibaren Anadolu Lisesi statüsünde (tarihi adı olduğundan, değiştirilmeden) eğitim-öğretimini sürdürmektedir.
SONUÇ
Eskişehir’de ilk lise olması nedeniyle yapılan bu araştırma sonucunda ilk lisenin 1910 yılının, Ekim ayının 16.gününde küşad (açılış veya başlama töreni) edilmiş olduğu ve bu tarihten önce de Lise binasının bulunmadığı belirlenmiştir. Eskişehir’in bağlı bulunduğu Kütahya Maarif Salnamelerinden(1898-1904) lise değil rüşdiye kaydı bulunmuş, II. Abdülhamid zamanında idadilerin yaygınlaştırılması amacıyla açılması kararlaştırılan 109 idadi arasında da Eskişehir bulunmadığı anlaşılmaktadır. Eskişehir İdadisisin varlığıyla ilgili ilk belge 1910 tarihli Eskişehir gazetesindeki haberler, ikinci belge ise 1911 tarihli Eskişehir Ticaret Odası Arşivinde bulunan Eskişehir‘den Hüdavendigar Vilayetine yazılan istida yazısı, üçüncü belge ise Sultani adıyla anılan bilgidir (Atatürk’ün Bütün Eserleri, 2004). Eskişehir’in Kazadan Mutasarrıflığa yükseltilmesi çalışmaları çerçevesinde bu 5 sınıflı Mekteb-i İdadi 1910 yılında açılmış bulunmaktadır. Yukarıdaki safahattan Atatürk Lisesinin 1930 yılında değil, 1910 yılında açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Dört defa bina değiştiren lise; Eskişehir Mekteb-i İdadisi olarak 1910 yılında açılmış, adı Eskişehir Lisesi daha sonra Atatürk Lisesi olmuştur.
Rifat GÜNDAY*
Eğitimci,Araştırmacı ve Tarih Öğretmeni
MAKALE'NİN ORİJİNAL YAYIN LİNKİ : ESOGÜ Türk Dünyası Uygulama ve araştırma Merkezi Gençlik Dergisi Cilt :1 , Sayı : 1
http://estudamdergi.ogu.edu.tr/index.php/genclik/issue/viewFile/9/110
http://estudamdergi.ogu.edu.tr/index.php/genclik/issue/viewFile/9/110
BENİ YETİŞTİREN LİSEMİ, TÜM ÖĞRETMENLERİMİ ARKADAŞLARIMI, BAŞ HADEME DURMUŞ ABİYİ SAYGIYLA ANIYORUM. HÜSNÜ HOCA, BOZKURT, VİLDAN HANIM, REŞAT HOCA, MEHMET EMİN AKINCI, CAHİDE HANIM, SUZAN HANIM, SUMRU HANIM,BEDRİYE HANIM, ZEHRA HANIM, ŞEKİP HOCA, SELEHATTİN HOCALAR,İHSAN BEY, ZIYAETTİN HOCA, ILGAZ HANIM,VEHBİ CEM HOCA,İRFAN HOCA, DAHA KİMLER. HEPSİ PROFESORDU PROFESÖR
YanıtlaSil