KUDÜS , Peygamberler şehri ,ilk
kıblegahımız ,Arş-ı ala nın kapısıydı .Bilinen tarihine rağmen gizemlerle dolu
bir geçmiş, öyle geliyor ki geleceği de yeni gizemlere açık ,stratejik ,efsanevi şehir.Bilinen bir çok peygamber
buradan geçmiş ve kabirleri de burada olmasından dolayı üç ilahi din için
tasavvur edilemez bir kutsallıkta. Yahudiler için tanrının dünyayı yaratmaya
başladığı yer, Hıristiyanlar için mahşerdeki dirilişin mekânı, Müslümanlar için
ise ilk kıblegah ve mirac.Bu gizemli tarihte bir şekilde putperestler de yer almışlar.Kudüs
tarihine bakmadan yani nasıl bu güne geldiğini anlamadan üç ilahi din için neden
vazgeçilmez derecede önemli olduğunu anlayamayız.
Kuruluşu M.Ö.6000 yıllarına kadar giden ; Küdus(eski Kudüs , Doğu Kudüs ) ; Filistin’in ortasında , Lut gölünün bulunduğu deniz seviyesinin altındaki(-380 mt.) çukur alanın batısında , ve bu alandan yer yer fay kırıklarıyla ayrılan dalgalı bir platonun , Moriya dağı(seçilmiş dağ-770 mt.rakımlı)yüzeyinde bilinen kayıtlarına göre Kenaniler ‘in kolu olan Yebasiler tarafından kurulmuştur .Küdus ; Lut gölüne 24 km , Akdeniz’e 52 km mesafededir.Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs sahra bu Moriya dağında inşa edilmiştir. Güneyde Akar Dağı ve Kıyamet Kilisesi bulunmaktadır. Batıda ise Sihyon Dağı (Hz.Davud Dağı) vardır. Kudüs’un 34 kuleli ve 7 kapılı surlarını Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman inşa ettirmiştir.(1542) Küdüs Şehri bölgenin en stratejik ve en elverişli bir konumundadır.Bu yüzden Uzun yıllar Avrupa’da 3 kıtanın merkezi olarak tanımlanmış hatta haritalarda arz’ın merkezi olarak da gösterilmiştir.
PEYGAMBERLER TARİHİNDE KUDÜS
Kudüs’ü üç ilahi din için de kabul edilen Hz. İbrahim (a.s.) ziyaret etmiştir( M. Ö. 1900 yılına doğru). İsrail oğulları olarak bilinen yahudiler de Hz. İbrahim (a.s.)'ın oğlu İshak (a.s.)'dan olan torunu Yakub (a.s.)'ın soyundan gelmektedirler. Bu soydan gelen Hz Davut(a.s), Kudüs'ü ele geçirdi (M. Ö. 11. Yüzyıl) ve Muzaffer bir asker olarak şehre girdi , burayı krallığının başkenti yaptı.Davut(a.s) tan sonra şehre oğlu Süleyman (a.s.) hükmetti. Onun döneminde Mescid-i Aksa inşa edildi. Kudüs’e Tarihinde en büyük saldırıyı ise Babil Kralı Nabukadnezar yapmış Kudüs’ü yerle bir ederek Yahudileri de buradan sürmüştür.( M. Ö. 586).Kudüs ,Sonra Perslerin eline geçti(M:Ö 538) ve Yahudiler ‘in dönüşüne izin verdiler. M. Ö. 332 yılında şehri Makedonya kralı İskender ele geçirdi. sonradan da Roma hakimiyetine geçti.( M. Ö. 64) Kudüs’te yaşamış Zekeriyya (a.s.)'ın(Oğlu da Peygamber Hz.Yahya) baldızının kızı olan Hz. Meryem'in oğlu Hz. İsa (a.s.) da M. Ö. 4 yılında Kudüs yakınındaki Beytüllahim'de bir mucize olarak babasız dünyaya geldi. Hz.İsa 33 yaşına gelince de tıpkı -Resûlü Ekrem'in(S.A.V) mîrâcı gibi -O'da bu kutsal şehirden semâlar ötesine, Rabbinin katına yükseldi.(Hristyanlıkta Çarmıha gerilme olayı olarak anlatılır)
Kudüs tarihinde Yahudilerin sürgün olayı kadar ayaklanmaları da mevcuttur.Ayaklanmaların ilki ; M. Ö. 138'de başlayan Roma komutanı Hadrian tarafından bastırıldı ve şehir ikinci bir yıkıma/kıyıma uğratıldı. İkinci Yahudi ayaklanması M. Ö. 66 yılında Roma imparatoru Titus'a karşı gerçekleştirildi Titus, şehirden Yahudileri kovdu. Bizans imparatoru Konstantin ise, Kudüs’u Hıristiyanlaştırdı ..M. S. 614'te Kudüs, Persler (İranlılar) tarafından tekrar ele geçirildiysede 627 yılında Bizanslılar şehri Perslerden tekrar geri aldılar.
MİRAÇ ve KUDÜS'ün FETHİ
Peygamber Efendimiz (S.A.V) namaz kılarken Mescid-i Aksâ'yı kıble edindi, Yani mübarek yüzünü Kudüs’e döndü.(Ancak Resululah(S.A.V) Kabe’ye sırtını dönmemeye özen göstermiştir) Mescid_i Aksa nın kıblegahı hicretin 2.yılına kadar sürdü.(Hicretten sonra 17.aya kadar) Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed(S.A.V) Miraç yolculuğunda Burak'a binip Mekke'den Kudüs'e, Kudüs'ten arş-ı âlâya yolculuk yaptı. Kendisini sırtına alıp arş-alaya götüren “Burak”ı Mescid-i Aksa'nın bir duvarına bağlamıştı. (Yüce Rabbin makâmına yükseliş şehri Kudüs ; İslam Tarihçilerinin deyimiyle arş-ı ala ile Kudüs arasında çok ince bir zar vardı)
Kudüsün son kez Bizansın eline geçişinin üzerinden 9 yıl , Peygamber efendimizin vefatının üzerinden 4 yıl sonra İslam ordularınca Suriye ,Mısır ve Filistin’in Fethiyle Kudüs yolu açılmıştı,Kudüs’ü Halife Hz Ömer'in tâyin ettiği İslam orduları başkumandanı Ebû Ubeyde b. Cerrah fethetti .(Miladi 636, Hicri 14) Patrik Sophronios şehrin anahtarlarını, Ebû Ubeyde'nin dâvetiyle Medine'den Kudüs'e gelen Hz Ömer'e teslîm etti.(Bir Deveyi kölesiyle dönüşümlü binerek Kudüs’e gelmeleri hayretle karşılanmıştı)
Emevi halifesi Abdülmekil b. Mervan, Peygamberimizin Mîrâca çıkarken bastığı kaya (sahra) üzerine, Kubbetüs-sahra'yı inşâ ettirdi.Oğlu Velid b. Abdülmelik ise Mescid-i Aksâ'yı yeniden inşâ eden halife oldu. Abbasiler döneminde halifelik zayıflayınca ; Selçuklular Abbasilere dolaysıyla halifeliğe destek olarak ve ayrıca da Selçukluların Kudüs'e hâkim oldukları 25 yıldan sonra(1070-1098) Fatimi devri başladı(1098).
Bu dönemde Avrupalılar Kudüs’e Papalıkça (Papa 2.Urban teşvikiyle )haçlı seferleri başlattı. Anaduluyu da tarumar ederek(Sultan Kılıç Arslan ve Danişment Gazi’nin gayretlerine rağmen bu orduyu durduramamışlardı) Kudüse gelen Godefri De Buyyon komutasındaki 1.haçlı orduları(1095-1099) Barbarca şehre üşüşerek , Fâtımîlerin hâkimiyetindeki Kudüs'ü işgâl ettiler. Kanlı bir kılıçlamadan dolayı Sokaklar et yığını hâline geldi. Haçlılar, tüm Müslüman ve Yahudileri katletmişlerdi. Korkunç derecede ki kan kokusu, günlerce Kudüs’ten çıkmadı.. Musul Atabeyi Nûreddin Mahmud Zengi, Kudüs'ü esâretten kurtarmadan uyumayı kendisine haram etti. Mescid-i Aksâ için bir minber dahi hazırlattı.-Kurtuluş hediyesi olarak kutlu mâbede takdim etmek üzere.-Bu amaçla Urfa ,Halep ve Şam’ı Haçlılardan geri almış Kudüs’e yürümeyi planlarken 2.Haçlı seferide Kudüste son bulmuştu. şte bu Nurettin Zenginin yanında yetişen Selahaddin Eyyubi'nin1186'da Kudüs’ü yeniden İslam hakimiyetine kazandırdı. (Kudüs 1099 yılında Haçlıların ilk işgâlinden îtîbâren 145 yıl sonra tekrar Türklerin eline geçti.) Selahaddin ,Miraç gecesi Kudüs’e girdi ve Nurettin Zengi’nin yaptırdığı minber’i Mescid_i Aksa’ya getirtip eliyle yerleştirdi.
3.haçlı seferi (1189-1192) “Aslan yürekli” Richard (İngiliz) ve Philip August’un (Fransız) tertiplediği düzenli orduları Kudüs’e ulaşmış ancak mağlup olarak ülkelerine denebileceklerdi. 6. haçlı seferi(1228-1229)Kudüs anlaşmayla Haçlılara geçtiyse de Eyyübilerce mağlup edilince Kudüs’ü Teslim ederek geri döndüler.7.ve 8 seferleri de başarıya ulaşamamıştı.Haçlı Seferleri 1095 ve 1272 yılları arasında Kudüs bahane edilerek Müslümanların elindeki kutsal topraklar üzerinde askeri ve siyasi kontrol kurmak için yapılan bu seferler sonucunda bölgede epey hristyan –Latin kontluklar kuruldu.Bunların son kalıntıları Memluk Sultanı Baybars ; Hayfa, Yafa, Antakya Trablusşam ve Akkâ’daki bütün kale ve şehirleri ele geçirerek Buralardaki son Haçlı kalıntıları da temizledi (1291)Kudüs, 1291'de Memlükler'in hakimiyetine geçti ve bu hakimiyet 1517'de Filistin toprakları Osmanlı devletinin eline geçinceye kadar devam etti.
Napolyon, Gazze, Remle ve Safed'i işgâl ederek Kudüs’ü ilerlemiş ancak Cezzar Ahmed Paşa (3.selim döneminde kurulan Nizam-ı Cedit ordusu) tarafından yenilgiye uğratılınca (1799) bölgeden kaçmak zorunda kalmıştı.1853’de Ruslar Kudüs’te Ortadoksların etkisini artırmak için”Kutsal Yerler Meselesi” ni çıkartmış neticede Kırım Savaşına neden olmuştu.
KUDÜS’E VEDA
1870 lerden sonraki Filistine Yahudi göçleri gizli-kapaklı başlamıştı..Gerçi Sultan 2.Abdülhamit teodorHerzt’in teklifini reddetse de sonuçta Osmanlı hakimiyeti 1917'e kadar ancak sürebildi. Kudüs’teki Osmanlı Hakimiyetini sona erdiren olaylar ; 1.dünya savaşının genel gidişatının sonucunda bu nokta ya gelindiğini hatırlayalım : Bir kısım tarihçiler Birinci Dünya Savaşına paylaşım savaşı da derler. Belki de bu söyleyiş savaşın amacına daha uygun düşebilir. “Hasta adam “olarak adlandırılan Osmanlının topraklarının paylaşımı amaçlanmıştır. Çünkü Bu savaştaki hedeflerini “3 B” olarak tanımlamışlardı.”3 B” yani ; Bağdat , Bakü ve Batum üçü de Petrol kaynağı idi ve emperyalizmin dünya hakimiyeti için önemliydi.
1915’de Çanakkale’de doğrudan Osmanlının kalbini ele geçirmeye çalışan İngilizler ummadıkları bir yenilgi alırlar. Ancak Güney cephemizde savaşı daha geniş bir alana yayarak , gayrinizam-ı harplerle Şerif Hüseyin’in de desteğiyle ; Cidde ,Mekke ve Taif’i ele geçirip Medine’yi kuşatmaları(1916).Kızıldenizin son bağlantı ve üsleri Vech’ in düşmesi Akabe’nin ele geçirilmesi(1917) Osmanlı’nın kanal harekatlarındaki(1.kanal 2/3 Şubat 1914 , 2.kanal 27 Temmuz 1916) başarısızlık ve kayıplar durumu zorlaştırmıştı. KUDÜS'ÜN TESLİMİ: 1917 Yılına gelindiğinde : 11 Mart 1917'de İngiliz ordusu Bağdat'a girmişti.Ancak En Güneyde Yemen'de kolordumuz hala bulunuyor, Medine savunmasıda sürdürülüyordu. Gazze muharebeleriyle Türk ordusu (7.Ordu) Gazze-Birüssebi hattını İngilizlere karşı Filistin’e girişleri için tutulmaya çalışsa da 3.Gazze ve ardından El-Mugar savaşında(13 Kasım 1917) 7.Ordumuzu(Kres von Kressenstein komutasındaki) mağlup eden İngiliz Kuvvetleri(E.Allenby komutasında) savunma hattımızı kırarak Kudüs yönüne ilerledi. Yirmi beş bin şehit vermiş birliklerimiz Kudüs etrafındaki tepelerde savaşmış özellikle Zeytindağındaki tümenimiz çok çetin muharebeler yapmasına rağmen İngilizler henüz Kudüs'e girememişlerdi.Fakat Ordudaki Alman subaylar Kudüs'ün teslimini kendilerince gerekli görüyorlardı.(Daha öncesinde Alman subayların harekat planlarını red eden Mustafa Kemal Paşa ile Cemal Paşalar bölgeden bu yüzden ayrılmışlardı) Neticede 9 Aralık 1917 günü Kudüs Mutasarrıfımız İzzet Bey, Belediye Başkan Vekili Hüseyin Bey'e bir teslim mektubu vererek şehirden ayrılmıştır(Osmanlı’nın Yıldırım Orduları Grubu’nu yöneten Alman Mareşali Erich von Falkenhayn ‘ın talimatıyla) 9 Aralık 1917 'de Belediye Başkanı Hüseyin Bey , Mutasarrıf İzzet Beyin mektubunu beyaz bayrak açarak İngiliz Birliğine teslim etmiştir..
Haçlı seferleri sonunda gerçekleştirilen işgalden sonra ikinci büyük işgal 1917'de İngilizler tarafından Filistin topraklarına girerek gerçekleştirdiler.
Kudüs’e giren İngiliz İşgal Orduları Komutanı Edmund Allenby (11 Aralık 1917) Bize göre Hz. İbrahim kapısından ,Batılılara göre Yafa kapısından yaya olarak mersimle girmiş ve sıkıyönetim ilan etmiştir. (E.Allenby yaklaşık bir yıl sonra Şam'a girerek Emevi camiindeki Kudüs'ün tarihi şahsiyeti Selahaddin Eyyubi’nin mezarını tekmeleyerek ‘kalk Selahaddin biz yine geldik!’ diye bağırır.) Türklerin Filistin’den ayrılışı hiç dinmeyecek savaşların kan, gözyaşı ve kargaşa ve kaos’un da başlangıcı olacaktır.. Filistin, İngiliz işgali öncesinde; 400 yılı Osmanlı hâkimiyetinde olmak üzere, 1100 yılı aşkın bir süre Türk idaresinde kalmıştır.
MANDA YÖNETİMİNDEN İSRAİL’E
Filistin topraklarının işgaliyle Yahudilerin buralara yerleştirilerek bir Yahudi devletinin kurulmasının amaçlandığı 1916 tarihli Sykes - Picot Anlaşması'da (İngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanan gizli antlaşma) .Bu konu ayrıca Balfour deklarasyonunda yer almasına rağmen (İngiliz Dişişleri Bakanı ,Lord) Şerif Hüseyin-İngiliz ittifakını etkilememiş,Neticede Paris Antlaşmasıyla ( 1919) imzalanan Faysal-Weizmann Antlaşması, Ortadoğu’da kurulacak bağımsız bir Arap krallığı içerisinde sınırları belirlenen Filistin bölgesinde bir “Yahudi yurdu” oluşturulmasını kabul ediyordu. Bu bir İngiliz idaresinde özel bir bölge(Manda yönetimi) olacaktı. Şerif Hüseyin’in alternatifi olacak Faysal ayrıca krallığının bağımsızlığına destek koşuluyla Balfour Deklarasyonu’nu tanıdığını ve Filistin’e Yahudi göçünü kabul ettiği yönünde de söz vermişti.1921’de Filistin mandası sınırları içinde yer ayrılarak oluşturulmuştur. İngiliz manda idaresi ve beraberinde devam eden Yahudi göçleriyle Arapların ve Filistinlilerin mülksüzleştirilip zulme uğraması, bölgedeki Arap-Yahudi çatışmasını gittikçe büyüterek şiddetlendirdi ve başta 1929 Ağlama Duvarı Olayları ile 1936-1939 Büyük Arap İsyanı gibi kanlı çatışmalara sebep oldu.
ABD’nin 2. Dünya Savaşı’ndan, dünyanın iki süper gücünden biri olarak çıkmasıyla Yahudilerin yeni Batılı emperyal hâmisi İngilizler değil Amerikalılar olacaktı. Neticede İngiltere 1947’nin Şubat ayında, New York’taki Birleşmiş Milletler’e (BM) başvurusuyla , Kudüs uluslararası statüde iki devletli formül kararıyla sonuçlandı (Kasım 1947, 181 sayılı karar).
Arap-İsrail Savaşları : İngilizler BM’deki oylamayı beklemeden Eylül 1947’de, 15 Mayıs 1948’de Filistin manda idaresinin sona ereceğini ilân etti. Bu karar büyük ve kanlı bir Arap-İsrail iç savaşına (1947-48) ve 1948 Arap-İsrail Savaşı’na sebep oldu. Tüm bu kanlı dönemin sonunda İsrail Devleti’nin kuruluşu gerçekleşmiştir (1948).David Ben-Gurion İsrail Devleti’nin kuruluşunu ilan etti (14 Mayıs 1948). Böylece Ortadoğu'yu kan gölüne çevirecek Filistin-İsrail mücâdeleleri başlamış oldu
Kurulan yeni devlet, ABD tarafından o günün gecesinde fiilî anlamda tanındı (hukukî tanıma arkadan gelecekti). Rusya, 17 Mayıs 1948’de doğrudan hukukî olarak İsrail’i tanıdığını ilân etti. Türkiye ise Mart 1949’da fiilî, bir yıl sonra da hukukî olarak İsrail’i tanıyan devletler arasına girdi.İsrail devletinin kuruluşun ilân edilmesinin hemen ertesi günü (15 Mayıs 1948) Mısır, Suriye, Lübnan ve Irak’tan oluşan komşu Arap devletleri İsrail’e karşı saldırıya geçtiler. 11 Haziran’daki BM Ateşkesi’ne kadar, Kudüs dışında tüm Arap saldırıları Ben Gurion komutasındaki İsrail ordusu tarafından püskürtüldü. Arap cephesinde büyük bir yenilgi yaşandı. 1948-49 yıllarındaki askerî operasyonlar, katliamlar ve zulüm nedeniyle göçe zorlanan Filistinliler oldu.
1967 Haziran (Altı Gün)Savaşı :
1967 baharında Suriye devletine SSCB tarafından verilen yanlış bir istihbarat ; Filistin Arapları için çok daha yıkıcı bir felakete neden oldu. ; İsrail ile Mısır arasında tampon oluşturan Sina Yarımadası’ndaki BM bölgesini ve arkasından Akabe Körfezi’ndeki limanı Eliat’ı İsrail işgal etti.,Mısır'dan Gazze ve Sina Yarımadası'nı, Suriye'den de Golan Tepeleri'ni aldı. Savaşın sonucunda 500 bin Filistinli daha göç etti. 1964 de FKÖ kuruldu.1969 da Mescid-i aksa saldırısından sonra İslam Ülkeleri, İslam İşbirliği teşkilatını kurdu
Bundan sonraki süreçler hep Müslümanların aleyhine gelişecekti.1979 - İsrail ve Mısır barışının yani Camp David’in üzerinden çok geçmeden İsrail, 1980’de Knesset’te kabul edilen Kudüs Yasası ile Kudüs’ü doğusuyla, batısıyla birleşik olarak İsrail'in başkenti ilan etti. 1982 – İsrail’in Lübnan'ı işgal i,1. İntifada 1987-93,FKÖ ‘ye alternatif olarak HAMAS kuruldu.(1987) 1994 - Filistin Yönetimi'nin kurulması,2000 - İkinci intifada,2002 - Batı Şeria ‘nı İsrail tarafından yeniden işgali.
İsrail yönetimi 2003'ten itibaren Yahudi yerleşimcileri, polis korumasında Mescid-i Aksa'nın avlusuna almaya ve zaman zaman Müslümanların girişlerine yaş sınırlaması getirmeye başladı. Birçok radikal Yahudi örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğuna inandıkları Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılması çağrısında bulunuyorlardı.Ancak BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 18 Ekim 2016’da aldığı kararla Kudüs’teki Mescid-i Aksa’nın Yahudilikle bir bağının olmadığını ilan etti.
İsrail ordusunun, İsrail’in Gazze Şeridi’ne 3 yıldır uyguladığı ambargoyu delip insani yardım ulaştırmayı hedefleyen 6 gemilik “Özgürlük Filosu”nun en büyük gemisi “Mavi Marmara”ya "uluslararası sularda" bulunmalarına karşın İsrail askerleri saldırarak 10 sivil insanımızı öldürdüler.(31 Mayıs 2010).Geçtiğimiz yıllarda İsrail Tarihinde ilk defa “Mavi Marmara saldırısından “ ötürü özür dilemekle(2013) birlikte bu yara Müslümanların kalbinde hiç bir zaman kapanmayacaktı.İsrail kurulduğundan beri sürekli topraklarını genişleterek –üstelik- hristyan dünyanın desteğiyle yeni dünya düzeninin yani ,yeni kaosların , göçlerin kan ve gözyaşının işaret fişeği gibi artan bir hızla yükselmeye devam mı edecek ?
1.Dünya savaşının hedefi “3 B(Bakü-Bağdat-Batum)” yeni dünya düzeninin hedefi de “3 K(Kudüs-Kıbrıs-Kerkük) “ olacak.Eğer bu “3K “hedefi bozulamazsa artık Türk dünyasının bir geleceği olmayacak , tabii ki İslam Dünyasının da.Yani Kudüs,Kıbrıs ve Kerkük Doğu Akdeniz’in kilidi ,Asya’nın kapısı.Bu kapı kırılırsa; Orta kuşaktaki İslam devletleri karpuz gibi dilimlenerek yok edilecek.En iyisi bu kapıları kırdıtmamak yoksa bir daha yapılır mı ? bilemem. Sonuçta Kudüs 100 yıldır işgaldedir ve kurtarmak mümkün olamadı. Bütün bu stratejiler zor bir sınav’a zorluyor ama yılmadan mücadele etmek gerekiyor.
EK AÇIKLAMA-1 : : 6 ARALIK 2017 : ABD Başkanı Trumph Doğu KUdüs'ü İSRAİL 'in başkenti olarak tanıdıklarını ilan etmiştir.
EK AÇIKLAMA-1 : : 6 ARALIK 2017 : ABD Başkanı Trumph Doğu KUdüs'ü İSRAİL 'in başkenti olarak tanıdıklarını ilan etmiştir.
EK AÇIKLAMA -2 : 7 EKİM 2023 Gazee olayıyla güncelleme yapıldı.
EVANGELİST PROTESTAN İLE YAHUDİ
İHTİLAFINDAN ÇIKAN İTTİFAK
Önceden beri
varolan Musevi- hristyan teolojik ihtilafının siyonistlerce notralize edilerek
kudüs için Musevi +Protestan ittifakının gerçekleştiğini düşünüyorum.Çünkü
Hristyanlar Hz.İsa’nın Romalılara ihbar
edilerek Çarmıha gerilmesinden Yahudileri sorumlu tutarken artık bu sorunu
gidermiş gözüküyorlar.islam
dünyası tarafından Mekke ve Medine’den sonra 3. kutsal şehir sayılan Kudüs ve
buradaki İslam mukaddesatı fanatik Yahudiler ile evangelist Protestanların saldırılarına maruz kaldı.21 Ağustos 1969’da
Meccid-i aksa’yı Denis Ruhan adlı evangelist kundakladı.Bunu “Tanrıyı kiyamete
zorlamak için “ yaptığını açıkladı.Hz.İsa’dan beri ihtilaflı oldukları
konulardan biride kiyamette Hz.İsa’nın Dünyayı yöneteceği Yada Hz.Davut’un
yeniden kral olacağı ihtilafını da çözmüş olmaları Müslümanların aleyhine bir
sonuç doğuracağı muhakkaktır.
Rifat GÜNDAY*
Eğitimci,Araştırmacı ve Tarih Öğretmeni
Kaynaklar :
1-İslam Ansiklopesi, TDV Yayınları
2-Kudüs'ü İngilizlere neden terkettik, Murat Bardakçı
3-Arzın Kapısı Kudüs , Talha Uğurluel
4-Kalbim Kudüs'te Kaldı , Ahmet Turgut
Ek-1 Açıklama : Kudüs’te Kabirleri bulunan Peygamberler ve büyükler
Hz. Musa (as) Kudüs yakınında vefat etmiş ve kabri oradadır.
Hz. Dâvud (as) Kudüs’te defnedilmiştir. Davud Peygamber türbesi. (Davud Peygamber kapısının 150 m. güneyindedir.) (M. 1523)
Hz. Süleyman (as) Kudüs’te defnedilmiştir
Hz. Elyâse (as) Kudüs çevresindedir.
Hz. Zekeriye (as) Kudüs’te defnedilmiştir.
Hz .İbrahim (AS) Kudüs El Kasabasında defnedilmiştir.(Bir diğer yer Urfa ‘da rivayetler arasındadır)
Hz. Yahya (as) Kudüs’te defnedilmişti
Hz. İsa (as) semavata alınmıştır
Hz. Yusuf (as) Mısır’da vefat etmiş, Hz. Musa (as) onu Kudüs yakınındaki Halilu’r-Rahman kasabasına getirdiği rivayet edilmektedir.
Hz İshak Kudüs’te doğdu ve 160 yaşında Kudüs yakınlarında vefât etti. (Babası Hz İbrahim'in el-Halil kasabasındaki mezarının yanına defnedildi).
İshak, Yakup, peygamberlerin ve Sârâ Annemizin kabirleri de buradadır.
. İncil’de İsa’nın havarileriyle sık sık inzivaya (Kidron vadisinde; Zeytin Dağı ile haremi şerif arasında bulunan) çekildiği yer olarak bilinen vadide Rivayete göre Hz. Meryem’in, Aziz Yusuf’un, Hanne’nin ve İmran’ın mezarları buradadır. Kidron vadisindeki Meryem Ana türbesi ise Hz. Meryem’in vefatından sonra bir süre gömülü kaldığı sonrasında ruhunun göğe yükseldiği söylenilen yerdir.(Batılılar Efes Meryem ana evini “Şark Meselesi” kapsamında 18.yüzyılda icat etmişlerdir.)
Selman-ı Farisi kabri (Hendek Savaşında ,savunma için hendek öneren sahabe)
Ubâde bin Sâmit (Hz.Ömer zamanında Kudüs kadısı)
RABİA HATUN (Rabiat’ül Adeviyye -Basralı ilk Kadın Evliya)
Artuk bey(Artuklu Beyliği'nin kurucusu olan Türk komutandır. Anadolu’nun ,Suriye ve Filistin fethinde bulundu)
Ek-2 Kudüs Tarihi Kronolojisi
Eğitimci,Araştırmacı ve Tarih Öğretmeni
Kaynaklar :
1-İslam Ansiklopesi, TDV Yayınları
2-Kudüs'ü İngilizlere neden terkettik, Murat Bardakçı
3-Arzın Kapısı Kudüs , Talha Uğurluel
4-Kalbim Kudüs'te Kaldı , Ahmet Turgut
Ek-1 Açıklama : Kudüs’te Kabirleri bulunan Peygamberler ve büyükler
Hz. Musa (as) Kudüs yakınında vefat etmiş ve kabri oradadır.
Hz. Dâvud (as) Kudüs’te defnedilmiştir. Davud Peygamber türbesi. (Davud Peygamber kapısının 150 m. güneyindedir.) (M. 1523)
Hz. Süleyman (as) Kudüs’te defnedilmiştir
Hz. Elyâse (as) Kudüs çevresindedir.
Hz. Zekeriye (as) Kudüs’te defnedilmiştir.
Hz .İbrahim (AS) Kudüs El Kasabasında defnedilmiştir.(Bir diğer yer Urfa ‘da rivayetler arasındadır)
Hz. Yahya (as) Kudüs’te defnedilmişti
Hz. İsa (as) semavata alınmıştır
Hz. Yusuf (as) Mısır’da vefat etmiş, Hz. Musa (as) onu Kudüs yakınındaki Halilu’r-Rahman kasabasına getirdiği rivayet edilmektedir.
Hz İshak Kudüs’te doğdu ve 160 yaşında Kudüs yakınlarında vefât etti. (Babası Hz İbrahim'in el-Halil kasabasındaki mezarının yanına defnedildi).
İshak, Yakup, peygamberlerin ve Sârâ Annemizin kabirleri de buradadır.
. İncil’de İsa’nın havarileriyle sık sık inzivaya (Kidron vadisinde; Zeytin Dağı ile haremi şerif arasında bulunan) çekildiği yer olarak bilinen vadide Rivayete göre Hz. Meryem’in, Aziz Yusuf’un, Hanne’nin ve İmran’ın mezarları buradadır. Kidron vadisindeki Meryem Ana türbesi ise Hz. Meryem’in vefatından sonra bir süre gömülü kaldığı sonrasında ruhunun göğe yükseldiği söylenilen yerdir.(Batılılar Efes Meryem ana evini “Şark Meselesi” kapsamında 18.yüzyılda icat etmişlerdir.)
Selman-ı Farisi kabri (Hendek Savaşında ,savunma için hendek öneren sahabe)
Ubâde bin Sâmit (Hz.Ömer zamanında Kudüs kadısı)
RABİA HATUN (Rabiat’ül Adeviyye -Basralı ilk Kadın Evliya)
Artuk bey(Artuklu Beyliği'nin kurucusu olan Türk komutandır. Anadolu’nun ,Suriye ve Filistin fethinde bulundu)
Ek-2 Kudüs Tarihi Kronolojisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder