22 Mart 2017 Çarşamba

Tarihimiz ve Olaylar -4 : RİZE'nin Kurtuluşu , Mütareke ve Milli Mücadele Yılları- 2


RİZE’NİN KURTULUŞU ,MÜTAREKE VE MİLLİ MÜCADELE YILLARI-2
                                                       ………/……..
İstanbul’un İşgali ve Rize’deki TBMM Seçimleri
Mebusan Meclisi’nin 22 Ocak 1920 tarihli gizli oturumunda Felah‐ı Vatan Grubunca sunulan Misak‐i Milli, 28 Ocak 1920’de kabul edildi. 6 maddeden oluşan bu metinde; milli sınırlar içinde tam bağımsız Türkiye kurulması için yemin edilmiştir. Durumu öğrenen İtilaf Devletleri İstanbul Hükümeti’ne baskı uyguladı. 3 Mart’ta Ali Rıza Paşa’nın istifasıyla, Salih Paşa başkanlığında yeni bir hükümet kuruldu ancak yine de İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal ederek mebusları tutuklayıp Malta’ya sürüldüler (16 Mart 1920) İşgalden sonra Mustafa Kemal olağanüstü bir meclisin Ankara’da toplanmasına karar verdi. 19 Martta ‘’Vilayetlere, bağımsız sancaklara ve kolordu komutanlarına’’ gönderilen genelgede seçimlerin 15 gün içinde yapılacağı, seçimlere her yerin en büyük mülkiye amirinin başkanlık edeceği, seçimin doğru ve düzenli yapılmasından sorumlu olacağı bildiriliyordu. 23 Nisan 1920 Cuma günü dualarla açılan ilk TBMM ‘ye Rize’den Zeynel Abidin (Atak), Esat (Özoğuz), İbrahim Şevki (Tüzün), Mehmet Necati (Memişoğlu),Osman Nuri (Özgen), Ziya Hurşit mebus olarak seçilmişlerdir.

TBMM Hükümetince; Doğu Cephe komutanı olarak görevlendirilen Kazım Karabekir Paşa 15.Kolordu’yla (Kolorduda çok sayıda Rize’li milis güçler de yer alıyordu) harekete geçerek, Ermeni güçlerini mağlup etti ve Sarıkamış, Kars, Ardahan ve Iğdır’ı kurtararak Gümrü’ye girdi .(7 Kasım1920). Ermenilerin isteğiyle Gümrü antlaşması yapılarak (Gümrü antlaşmasıyla Ermeniler Türkiye üzerindeki taleplerinden vazgeçti) doğu sınır çizgimizi kabul etmiş oldular. (3 Aralık 1920). Batum hariç Kars, Ardahan ve Artvin’in kontrolü TBMM ‘ye geçmiştir. Gümrü antlaşmasından sonra imzalanan Moskova (16 Mart 1921) ve Kars (13 Ekim 1921) antlaşmalarıyla da Batum milli sınırlarımız dışında kalmıştır.

Doğu cephesinde görevi sona eren Albay Halid (Kars’ın alınmasından sonra Terfi etmişti) Trabzon’a gelerek Kafkas Tümeniyle birlikte Batı cephesine katılmak üzere İnebolu’ya oradan da Anakara üzerinden İnönü cephesine ulaştı (Mart1921). Aynı şekilde bir diğer tümeni de Medine Müdafii Fahrettin Paşa 20 Ağustos 1921 de Erzurum’dan hareket ettirmiş ancak Sakarya savaşına yetişememişti.

TBMM Hükümeti ve Milli Ordunun yeniden yapılanmasıyla Milli Mücadele’nin yol haritası uygulanırken; Rize‘de bundan sonraki dönemde uğraşılan konular da olmuştur. Bunlar: Bolşeviklik tehlikesi, Batum’un alınamayışı, Sakarya Cephesi için milis-gönüllü kuvvet toplanması ve Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’in (27 Mart 1923) öldürülmesi hadiseleridir. Bunlardan Bolşeviklik tehlikesi, Bolşevik Rusya ile kurulan ilişkilerden dolayı, hem bölge halkını etkilemesi endişesiyle kısa sürede Türkiye’deki Bolşevik hareketler bastırılacaktır. Ancak bu sefer de Türkiye’deki bu hareket noktalarının bastırılmasının, Bolşevik Rusya ile ilişkileri etkilemesi gündeme gelmiş, Mustafa Kemal; “Türkiye’deki Bolşevik faaliyetlerin bastırılması, Rusya’ ile kurulan ilişkileri etkilemez “diyerek noktayı koymuştur. Esasında geleneklerine bağlı bölge halkı için bu sorun hudut sorunlarından daha kolayca atlatılmıştır.

İstanbul’un İşgalinden Sonra Anadolu’ya Silah Sevkiyatı ve Rizelilerin Faaliyetleri

Mütareke ve İstiklal Harbi sırasında kurulan bazı gizli teşkilatlar silah kaçırmak işinde büyük faydalar gösterdiler. Rizelilerin yer aldığı bu teşkilatlar, İtilaf Devletlerinin ele geçirerek, ambarlara ve depolara kapadıkları harp malzeme ve vesaitini Anadolu’ya kaçırmaya ve yeni kurulmakta olan Milli ordunun emrine vermeye çalışmışlar, bu şekilde Anadolu’daki cephanelere büyük ölçüde yardımlarda bulunmuşlardır.
13 Kasım 1919 da İstanbul’da Kara Vasıf ve arkadaşlarının gayretleriyle kurulan ‘’Karakol Cemiyeti’’ içerisinde; Yahya Kaptan Müfrezesi, Büyük Arslan Müfrezesi, İpsiz Recep Müfrezesi, Kuşçubaşı Eşref Müfrezesi, Demir Hulusi Bey Müfrezesi, Rizeli Osman Kaptan, Adapazarı’nda Yüzbaşı Hopalı Rauf, Adapazarı’nda Dr. Yüzbaşı Trabzonlu Raik gibi kişi ve müfrezeler yer almaktaydı. Cemiyet Mondros Mütarekesi’nden sonra işgal kuvvetlerinin elindeki silah ve cephanenin Anadolu’ya ulaştırılması na gayret ediyordu.
Düşmanın faaliyetlerinden haberdar olmaması için her yolu deneyen denizcilerimiz bazen farklı deniz yollarını kullanmak zorunda kalmışlardı. Topal Osman Ağa müfrezesinden Bilal Kaptan’ın kullandığı yolları; ‘’Ben eski bir denizci olduğum için hemen her limanda tanıdıklarım vardı. Bulgarların Varna Limanına gitmeyi maksat ve gayeme daha uygun bulduğumdan, fındık satmak için Varna’ya Varna’dan Burgaz’a gidersem kontrol yoktur. Çünkü bir Bulgar limanından diğer bir Bulgar limanına gidiyordum… Burada fındıkları sattıktan sonra tüfek ve fişek aldım ve doğru Rusya sahillerine yollandık. Türkiye sularında Yunan ve İngiliz donanmaları gezmekte idi.’’ Şeklinde anlatmıştır.
İstanbuldaki Karaağaç Ambarına yapılan baskında (Ekim 1920 ) bulunan Rizeliler ; Sandalcılar Kahyası Rizeli Şahinoğlu Ali Osman, Pazarlı Eyyübreisoğlu Mustafa Kaptan, Pazarlı Babaoğlu Ahmed Kaptan, Jandarma Hasan, Tahsin, Hemşinli Mehmet ve Mahmud Beyler, Fidan Ali, Zavanalı Hayrullah ve Osman, Humbaracıoğlu Mustafa, Yomralı Cafer, Rizeli Porsun Çavuşu Mehmet, Hemşinli Tahsin, Hemşinli Abdullah, Kart İsmail, Kunduracı İzmirli Mehmet, Çapalalı Pir Usta, Galip ve Mahmut Beyler’di. Baskın başarıyla sonuçlanmış, Mustafa Kaptan’ın Avniye ve Ahmet Kaptan’ın idaresindeki İsmet motorları ile bu silahlar taşınmış , taşıma masraflarının tamamını kendileri karşılamışlardır.

Rusya’dan Ankara’ya Gönderilen Silahlar ve Rize Mebusu Osman Bey’in Çalışmaları

Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da T.B.M.M.’ni açtıktan sonra, 26 Nisan 1920 tarihli bir mektubu Lenin’e göndererek, Ankara‐Moskova arasındaki siyasi ilişkileri başlatmıştı. Sovyet Dışişleri Bakanı Çiçerin tarafından, 3 Haziran 1920’de bu mektuba verilen cevapla, T.B.M.M. Hükümetini resmen tanımış oldu. Dışişleri Bakanı Bekir Sami (Kunduh) Bey başkanlığında, İktisat Vekili Yusuf Kemal (Tengirşek), Doktor Miralay İbrahim Tali (Öngören), Rize Mebusu Osman Bey (Özgen) ve Erkânıharbiye Kaymakamı Seyfi (General Seyfi Düzgören) Beylerden oluşan bir heyet oluşturuldu. Heyetin görevi Rusya’ya giderek gerekli yardımın alınmasını sağlamaktı. Heyet, Rize’den 10 Temmuz 1920’de Rusya’ya hareket etti. Heyet motorla Rus sahillerinden giderken, Bolşevik askerleri bir motordan kendilerine ateş açıp durdurdular. Evraklarını kontrol ettiler, belgeleri Rusça olmadığından, Soçi Limanına getirilip burada bir müddet beklettikten sonra, Tuapse limanına gelindi ve motor orada demirledi. Neticede heyet Moskova’ya ulaşarak Çiçerin’le görüştü. (24 Temmuz 1920) Daha sonra da Lenin’le görüşme sağlanmıştı. Rize Mebusu Osman Bey, Moskova’da heyet içindeki görevi bittikten sonra, silah, cephane ve diğer araç‐gerecin alınıp Rusya’dan Ankara’ya bir an evvel gönderilmesi için arkadaşlarına ısrar ederek Türkiye’ye dönmeyip, Moskova’dan Tuapse’ye dönerek temin edilen silah ve cephaneyi tanıdığı Karadenizli cesur motorcular ile –zor şartlarda-Anadolu’ya gönderdi. Bu motorculara hükümet tarafından herhangi bir katkı sağlanmamıştır. (Osman Bey’in getirdiği mühimmatlar; Dört bin yüz elli tüfek, 4518 sandık fişek, yirmi makineli tüfek, altmış bin kilo benzin, kırk bin kilo gaz yağı, otuz iki bin kilo dakik (dökme) ve altı yüz elli fıçı çimento, beş makineli bir silah fabrikası, doksan tahta fıçı ve yirmi demir fıçı).

Özellikle İpsiz Recep ve arkadaşlarının Milli Mücadelenin ilk yıllarında İstanbul'dan Anadolu'ya silah sevkiyatındaki ve Adapazarı bölgesindeki faaliyetleri Milli Mücadele sürecinde başlı başına bir destandır.

MİLLİ MÜCADELEDE ÖNE ÇIKAN RİZELİLER

“ Dursun kaptan Batum’dan avare etti kalktı
Yaslandı küpeşteye sigarasını yaktı.
Piryol çakıyor Piryol* selam olsun Rize’ye,
Elli beş sefer ettuk Kuvayî Milliye’de.
Of Sürmene Araklı yanaştık Trabzon’a,
Kuva-yı Milliye’ye çalıştık kana kana.”
           *Piryol : Limandaki deniz fenerinin adı.


İpsiz Recep "Emice " ve ekibi

İpsiz Recep “Emice “bir ünvanı da Sakarya Savahili Komutanı”
Mataracı Mehmet Efendi
Rize Mebusu (Çayelili) Osman Nuri BeY
Rize Mebusu (Hemşinli) Hoca M.Necati Bey (Memişoğlu)
İlyas Sami Kalkavanoğlu (İstanbul'da ticaretle uğraşan ve sonra Milis Yüzbaşılığına kadar yükselen İlyas Sami Bey, beraber kurtuluşa kürek çektiği kahramanları şöyle sıralamıştı: Rumeli Feneri'nde oturan Rizeli Giritlioğlu Hacı Şakir Kaptan, Rizeli Hacıoğlu Hafız Mehmet, Ragıp Efendi, sonradan Milis Binbaşı rütbesiyle ödüllendirilen ve Sarıyer'de oturan Rizeli Osman Saruhan Reis, kardeşi Mustafa Saruhan Reis, Rizeli Giritlioğlu Mesut Reis, Galata Çeşme meydanında oturan Rizeli Şahinoğlu Ali Osman Kâhya, Unkapanı'nda oturan Pazarlı Altundiş Mustafa Kaptan, Hemşinli Mehmet, Rizeli Hacı Lahanaoğlu Kerim Reis, Rizeli Ruşen Kalkavan Reis, Rizeli Şükrü Kalkavan Reis, Rizeli Morioğlu Rıza Reis, Rizeli Ali Uzunoğlu Reis, Rizeli Osman Varlı Reis, Rizeli Yahya Varlı Reis, Rizeli Çekmişoğulları Hasan, Ömer, Yusuf Reis, Rizeli Altınkonakoğulları Mehmet İsmail, İlyas Reisler, Rizeli İbrahim Yavaş Reis, Rizeli Karamahmutoğulları Kara Ali ve Şükrü Reis, Rizeli Hafız Muhittin Kotil Reis, Rizeli Kopuz Şakir Reis, Rizeli Mehmet Kopuz Reis, Rizeli Hacı Memişoğlu Tahsin Reis, Rizeli Gencalioğlu Mehmet Reis, Rizeli Kavranoğlu Mustafa Reis, Rizeli Sakoğlu İshak Reis, Rizeli Hordoloşoğlu Mustafa Reis, Rizeli Taful Hamdi Reis, Rizeli Mete İsmail Reis, Rizeli Salihoğlu Recep Reis, Rizeli -Oflu namı ile anılan Kasım Reis ve Sürmeneli Alikoğlu Mustafa )
Atatürk Rizeli
Bundan sonraki dönemde Rize’deki faaliyetler cepheler için gönüllülerin toplanarak intikal hareketleridir. (İsyanlar ve özellikle Sakarya savaşına çok sayıda intikaller olmuştur).

Batı Dünyası, 19. Yüzyılın başlarında Yunan Medeniyetini, Dünya Medeniyetinin başlangıcı olarak kabul eden anlayışla, buna karşı duran Türklerin; Avrupa’dan hatta Anadolu’dan atılması anlamına gelen Mondros Antlaşması’nın imzalanmasıyla bu imkanı yakalamıştı. Ancak Türk Milleti birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmiş ve düşmana karşı tek yumruk olmuştu. İşgallere karşı vatanın her bölgesine Müdafaa‐ı Hukuk Cemiyetleri kurulmuş ve düşmana karşı topyekûn savaşılmıştır. Bu büyük Milli Mücadele’de Rizeliler de üzerlerine düşen görevleri gönüllülük içinde yerine getirmişlerdir.

Rifat GÜNDAY
Eğitimci,Araştırmacı ve Tarih Öğretmeni


Kaynaklar :
1-Rize’nin Sesi , Pazar.53 ve Kaçkar .53 Gazeteleri
2-Milli Mücadele’de Rize –ATAM
3-A.Ü.Türkiyat Araştırmaları Enst.Yay.
4-Milli Mücadele’de Erzurum
EK-AÇIKLAMA

Trabzon vilâyetinin mülkî-idare yapısı:
1918 yılında: Trabzon sancağı, Trabzon, Rize ve Gümüşhane’den oluşmaktadır.
Trabzon’a bağlı kazalar, ; Ordu, Giresun, İnebolu, Görele, Vakf-ı Kebir, Sürmene, Akçaabat, Of,Maçka.
Rize’ye bağlı kazalar : Pazar, Hopa.
Gümüşhane’ye bağlı kazalar, : Torul , Kelkit, Şiran’dır.
1921 yılında : Trabzon Vilayeti idari teşkilatında bazı değişiklikler yapıldı. 4 Nisan 1921 tarihinde Ordu ve Giresun müstakil livaları kuruldu. Ordu livasına Fatsa ve Ünye kazaları dahil edildi. Mart 1921’de anavatana katılan Artvin, 7 Temmuz 1921’de kurulan Artvin Sancağı’nın merkezi durumuna getirildi.