30 Haziran 2017 Cuma

MOSKOVA'DA MÜZECİLİK VE TÜRK ESERLERİ


Gezi Yazısı -2 : MOSKOVA’DA MÜZECİLİK VE TÜRK ESERLERİ

Kuruluşu 900 yılı bulan Moskova dört kez rejim değişikliğine tanık olmuş, ancak her rejim değişiminde tarihi eserleri biriktirmeye verdiği önemden hiç vazgeçmemiştir.  Dolayısıyla müzelerin yoğun olduğu bir başkenttir. Şehirde tespitlerime göre ellisi büyük olmak üzere yaklaşık iki yüz elli adet müze bulunmaktadır
Moskova ‘da müzelerin belli başlıları, genel olarak  devletin  azametini göstermeye çalışan savaş ve tarih müzeleri; Moskova Şehir müzesi ,  Kültür ve sanat ağırlıklı Güzel Sanatlar Müzesi ve ünlü edebiyatçılara atfen yapılan yazar-şair evleri, Modern Sanatlar Müzesi,  Mimarlık müzeleri, Tretyakov Müzesi, Kremlin Müzeleri ve Teknoloji ve Sanayi ağırlıklı olan Uzay ve Politeknik müzesidir.
Ben özellikle Rus müzelerindeki Türk medeniyet eserlerini ve Türk dünyasını anlatan eserleri incelemek istedim. Bu amaçla en yakınımdaki müzeden yani Puşkin Güzel Sanatlar müzesinden işe başladım.
1-PUŞKİN GÜZEL SANATLAR MÜZESİ: Güzel sanatlar eğitimi için yapılan bina müze olarak da kullanılmaya son derece müsait Rustik bir mimariye sahipti. Özellikle ikinci tavandan camlı ve dikey olarak aydınlatması görülmeye değerdir. Avrupa’nın en büyük sanat koleksiyonlarından birine sahip olan müzenin giriş katında Dünya Medeniyetlerinin genel tanıtımı ve nadide örneklerinin –ya aslı  ya da birebir çok özenle hazırlanmış replikaları- sergilenmektedir. Sergilemede; Yunan, Roma, Ortaçağ ve Rönesans Avrupası, Pers, Mısır, Mezopotamya, Hint, Çin ve Anadolu Medeniyetleri tanıtılmaya çalışılmıştır. Çok dikkatli incelediğimde Türk Medeniyeti ile doğrudan ilişkisi olan herhangi bir esere rastlayamadım.Özellikle Pers, Mısır, Hitit kabartmaları ve heykellerinin replikaları görülmeye değer

Anadolu Medeniyetleri bölümünde Boğazköy kabartmaları (giriş katta) ve Truva  hazineleri (Sanat eserleri katı) bölümlerini çok dikkatli inceledim. Truva hazineleri önce Almanlar tarafından Türkiye’den kaçırılmış daha sonra ikinci dünya savaşında Almanların eline geçmiştir. Altın saç ve diğer ziynet eşyaları bu bölümdeydi. (Truva hazinelerinin sikkeleri ise Kremlin saraylarındaki “Devlet Silahhanesinin Hazine – mücevherhane bölümünde bulunmaktadır.)
2-DEVLET TARİH MÜZESİ :
Moskova’nın merkezinde Kızıl Meydan’da yer alan Devlet Tarih Müzesi aslında bir grup müzeler topluluğunun  da yönetim merkezidir. 1894 yılından itibaren oluşturulmaya başlanmıştır ve canlı bir tarih öğreticisi konumundadır. Giriş katından itibaren salonların kronolojik bir sıra takip eder. Yaklaşık  60 salonda jeolojik dönemlerden itibaren, arkeolojik ,antropolojik, etnoğrafik koleksiyonlar biraya toplanmıştır. Bir başka deyişle müze Rusya topraklarındaki Paleolitik devirden  itibaren başlayarak (günümüzden  itibaren 2 milyon yıl önce başlar, on bin yıl önce sona erer) sanatsal ve tarihsel bir biçimde 1903 yılına kadar elde edilen hazineleri halkın beğenisine sunmaktadır. Devrim Müzesinde 1903-1990 yıllarını , Modern Tarih Müzesinde de 1990’dan günümüze kadar gelen sürecin ürünleri sergilenmektedir.

Devlet Tarih Müzesinde 11.yüzyıldan itibaren bölümler birer asırlık olarak anlatılmaktadır. Özellikle 18.yüzyıldan itibaren daha detaylı ve geniş bir koleksiyon mevcuttur. 3.Katın küçük bir bölümü  fuaye/güncel sergi  alanı olarak kullanılmaktadır. Asırların anlatıldığı salonlarda anlatılan yüzyıla ait giysiler, yazılı eserler, planlar, tablolar, silahlar ve anlaşma metinleri, savaşlar yani siyasi ve kültürel tarih gözler önüne serilmektedir. Yalnız Rusça dışında çok sınırlı bir İngilizce kullanılıyor olması anlaşılmayı zorlaştırmaktadır. Özellikle her yüzyılda Moskova çizim/tablolarından yaklaşık dokuz yüz yıllık Moskova’nın tarihsel gelişimini de bir çırpıda öğreniyor olmamız çok etkileyicidir. Ruslar için önemli olan 13. asırdaki  Moğollarla savaşları, Fransızlarla 1812 yılında yaptıkları Boradina  savaşları ve İkinci Dünya Savaşı’na ayrı bir yer verilmiştir. Giriş bölümünde  “Mamut” ve diğer paleolitik devir fosilleriyle başlanmış, tarihten önceki Yontma-Cilalı –Maden devirlerine ait eserler eve Türk Tarihiyle alakalı bir çok eser de burada sergilenmektedir. İskitler(Saka Türkleri) dönemine ait altın figürler, Altaylarda kazılarda bulunmuş tören maskeleri son derece etkileyicidir. Ben sadece 11.yüzyıla ait Türkiye’den gitmiş Selçuklu miğferinin bulunduğu sergiyi görüntüleyebildim. Bu sergiden anladığım 17.Yüzyıla kadar Rusların gerçek anlamda bir medeniyetinin olmayışı, ihtiyaçlarını komşu ülkelerden temin etmeleriydi. (Örnek ; 11.Yüzyılda bir Rus Komutan‘ın donatımlarının sergilendiği bölümde; At koşumları (Üzengi v.s), Miğfer Türkiye’den, kalkan; İran’dan gelmiş gözüküyordu.)
3- KREMLİN SARAYLARI (MÜZELERİ);
Moskova nehrinin kıyısında hafif bir yükseltide, doğu duvarı  Kızıl Meydan’a bakan önceden kale olarak inşa edilmiş sonraları Çar’ların yönettiği saraylar haline gelmiş üç saray, kuleler ve dört kilise bulunmaktadır. Ben öncelikle  “Devlet Silahhanesi” ne yönelerek –önceden randevu alınarak ve bir buçuk saat ile sınırlı-  gezime başladım. Burada Çar ailesine çeşitli ülkelerden gönderilen hediyeler, Çarlık Hazinesi ve çarların kişisel eşyaları sergileniyordu. Buradan bizim için alınacak en önemli ders; iki hanedan değişimi, üç kez rejim değişikliği, pek çok isyan ve ihtilal görmüş bir devletin liderlerinin bir iğnesinin bile kaybolmamış, muhafaza edilmiş olmasıdır. Devlet Silahhanesi üç bölümden oluşmaktadır. Kremlin sarayının sol tarafında bulunan sarı renkli bina eski silahhanedir ve burada gerçek silahlar sergilenmektedir. (Bu binanın karşısında Başkanlık ve Senato binaları olduğundan ve ziyarete açık olmadığından sadece dış alandaki topları görebildim.) Binanın alt katında Devlet Mücevherhanesi, mutfak araçları ve fabarge yumartaları gezilebiliyor. Üst katı ise yine devlet silahhanesi olarak adlandırılmaktadır. Mücevherhaneyi gezmeye maalesef zamanım yetmedi. (Bu arada Kremlin için 2 günümü ayırdığımı belirteyim). Burada Truva hazinelerinin sikkeleri, Osmanlı Sarayından gönderilen porselen ve cam eşyalar bulunuyordu. İkinci kez sıraya girerek Devlet silahhanesine ulaştım. Çarlara ait kızaklar, faytonlar, elbiseler, kişisel silahları ve yazışma örnekleri, kıyafetler sergileniyordu.
Müzenin en göz alıcı bölümü -zırhlı camekanlar içinde-  atlar bir tür teknikle dondurularak koşumları ve süvarisi ile beraber teşhir edilmektedir. Sol tarafta; “at“ üstünde  “Russian Commender” o döneme ait at koşumları ve süvarinin silahlarıyla sergilenmiştir. Yanında ise yine at üstünde; “ Turkish Commender” bulunmaktadır.  Osmanlı Dönemine ait olduğu anlaşılan "Türk Komutanı " donanımı şöyleydi; Eyer, üzengi, yular, eyer örtüsü  gümüşten imal edilmişti. Özellikle gümüş telden örgülü bir biçimde duran yular çok ihtişamlıydı.Sonraki reyonda yine Osmanlı’ya ait silah takımı vardı. Alt tarafında  bulunan  : “1590 SİLAHTAR AĞA” yazısından, o dönemdeki Osmanlı Protokolüne göre Rus Çar’ına  denk sayılan Silahtar Ağa’nın hediye ettiğini anlıyoruz. Bu bölümdeki silahlar iki bölümdeydi. Reyonun solunda merasim silahları -ateşli ve klasik- gümüş ve değerli taşlarla süslenmişti.sağ taraftakiler ise muharebede kullanılan hem ateşli, hem de klasik silahlardı.
"1590  Silahtar Ağa " Osmanlı Silah koleksiyonu
Merasim bölümünde sergilenen tüfek ile klasik silahlar özellikle de balta ve murassa kılıç’tan gözlerimi alamadım. Tüfek kundağı gümüşten olup  işlemelerle süslenmişti. Kundak kısmı yanılmıyorsam sekizgen şeklinde olup, kapağının içinde bakım malzemeleri bulunuyormuş. Balta’nın sap kısmı değerli taşlarla süslenmiş, ağız kısmının (camdan yapıldığını düşünmüştüm) Necef taşından yapılmış olduğunu bin bir zorlukla görevlilerden öğreniyoruz). Tabi ki klasik silahlardan; Murassa Kılıç, hançer, kın, miğfer, sadak, kalkan ve gürz çeşitleri de benzer şekilde değerli taşlardan kakmalı olarak yapılmıştı. Burada gördüğüm at koşumlarını  ve silahları ilk defa görüyordum. Maalesef Bizim milli sarayımız  Topkapı’daki tüfekler 17.yüzyıldan başlıyor. Bu şu anlama geliyor ki bizler, Medeniyetimizin eserlerini muhafaza edememişiz.
4-TRETYAKOV GALERİSİ : Burası Çarlık döneminde P. Tretyakov isimli  Rus tüccar  tarafından1856 yılında  kendi servetleriyle Rusya dışından satın aldığı  dünyanın seçkin koleksiyonları -daha çok tabloların- toplandığı bir yerdi.Türkiye’yi ilgilendiren tablolar 19.yüzyıla ait ,2 İstanbul resmi (Dönemin Rus elçisi yaptırmış), Şıpka savaşı tablosu (Plevne Savaşının bir cephesi)  ve  TİMUR  türbesinin resimleriydi.Rusya'daki diğer Türk eserleri henüz sergilenmeye başlamamıştı.
                                Şıpka Savaşı  ve Emir Timur Türbesinin tabloları                       
Bunlardan sonra ;Nazım 'ın Kabri  ,Zafer Parkı ve Savaş Müzesi ,VdnKa Pavyonu ,Kuskova Sarayı(Müzesi), Uzay Müzesi ,Bolshoy Müzesi ,Politeknik müzeleri ile ,Turganyev , Tolstoy ve Puşkin evleri'ne gidebildim.

SONUÇ :  Moskova’ da Müzeler Devletin en güçlü yanlarını ortaya koymak için işlevsel bir düzen ve tasnife sahiptir.Bütün bunlara  rağmen Rus süvarilerinin donatımında Türkiye’den ithal edilen teçhizatın (Koşum-Zırh ve silahlar-17.Yüzyıla kadar-) kullanılmış olduğunu tesbit edebilmiş olduk.
Rifat Günday

Eğitimci , Araştırmacı ve Tarih Öğretmeni

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder