28 Şubat 2018 Çarşamba

KATMA 'DAN AFRİN'E 100 YILLIK BİTMEYEN HESAP


KATMA MUHAREBESİNDEN AFRİN 'E 100 YILLIK BİTMEYEN HESAP
Tarihimiz ve Olaylar -7 : KATMA MUHAREBESİNDEN AFRİN'E 100 YILLIK BİTMEYEN HESAP
*Rifat GÜNDAY
ZEYTİNDALI ‘yla gündeme gelen “Afrin -Azez–Racu-Katma –Müslimiye-”  hedefleri/yerleri   meşru savunma amaçlı stratejik harekat yürüten  Mehmetçik için yabancı yerler/isimler değildir. Bazı benzerlikleri göz önüne alarak bakıldığında sanki yüz sene önceye dönmüşüz gibi değerlendirilebilir. Aslında gündeme gelen ilk yer adı;   “Azez”,  Fırat Kalkanı harekâtında DEAŞ’tan temizlenmişti. Genel olarak Halep’in 45 km. kadar kuzeyinde, dağlık Platoların yükseldiği alanda yer alan Katma/Katme; Azez’in batısında yani Azez ile Afrin arasında yer almaktadır.
Yüz yıl önce son savunma hattımızı oluşturmaya çalıştığımız bu bölgeler ve bu savunma hattını yöneten ordu karargahı (7.Ordu)  Racu ve Katma merkez olmak üzere Antakya’dan  Halep’ in kuzeyinden geçen bir savunma hattı oluşturmuştu. Burada dirençli bir savunma yapan birliklerimiz Heylan köyü vadisinde de aniden taarruza kalkarak İsyancı Şerif Hüseyin’in Çöl Kolordusu  + İngiliz Taaruzunu püskürtmüşlerdir. (26 Ekim 1918).
Daha önceden "Fırat Kalkanı" adıyla yürütülen El-Bab harekatı ve bugün de "Zeytindalı" adıyla yürütülen Afrin harekatlarının  , 100 yıl önce yapılan Katma savunmasıyla benzer amaçlar taşımakta yani Türkiye'nin Beka'sını sağlamaya yönelik meşru savunmalarımızdır.
UZAK CEPHELER İMPARATORLUĞUN SONUNU GETİRİYOR
İngilizler, Nablus’tan itibaren Halep hattına kadar 500 km.lik bir mesafeyi hızlı bir şekilde ilerleyerek ulaştılar. Birinci dünya savaşı sonlarına doğru Hicaz, Yemen ve Sina –Filistin cephelerindeki birliklerimizin tüm kahramanlıklarına rağmen sürekli hırpalanan, moralsiz –mecalsiz ve aç-susuz kalan Osmanlı Ordu birlikleri, Anadolu’ya doğru geri çekiliş yolunda binlerce şehit bırakmıştı. İşte asıl mesele, ordumuz bu noktaya nasıl çekilmişti ?
 
Ordularımızı (Yıldırım) Bu günkü Suriye sınırına çeken olaylar; 1.Dünya Savaşının Çanakkale cephesinde büyük bir mağlubiyet alan müttefikler savaşı güneye daha geniş bir coğrafyaya yaydılar. Güneyimizde; Basra, Sina ,Filistin ,Hicaz ve Yemen cephelerinde bulunan birliklerimizin bağlantısı isyancı Şerif Hüseyin birliklerince gayr-ı nizamı harple kesildi.Önce Mekke düştü, ardından Kızıldeniz üsleri düşürüldü ve Yemen- Hicaz cephesi yarıldı. Kanal harekatlarının başarısızlığıyla, 3.Gazze muharebesini 31 Ekim 1917 ‘de kaybettik ve cephemiz yarıldı (1.Gazze - Birüssebi ve 2.Gazze muharebelerinde İngilizleri püskürtmüştük.) Sina Cephesinin yarılmasıyla İngiliz ordusu (110.000 asker) ; Birüssebi , Gazze , Yafa ve en sonunda Kudüs’ ü ele geçirdiler. Sadece Irak-Basra cephesinde Kut ül Ammare savaşını (29 Nisan 1916) zaferle kazanmıştık. Ancak daha sonra Irak cephesinde 11 Mart 1917 ‘de Bağdat düştü. Sonuçta buradaki ordularımızın genel kumandanı Falkenhayn’ın Kudüs’ ü savaşmadan teslim ettirmesiyle de (9 aralık 1917) Mekke Emiri Şerif Hüseyin oğulları ve İngiliz Casusu Lawrance ‘ın koordineli olarak yürüttüğü Arap isyanlarıyla yıpranan birliklerimizin durumu İngiliz Genel hücumuna zemin hazırlanmıştır. Neticede Sina’nın kaybedilmiş, Kudüs’ün tesliminden sonra da 1918 yılı başında Filistin de düşmüştür.
Mustafa Kemal 7.ordu Komutanlığına atandığında 28 Ağustos 1918 de Halep üzerinden Nablus’a gelerek göreve başladı ; Osmanlı Devleti, yaklaşık 4 yıldır süren bir mücadelede MEKKE –KUDÜS , FİLİSTİN DAHİL ”Medine- Yemen hariç, bütün yarımadayı kaybetmiş ve 300 bin şehit vermişti. Fahreddin Paşa Medine`yi etrafı kuşatılmış olduğu halde savunmaya devam ediyordu, Yemen de kuzeyle bağlantısı kesilmiş halde akıbetini beklemekteydi.
Yıldırım orduları grubu kumandanı Alman General Limon Von Sanders olup ; Grup Komutanlığına bağlı ordular; 7.ordu Mustafa Kemal , 8.ordu Cevat Paşa , 4.ordu ise Mersinli Cemal Paşa komutasındadır.İklim şartları ve Asi baskınlarından iyice yıpranan orduların teçhizat , malzeme ,erzak ve cephane sıkıntıları da had safhada ve her gün gerçekleşen gayrinizami baskınlar sonucunda da morali çok bozuk idi.
İngiliz Genel saldırısı 19 Eylül de Lut gölü civarında, Kudüs’ün 90 km. kuzeyinde Nablus’un güneyinde 100 km lik bir cephede gerçekleşti. Nablus (Mecidiye-Meggido ) Meydan Muharebesi olarak bilinen çarpışmalarda; Mareşal Liman Von Sanders’in Yıldırım Ordular Grubu bozguna uğramış,4. ve 8.ordular daha savaşın başında dağılmış Genel kumandan L.Sanders ise çadırını pijamayla terk ederek kaçabilmiş ve bir süre karargahını kontrol edememiştir. Bu dağınık halde ve çekiliş yolunda sürekli baskınlarla hırpalanan ordularımız Şam’a doğru çekildiler. Birliklerimiz İngiliz Genel Saldırı kuvvetleri ve Şerif Hüseyin’in Çöl Kolordusunun takibindeyken geçiş güzergahlarında pusular kurulmuş, Yahudilerin , Dürzilerin ,Ermeni grupların ve yağmacı Bedevilerin de türlü baskınlarına uğramış ve zayiat vermişlerdir. Şam’ı savunan 4.ordu komutanı Mersinli Cemal Paşa elindeki son kuvvetlerini ve karargâhını da kaybederek Şam’ı terk etmiştir.(1 Ekim 1918).Çekilişteki düzensizliğe bir örnek Şam ve Beyrut aynı gün düşmüştür. Mustafa Kemal 7. Orduyu çarpışarak Halep’e çekmeyi başarmış, ancak 25 Ekimde Halep ‘te sokak çarpışmalarına 20.000 kişilik Şerif’in ordusunun yanı sıra yağmacı diğer gruplar da katılınca kayıp vermemek için Halep kuzeyindeki stratejik tepelere çekildi ve Halep’i de uzaktan kontrol edebilecek savunma hattı oluşturdu. İşte İngilizler yukarda anlatmaya çalıştığımız Afrin –Katma –Azez-Müslimiye (Halep kuzeyi - Kilis güneyi, Doğu-Batı yönünde bir hat) hattına saldırmışlardı.Bu arada 7.ordunun karargahı Racu beldesinde idi. Bu Cephedeki sürekli çekilme , başarısızlık ve kayıpların neticesinde Yıldırım Orduları grubu (Nablus-Halep hattında) ; 70.000 esir , 360 top, 300 makineli tüfek, 200 kamyon, 40 otomobil, 85 lokomotif, 460 yük ve yolcu vagonu kaybetmiştir.
Muharebelerin gidişatının nedenlerini özetlersek ;
-Yıldırım Orduları Grup Komutanı Falkenhayn’ın karargahtaki Alman komutanlarını kayırması, hatta Osmanlılar aleyhine bazı ihanetlerde bulunmaları. Alman Subayların bölgeye ve bize yabancı hareket ve talimatları orduyu yıpratmış ve hatalara sevk etmiştir. Almanlar Petrol elde etmeyi amaçlayarak, Bölgedeki aşiretlerle-Osmanlı aleyhine olabilecek- Almanya lehine ilişkiler geliştirmiştir.
-Mekke ve Akabe’nin tedbirsizce kaybedilişinin Asilere ve İngilizlere verdiği cesaretle saldırılarını artırmalarıyla Hicaz-Yemen cephelerinin daha sonra da Sina cephelerimizin yarılmasına neden olmuştur.
-I.kanal harekatında İngiliz İstihkamlarının ve savunma kudretinin görülmesine ve açıkça kayıp verilmesi bilinmesine rağmen, II. Kanal harekatını Alman Albay Kressenstein’in tekrar denemesi ve ağır zayiat verilmesinin ardından, Bölgeye İngilizlerin doğrudan girmesi gerçekleşmiştir
-Kudüs’ün hazırlıksız ve aniden (savaşılmadan) teslim edilmiştir.
-Alman Kumandanların çöl şartlarına uyamamaları ve yetersiz silah ,askeri teçhizat, iaşe , cephane ve lojistik eksiklikler baş göstermiştir.
-İstasyonları baskınlardan korumak için orduların küçük birliklere ayrılmasıyla koordinenin zayıflamasına, daha büyük çaplı saldırılara küçük birliklerimizin kolaylıkla imha edilmesine vesile olmuştur.
-Bölgedeki şehirlerin yönetimlerinde fiilen yerelliğin ön plana çıkıp , hükümetin kudretinin azalması , Alman subayların yüzünden Bölge halkının bize karşı saygısının ve itaatinin azalmasına yol açmıştır.
KATMA MUHAREBESİNDE 7.ORDU’nun TERTİBATI
20.Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa ,1 ve 11.Tümenlerle , Kefr Yasin-Hefan hattını tutacak
3.Kolordu Komutan Albay Selahattin (Adil) 24 ve 43.Tümenlerle (önceki Komutan İsmet hastalandığından yerine Selahattin atanmıştır) Batı kısmını tutacaktı.
4.ve 8 (ordular karargah dahil olmak üzere imha olduğundan Cevat ve Mersinli Cemal paşalar görevsiz kaldılar.)
Mustafa Kemal savunmayı kuvvetlendirmek için, düşmanla temas halinde bulunan artçı birliklerimizle oyalama muharebeleri yaparak, zaman kazanmaya çalışıyor ,ancak etkili hava hücumlarıyla Halep ve çevresinde mevzilenmeye çalışan birliklerimiz bombalanıyordu.
Burada Türk ordusunun –Son 500 km.lik Nablus- Halep hattında görüldüğü gibi - savunma yapamayacağını sanan saldırganlar önce Bedevi öncü kollarınca Sebil’de bulunan Mürettep Süvari Alayına hücum etmişler fakat püskürtülmüşlerdir.(26 Ekim 1918) Öğlene doğru ise İngiliz kuvvetleri, Bedevi öncü kollarınca Hava desteğinde Halep-Katma yolunun iki tarafından taarruza devam etmişlerse de 7.Ordu Komutanlığınca, durdurulmuşlardır. Bu sefer Düşman, bir süvari alayı kadar birliğiyle 26 Ekim 1918 günü öğlen Heylân Köyü’nün iki tarafından ilerlerken, üç süvari alayıyla Halep-Katma yolunun iki yanında mevzii almış bulunan 109 ve 111.Piyade Alaylarımıza ara hattı(Cephemizi yarmak için) üzerinden tekrar taarruza başlamıştır. İngilizler, Filistin Cephesi’nde cereyan eden muharebelerde, Yıldırım Ordular Grubunun, cephesini her defasında birliklerin ara hatları üzerinden, –istihbarat desteğiyle – yarmayı başarmışlardı. Bu sefer de belirledikleri birliklerin aralarına girmeyi hedeflerine almışlardı.
Mustafa Kemal, Allenby’in ilerleyişine / taarruzlarına karşı Anadolu’nun son direniş noktasının son direnişini hazırlamış ve Halep’in kuzeyinde bulunan Katma hattında sonuna kadar kuvvetleriyle direnecekti.
Mustafa Kemal, ele geçen esirlerden saldıran İngiliz Birliğinin 200 kadar hafif zırhlı -yarı paletli ve silahlı araç olmak üzere- 4 Alay’dan oluşan 15. süvari tümeni olduğunu tesbit etmiş ve buna göre önlem geliştirmekteydi. Gerçekten de 7.ordu Birliklerimizin, bu güne kadar cereyan eden muharebelerde büyük zayiat vermiş ve muharebe gücü çok zayıflamış olmasına rağmen ve bir kısmı da diğer ordularımızın kalanlarından toplanmasına rağmen , Halep Cephesi’ndeki son muharebede gösterdiği direnç, Anadolu’yu savunmak için, mücadeleye devam edeceğinin en önemli göstergesi olarak değerlendirilecektir.Katma hattını savunan birliklerimiz ,İngilizlerin hava destekli hücumlarının her seferinde püskürttüler.
7.ordu birlikleri beklenmedik bir şekilde Bleyramun cıvarındaki Heylan köyü vadisinde birliklerimiz karşı taaruza kalkarak İngiliz süvari ordusu ve İsyancı Arap çetelerini dağıttı. 1. Dünya Savaşının son savaşı Katma Savaşı böyle kazanılmıştı. Dönemin tanıklıklarına göre bu tarihe geçen “Halep direnişi” ydi.
Katma merkezli yürütülen savunma savaşı nda şiddetli çatışmalarda, İngilizlere ve Bedevi gruplara ağır kayıplar verdirilmiş, ancak Bleyramun civarında ,Heylan vadisni de kapsayan karşı muharebede ordumuz binin üzerinde şehid vermişti. Mustafa Kemal, muharebede şehit olan askerlerimizin naaşlarını Müslümiye üzerinden Katma’ya getirterek buraya defnedilmesini sağlatmıştı.(Katma Şehitliği)
General Allenby, Halep kuzeyinde bulunan Katma’da İngiliz ve Arap Ordularını durduran ve geri atan 7.Ordunun mevcudunu, 4 ve 8.Orduların kalan personeli dâhil 2.500 piyade, 150 süvari ve 8 top olarak değerlendirmiştir.(Gerçekte ise buradaki kuvvetlerimiz beşbinden fazlaydı)
7. Ordu Komutanlığı, 28 Ekim’de son emrini vermiş: Bu emre göre; “ Türk süngüleri bu bölgedeki milli hududu çizmişti.” 7. Ordu İskenderun ve kıyılarıyla birlikte Reyhanlı, Kırıkhan, Belen, Der el Cemal, Tel el Rifat ve doğuya uzanarak genel hattını koruyordu. Antakya ve çevresini de hatta dahil ederek, İngiliz ve Şerif Hüseyin’e bağlı birliklerin Toros geçitlerine ulaşarak oradan Anadolu içlerine sızması önlenecekti. Muharebeyi yürüten komutanımız 7.Ordu Komutanı Mustafa kemal bu hattı oluşturmasını .:” Bir hat tespit ettim ve sınırladım. Kuvvetlerime emir ettim ki; düşman bu hattın ilerisine geçmeyecek” diye anlatmıştır.
Bu hatla Türk cephesi Halep’in 5 km. kuzeyinde şimdilik istikrar sağlamıştı. Bundan sonra da M. Kemal Paşa’nın 7. Ordusu birçok taarruza uğramışsa da, bunların hepsini geri püskürtmeyi başarmıştı.
Mustafa Kemal’in burada tespit ettiği İskenderun-Carablus hattı daha sonra Misak-ı Milli kararlarına göre güney sınırımız oldu.(Son Osmanlı Mebusan Meclisinin 20.Ocak 1920 tarihli kararı)
Zaten "30 Ekim Mondros"’la fiili durum sona ermiştir. Bir süredir Fiilen Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı görevini yürüten Mustafa Kemal’in görevi de onaylanmıştı. Bundan sonraki çabalar Genel olarak Anadolu’nun savunmasına yönelik olacak İstiklal ateşinin yakılması olacaktır.
Katma zaferi o kadar etki yapmıştır ki uzun süre İngiliz birlikleri taarruz a kalkamadılar. daha sonra skyes-picos gereği bölgeyi Fransızlar gelip karargahlarını Katma’ya kurdular.Güney illerimize yönelen Fransız saldırıları da buradan yönetildi.Ünlü Antep kahramanı şahin Bey de savunma planını şöyle özetlemiştir. “ Katma- Kilis yolu Fransızlar hariç herkese açık ..” diyerek bu yolda Fransız konvoylarına saldırlar yaparak Antep savunması için şehit olacaktır.
Katma Muharebesinden Zeytindalı’na Tarihi ilginç Tekerrür :
Zeytindalı harekâtının stratejik ilk ayağı olan Afrin temizliği sadece stratejik değil aynı zamanda Tarihi önemi vardır. Bu gün Anadolu’ya terör zarar vermesin diye Mehmetçik kanını akıtırken, 100 sene önce de düşman Anadolu’ya giremesin diye Mehmetçik Katma savunmasını yapmıştı. Zeytindalı harekatını yürüten Mehmetçiklerimiz de bunun farkındalığını belirtircesine Racu beldesine girdiklerinde duvarlara 100 sene önceki direnişe atıfta bulunan yazılar yazmışlardır. Katma nasıl Anadolu’ya son siper olmuşsa, bugün de Zeytindalı yine Türkiye’ye siper olmaktadır. O gün Katma olmasaydı ,İstiklal savaşına başlama cesaretimiz olmaz ve çizdikleri Sevr’i gerçekleştirirlerdi.Bu gün de Zeytindalı olmazsa Sevr benzeri durumları kabule zorlayacaklarını zaten alenen ilan etmişlerdir.
Dün Katma’ya hücum eden dünyanın en büyük iki süper gücü İngiliz ve Fransızlardı( Rusya savaş tan çekilmişti.) yani “yedi düvel”di.Bu gün de Katma’da yine Dünyanın en büyük iki süper gücü ABD ve Rusya bulunmaktadır. Yani bu günkü Fırat kalkanı-Zeytindalı harekatları Milli’dir ve Emperyalizmin piyonlarına , yani “yedi düvele” karşıdır.Piyonlar yok edildikçe ,”yedi düvel” devrilecektir.
Dün Katma’nın bu gün de Zeytindalı harekatlarının ortak yönü, saldırıların Türkiye’ye Güneyden gelmesidir. Bu günkünde biraz daha farklı olarak Asya’nın kapısı zorlanmaktadırlar.

Türkiye’nin tek parça olarak yoluna devam etmesini düşünen herkes bugünkü bu mücadeleye desteğini göstermelidir ki sonra daha büyük belalar kapımızı çalmasın.

Burada yapılacak ikincil bir iş de bini aşkın Katma şehitlerimizin bulunduğu alanın şehitlik olarak yeniden düzenlenerek; Güney(Suriye) cephesinin aziz şehitlerini yâd'etmektir.Yine Fırat kıyısındaki yerine taşınmayı bekleyen Ata'mız SÜLEYMAN ŞAH 'ın naaşının Türbesine taşınması muhakkak ki gerçekleştirilmelidir.
Tarihte(1.Dünya savaşının sonuna doğru) Nablus cephesinin yarılmasıyla nereleri kaybettiğimizi hatırladığımızda ve son direniş olan bu 100 sene önceki Halep direnişinden ders alarak bugünkü “ Bekâ” mücadelelerimizi de zafere ulaştırıp , Türk Milletinin geleceğine “kefen biçmeye” heveslenen yeni “Sevr’”leri tarihin çöplüğüne postalamak olacaktır.

*Rifat GÜNDAY
Eğitimci,Araştırmacı ve Tarih Öğretmeni
Kaynaklar :
1-Falih Rıfkı Atay , Zeytindağı
2- Zekeriya Türkmen , Yıldırım Ordularının Teşkili
3-Gn Kur ATASE Yay, Sina Filistin Cephesi
4-Güncel Zeytindalı Haberleri