28 Nisan 2017 Cuma

Tarihimiz ve Kahramanlarımız-2: Barbaros-zâde Küçük Hasan Paşa


Tarihimiz ve Kahramanlarımız-2 : 
BARBAROS-ZÂDE  KÜÇÜK HASAN PAŞA (Küçük Hasan Reis)
16.Yüzyılda Akdeniz’i  “Bir Türk Gölü” haline getiren en büyük denizcimiz Kaptan-ı Derya  ve Cezayir Beylerbeyi  Hızır Hayreddin Paşa (Barbaros)‘nın  oğlu Barbaros-zâde  Küçük Hasan Reis’tir. Aynı adı taşıyan diğeri ise evlatlığı (manevi oğlu) Büyük Hasan Reis’tir. Küçük Hasan Reis, Barbaros’un gerçek ve tek oğludur. Barbaros-zâde Hasan Reis’ler tarihimizde birbirine çok karıştırılmaktadır. Her iki Hasan Reis’de Barbaros-zâde olarak anılmaktadır ve her ikisi de, Barbaros ile birlikte Preveze Deniz savaşında görev yapmış, yine her ikisi de Paşa (Orgeneral-Eyalet valisi) rütbesine terfi ederek; Cezayir Beylerbeyliği yapmışlardır. Ancak  Büyük Hasan Paşa’nın kabri Cezayir’de (Bâbü’l-vâd ), Küçük Hasan Paşa’nın  ise İstanbul’dadır.
16.Yüzyıl aynı zamanda Osmanlı devletinin (Kanuni devrinde,1520-1566) Kutsal Roma - Cermen İmparatorluğuyla  (Şarlken, 1519-1556) karada ve denizde savaş ve mücadele dönemi olmuştu. Şarlken ve müttefikleri savaşı denizde tercih –etmişlerdi. Ancak  kader  Şarlken’e çok güvendiği denizlerde  iki yenilgi tattıracaktı. Barbaros yanında evlatları her iki Hasan reisler olduğu halde, Salih, Murat, Seydi Ali ve Turgut Reis’lerin de bulunduğu  Osmanlı Donamasıyla Preveze’de (1538) Şarlken’in Haçlı donamasını yok edecekti. Şarlken, Preveze’nin intikamını almak için 1541’de aniden Cezayir’e denizden saldırınca ; Cezayir’de Barbaros’un yerine vekil bıraktığı ve manevi oğlu Büyük Hasan reis tarafından Haçlı donanmasında bizzat bulunan Şarlken’e ağır bir yenilgi yaşatacak, neticede Şarlken krallığı, Papa’nın verdiği tacını denize atıp  tahtını kardeşine  bırakarak inzivaya çekilecekti.


                                                                    Tlemsen kalesi
Preveze savaşında (27 Eylül 1538) Akdeniz’de büyük bir haçlı donamasıyla karşılaşan Kapudan-ı Derya ve Cezayir Beylerbeyi Hızır Hayreddin Paşa’nın yanında her iki oğlu Hasan Reis’ler de bulunuyordu. Paşanın sağında manevi oğlu Büyük Hasan ile solunda gerçek oğlu Küçük Hasan Reisler, Paşa baştardasında yerlerini almışlardı. (Küçük Hasan Reis Donanmada Filo Komutanıydı) Tarihin bu büyük deniz harbinde Haçlı armadasının yarısı sulara gömülünce Amiral Andrea Doria geri çekildi, yani mağlup oldu. “Akdeniz’i bir Türk gölü” haline getiren Preveze Zaferinden 17 gün sonra Barbaros, oğlu Küçük Hasan Reisi/Bey (sonra Paşa), Devrin Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’a haberci olarak gönderdi. K.Hasan Reis, Sultanı Moldova seferi dönüşü Tunca üzerinde Yanbolu’da buldu. K.Hasan Reis, Barbaros’un zafer-nâmesini Sultan’a sundu. Zaferin bütün detaylarını öğrenmek isteyen padişaha, K.Hasan Reis Preveze deniz savaşını uzun-uzun anlattı. Sultan’ın huzurunda bulunan Vezirler ve Devlet ricali de dinlediler. Kanuni Sultan Süleyman, Preveze zaferi şerefine şenlikler yapılması için ferman çıkardı.
Osmanlı - Kutsal Roma savaşlarının doğal sonucunda; Kanuni’nin Avrupa politikasını gerçekleştirmek üzere Küçük Hasan Bey, babasıyla 1543’de Fransa’ya yardım için Fransa seferine katılır. Donanma Nice şehrini fetheder ve Fransa kralı 1.Fransuva’ya teslim eder. Daha sonra Tulon seferine katılır. Hızır Hayreddin Paşa (Barbaros) donanmasındaki Barbaros-zade Küçük Hasan Reis ve Salih Reis gibi değerli Türk Amiralleri, İspanya ve İtalya kıyılarını bombardıman ederler ancak Şarlken’in donanması “derya meydanına” çıkamaz. (Donanma 1543-1544 kışını, Şarlken’in saldırılarına karşı Fransa’yı korumak amaçlı olarak Tulon’da geçirmiştir.) Ertesi yıl Barbaros yaşlılıktan artık sefere çıkamaz. Babası Hızır Hayrettin Rahatsızlığından dolayı Küçük Hasan paşa Cezayir’de vekaleten eyaleti yönetiyordu. Babası Hayrettin 1546 da vefat edince; asaleten Kanuni tarafından Cezayir Beylerbeyliğine tayin edildi (1547)
K.Hasan Paşa, hem İspanyolları, hem Faslıları bozguna uğratmak suretiyle Tiemsen’i geri almış, Doğu Fas’ta Türk nüfuzunu kurmuştu. Barbaros’un vefatıyla yerine atanan Piyale Paşa (Kapudan-ı Derya) Turgut, Uluç Ali, Hasan ve Salih Reislerle birlikte büyük hizmetlerde bulunarak Osmanlı donanmasının gücünü ve kudretini bir süre daha devam ettirmeyi başarırlar. Hem Akdeniz’de hem de Kuzey Afrika’da (Mağrip’te) Haçlıların yerleşip kök salmasını engellemişlerdir.
Küçük Hasan Paşa Kuzey Batı Afrika’nın stratejik üssü Cerbe adasının güvenliği için, o dönem Tunus emirleri olan Mevlay Hamid ve Ahmed ile anlaşarak, yakındaki İspanyollara ait bazı yerleri (Tunus kıyıları) ele geçirdi ve Araplar’a(Fas) ait olan Mehdiyye şehrini de zaptetti.
MEHDİYE SAVUNMASI
Cerbe daha önce de Barbaroslar tarafından da üs olarak kullanılmıştı Turgut Reis de üs olarak Tunus’un Gebes Körfezi’ndeki aynı Cerbe adasını kullanmaktaydı.
Osmanlı - Kutsal Roma Germen Savaşları karada ve denizde devam ediyorken; 1550 yılı ilkbaharında Kutsal Roma-Germen imparatoru V. Şarl, (Papanın ricasıyla tahtına geri dönmüştü) Osmanlıları ve özellikle de Turgut Reisi Tunus’tan atmak için büyük bir donanma yolladı. Donanma ve büyük bir kara ordusu Mehdiye kale ve şehrini kuşattı. 43 gün süren kuşatmadan sonra ve çok zayiat verdikten sonra, İspanyol ordusu kaleye girebildi. Kaledeki tüm Osmanlı askerleri şehit olmuş sadece yaralı olarak 70 levent kalmıştı. Yaralı Leventler esir edildiler.Yapılan görüşmeler neticesinde Karşılıklı esir mübadelesi yapıldı. Böylece Turgut Reis yaralı leventlerini kurtarmış oldu.
İspanyollar çok kayıp vererek ele geçirdikleri Mehdiye’de kuvvetli bir garnizon bırakarak geri döndüler. Mehdiye’yi ele geçiren İspanyollar Büyük hayal kırıklığına uğramışlar, bölgeyi bir türlü tam kontrollerine alamıyorlardı. Mehdiye’deki İspanyolları Turgut Reisin kuvvetleri sürekli sıkıştırmaları neticesinde nihayet İspanyollar Kale ve kenti elinde tutamayacağını kabul etmek zorunda kaldılar.. Mehdiye’yi Ele geçirdikten 3 yıl sonra, kaleyi yıkıp, yerle bir edip, garnizonlarını geri çektiler.
Mehdiye kuşatması sırasında Cezayir’de Beylerbeyi görevinde bulunan Barbaros-zade Küçük Hasan Paşa, eniştesi Turgut Reis’e yardıma zamanında gitmediği için, Divanı Hümayun tarafından ikaz edildi.
Mehdiye savaşından sonraları, 1551 yılında Barbaros-zâde Küçük Hasan Paşa İstanbul’a çağrıldı ve 5 yıldır yaptığı Cezayir beylerbeyliği görevinden alındı. Yerine Oruç ve Hayreddin (Barbaros) Beylerin yakın arkadaşı olan Salih Reis (Paşa) getirildi.(Preveze de Barbaros’un sağ cenah kumandanıydı)

Altı yıla yakın İstanbul’da kalan Hasan Paşa, Salih Paşa’nın vefatı üzerine, 1557 temmuzunda yeniden Cezayir beylerbeyliğine atandı. (2.kez) Kanuni’nin emriyle K. Hasan Paşa derhal ordusuyla Fas’a girdi ve yeni Fas sultanının, Osmanlı hükümdarına itaat etmesini sağladı. Bundan sonra Osmanlılar Fas’ın kuzey sahillerinde, muhtemel İspanyol saldırılarına karşı muhkem kaleler inşa ettiler ve buralara çok sayıda asker yerleştirdiler. K.Hasan Paşa Tlemsen yakınlarında Faslılar(İspanyol +Fas ordusu) üzerinde yine büyük bir zafer kazandı.
MOSTAGANEM SEFERİ
Küçük Hasan Paşa’nın Fas’ta meşgul olduğunu gören İspanyollar VAHRAN Kalesi Komutanlığını derhal harekete geçirdi. İspanyollar Kont Alkodete komutasında 10.000 den fazla askerle Fas’a girdiler. Yine 12.000 Yerli Fas askeriyle beraber Kuzeyden Hasan Paşa’ya yüklenmek istediler. Bu arada takviye cephane getiren 4 İspanyol gemisinin Türklerin eline geçmesine rağmen Mostaganem kalesini kuşattılar. Fas’ta ilerlemekte olan K.Hasan Paşa süratle kaleye döndü. Denizlerin galibi Barbaros-zâde K.Hasan’ı gören İspanyol ordusundaki Yerli Faslılar silah bırakıp aradan çekildiler.Ancak İspanyol güçlerini bir kısım Fas Sultanının askerleri de desteklemiştir.İspanyollarda kuşatmayı kaldırıp meydan savaşı düzenine geçtiler.

K.Hasan Paşa‘nın Mostaganem Savaşı, 5 Eylül 1558 yılında Osmanlı Devletiyle  ile Kutsal-Roma Cermen İmparatorluğu arasında yapılmış, ve kesin Osmanlı  zaferiyle sonuçlanmıştır. İspanyollar geriye 10.000 den fazla ölülerini bırakmışlardır. Mostaganem Meydan Muharebesi’nden sonra İspanyollar Fas  topraklarından çekilme kararı aldı. Böylece  Fas topraklarında  Osmanlı hakimiyeti başladı. Kutsal Roma-Germen tahtından çekilerek inzivada ölüm döşeğinde bulunan 5.Şarl’a üzülmesin diye Mostaganem yenilgisi söylenmemiştir.

                                                        Mostaganem savaşı
K.Hasan Paşa 1559’da Osmanlı’nın devlet otoritesini tanımak istemeyen Kabiliye Berberileri üzerine yürüdü, bu gözü-pek savaşçı yerli kabileyi itaât altına aldı.
Kaptanı Derya Piyale Paşa ve Trablusgarp Beylerbeyi Turgut Paşa’nın gayretiyle Cerbe zaferinden(1560) sonra İspanyollar bir tehlike olmaktan çıkınca, K.Hasan Paşa, bütün gayretini Fas üzerinde topladı, bu büyük ülkede yeniden Türk egemenliğini kurabilmek için dikkatini Fas’a doğrultmuştu.
Ancak Bu esnada K.Hasan Paşa Dersaaadet’e şikayet edilince, ikinci kez merkeze (İstanbul) gitmek durumunda kaldı. (1561 Kasım) Şikayetin sebebiyse bölgedeki yeniçerilerin çıkardığı bir fitne idi. İstanbul’da yapılan soruşturmada bunun bir fitne olduğu tespit edilince Küçük Hasan Paşa yeniden Cezayir Beylerbeyliğine atandı. 3.Kez.(1562)
Barbaros-zâde Küçük Hasan Paşa’nın 3.Beylerbeyiliği devrinde Cezayir (Aralık 1562-Ocak 1567) 10 kadırga ile tekrar Cezayir’e geldi. 3 Nisan 1563’de Vahrân’a gitmek üzere, 16.000 Türk ve 12.000 yerli ile Cezayir’den çıktı. Ali Reis’i, yerine Cezayir’de vekil bıraktı. Tlemsen Sancak Beyi (Bahriye Sancak Bey’i- Vali/Tuğamiral) Rizeli Ali İskender Bey ‘in emrine birkaç bin kişi vererek, bu kuvveti,C ezayir’le Vahran arasında yerleştirdi.
İspanya’dan gelecek ve denizden çıkartma yapacak yardım kuvvetlerine karşı bu birlik Cezayir’i ve K.Hasan Paşa’nın artçılığını savunacaktı. K. Hasan Paşa, 3 Nisanda Vahran surlarına erişti. Bu arada K.Hasan Paşa’nın yerine ve artçı olarak bıraktığı Rizeli Ali İskender Bey, İspanya’dan Vahran’a gönderilen yardım fılosunu, Filo komutanı Don Juan Mendoza’nın amiral gemisi de dahil olmak üzere batırdı , diğerlerini de ele geçirdi. 1509 dan beri İspanyolların elinde olan ve sürekli tahkim edilen VAHRAN kalesi K.Hasan Paşa tarafından 26 gün boyunca şiddetle kuşatılıyor ancak kale düşmüyordu.Çok Kuvvetli bir İspanyol Donanmasının yeniden Vahran’a takviye için gelmek üzere olduğu haberi alınınca Vahran kuşatmasına son verilerek Osmanlı birlikleri Cezayir’e çekildiler. K.Hasan paşa durumu Dersaadet’e (İstanbul) bir raporla arz etmiştir.
1565 Yılı MALTA SEFERİ
Rodos’tan Kanuni tarfından 1521’de kovulduktan sonra Malta'da üslenen Saint-Jean Şövalyeleri, Osmanlı gemilerine rahat vermiyor,
korsanlık yapmaktan bir türlü vaz geçmiyorlardı. İstanbul'a kıymetli ticaret
eşyası götüren büyük bir Osmanlı gemisine el koyulması, bardağı taşıran son
damla oldu.144’ü savaş gemisi olmak üzere toplam 250 parça gemi ile Piyale Paşa, 30 bin kara askeriyle de 5.Vezir Kızılahmedli Mustafa Paşa İstanbul'dan yola çıkarıldı. Malta'da orduya iltihak etmesi kararlaştırılan Trablusgarb Beylerbeyi Turgut Reis, başkomutanlığa tayin edildi. İstanbul'dan yola çıkan ordu Malta'ya varınca, Turgut Reis’i beklenmeksizin kuşatma başlatıldı. Uluç Ali Reis’de, (Sonra dan Kılıç Ali Paşa) 6 gemi ve bin askerle İskenderiye'den (Mısır Donanmasıyla)gelip; orduya katıldı.Kuşatmanın 10. günü 23 gemi ve 2 bin levendle gelen Turgut Reis, başkomutanlığı ele aldı. Cezayir Beylerbeyi Barbaros-zade Hasan Paşa'nın da, 27 gemi ve 2 bin 500 kişilik bir kuvvetle gelmesi  ise Osmanlılar'a ayrı bir şevk verdi. Barbaros-zade K. Hasan Paşa 1565 Malta muhasarasında eniştesi amiral Turgut Paşa’nın yanında yerini almıştı.
Kuşatmanın 25. günü, kaleden atılan bir top güllesi isabetiyle Turgut Reis şehit oldu. Osmanlı askeri, genel bir saldırı ile St. Elmo Kalesi'ni ele geçirdi. Adanın teslimi için gönderilen heyete olumsuz cevap verilmesi üzerine; St. Ange, St. Michel ve Le Bourg kaleleri kuşatıldı. St. Michel Kalesi'nin Castilla Burcu ele geçirildi. 3.5 aylık kuşatma sonunda, St. Jean şövalyelerinin çok zor duruma düştüğü anda İspanyollar, adanın işgal altında olmayan bölümüne 25 bin kişilik yardım kuvveti çıkardı. Mustafa Paşa, iki ateş arasında kalmamak için ağırlıklarını yükleyip kuşatmayı kaldırdı ve
donanma İstanbul'a döndü. Kuşatmanın Saint-Jean Şövalyeleri’nin zaferi ile sonuçlanması Avrupa’da büyük yankı uyandırdı. Değişik Kaynaklara göre,farklı rakamlarla Osmanlı kuvvetlerinin 25.000-35.000 arası kayıp verdiğinden bahsedilir. Özellikle Roma’da papa Malta’nın kurtulmasından dolayı kiliselerin çanlarını çaldırmıştır. Çünkü Malta kaybedilseydi Roma’da kaybedilecekti.

                                     Soldan sağa ; Tlemsen(Tlemcen) ,Vahran(Oran) , Mostaganem
Barbaroz-zâde Küçük Hasan Paşa Malta seferinin üzerinden iki yıl geçtikten sonra (1567) Ocağında (son kez) İstanbul’a çağırıldı ve görevden alındı. Bundan böyle K.Hasan paşa ‘yı bir daha aktif görevlerde görmüyoruz. 1570′ te İstanbul’da vefat etti. Beşiktaş’ta babasının (Barbaros Hayreddin Paşa) türbesine gömüldü. Küçük Hasan Paşa 4 kerede toplamda 15 yıl, 8 ay Cezayir Beylerbeyliği yapmıştır.
Hayreddinlilerin (Barbaroslar) nesli : Küçük Hasan Paşa’nın oğlu Barbaros-zâde Mahmut Bey, bahriye sancakbeyi rütbesiyle 1571 İnebahtı Savaşı‘na katılmıştır. Küçük Hasan Paşa’nın Kızkardeşi, yani Hayreddin Paşa(Barbaros) nın tek kızı, amiral Turgut Paşa ile evliydi. Hayreddinlilerin( Barbaros’ların) nesli Mahmut Bey’den yürümüştür. Hayreddinli(Barbaros) levendleri/reisleri bütün Akdeniz’de uzun yıllar adından söz ettirmişlerdir.
Rifat GÜNDAY
Eğitimci,Araştırmacı ve Tarih Öğretmeni
Kaynaklar :
1-Barbaros Hayreddin Paşa-Ebubekir Subaşı
2- Osmanlı Tarihinden İlginç Hikaye ve Anekdotlar-Avni Arslan-Ziya Demirel
3- Türk Tarihinden yapraklar-Yılmaz Öztuna
4- Türk Denizcilik Tarihi - Dr. Muhsin Kadıoğlu